St. Simon Manastırı'nda 60 yıl sonra yeniden tarihe ışık tutuluyor
Hatay'ın Defne ile Samandağ ilçeleri sınırında yer alan St. Simon Manastırı, yaklaşık 60 yıl sonra yeniden başlatılan kazı ve restorasyon çalışmalarıyla turizme kazandırılıyor.
Hatay'ın Defne ile Samandağ ilçeleri sınırında yer alan St. Simon Manastırı, yaklaşık 60 yıl sonra yeniden başlatılan kazı ve restorasyon çalışmalarıyla turizme kazandırılıyor.
Aknehir Mahallesi yakınlarında yaklaşık 480 rakımlı tepede 6. yüzyılda kurulduğu bilinen manastır, kentin inanç turizminde önemli yer tutuyor.
Erken Hristiyanlık hac merkezi olarak kabul edilen ve "Stilitler Tarikatı"nın kurucusu Antakyalı St. Simon tarafından dini eğitimler verilmek üzere kurulan manastır, 1930 ve 1960 yıllarından sonra üçüncü kez kurtarma kazıları ve restorasyon çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.
Hatay Arkeoloji Müzesi tarafından başlatılan kazı çalışmalarıyla, manastırda kilise tabanında bulunan üzerinde cam tesseraların yer aldığı hayvan betimlemelerinden oluşan mozaikler gün yüzüne çıkarılıyor.
Bazı bölümleri deprem gibi çeşitli nedenlerle tahrip olan manastırın mimari taşları da restore edilmek üzere numaralandırılıyor.
Yaklaşık 15 kişilik ekiple çalışma yapılan 20 dönümlük kazı alanında, manastırın içerisindeki kilise, vaftizhane, sarnıç ve diğer mimari kalıntıların ortaya çıkarılması ve bölgenin turizme kazandırılması amaçlanıyor.
"Tüm bölümleri ziyarete açılacak"
Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü Ayşe Ersoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadim kentte geçmişten bugüne kadar dinler, inançlar ve kültürlerin kaynaştığını söyledi.
St. Simon Manastırı'nın da kentteki zenginliklerden biri olduğunu ve buradaki ilk kazıyı 1930'larda Fransızların yaptığını anlatan Ersoy, ikinci kazının da 1960'lı yıllarda Gürcüler tarafından gerçekleştirildiğini dile getirdi.
Ersoy, aradan geçen 60 yılın ardından manastırın gün yüzüne çıkarılması için Hatay Arkeoloji Müzesi olarak kolları sıvadıklarını belirterek şöyle konuştu:
"Buradaki kültürel varlığı gelecek kuşaklara aktarmak için yeni bir kazı yapıyoruz. Burası yıllar içerisinde geçirdiği büyük depremlerle ve zamana yenik düşmesiyle bütün duvarlardaki kesme yapı taşları hep yıkılmış. Alanda bir düzenleme yapılacak, 3D lazer taraması, mozaiklerde de sağlamlaştırma yapıldı. Bizim mozağimizi değerli kılan bir nokta da mozaiklerde çok yoğun cam tessera kullanılmış olması ama maalesef zemine çok yakın olduğu için tahrip olmuş. Bir tane de yazıt var, yazıtta 'Bu güzel alanı tamir ettirdik.' diye yazıyor, tarihlendirme açısından önemli bir buluntu. İnşallah 2021 yılında vaftizhanede bir kazı yapmayı düşünüyoruz çünkü orası hiç açılmamış önemli bir alan. Kazılarımız sürecek ve restorasyon tamamlanınca bu önemli inanç merkezi manastırın tüm bölümleri ziyarete açılacak."
"Hıristiyanlığın ilk hac merkezlerinden biri"
Ersoy, manastır ve kurucusu St. Simon hakkında da bilgiler vererek şunları kaydetti:
"St. Simon Manastırı, Hıristiyanlığın ilk hac merkezlerinden biri. St. Simon Hatay'da doğuyor, milattan sonra 530 yıllarında Hatay'da büyük bir deprem oluyor ve ailesini kaybediyor. Bunun üzerine kendini dine veriyor. Burada 480 rakımlı dağın tepesine gelip tanrıya yakın olmak için kendini inzivaya çekiyor ve kayaya oyulmuş bir sütunun tepesinde 40 yıl kalarak tamamen tanrı ile bütünleşiyor, şifa dağıtıp dini vaazlar veriyor. Böylece ünü yayılınca akın akın tüm dünyadan ve Anadolu'dan insanlar manastıra geliyor ve Stilitler Tarikatı kuruluyor. Stilitler Tarikatı yani 'Terk-i Dünya Tarikatı'nın kurucusu St. Simon kabul ediliyor."