Srebrenitsalı Anneler "Üç Yol" Filmini İzledi
Üsküdar Belediyesince 8 Mart "Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla düzenlenen "21. Yüzyılda Savaşta Kadın Olmak" etkinliği öncesi gösterilen "Üç Yol" filmini izleyen Srebrenitsalı anneler, yönetmen Faysal Soysal'la buluştu.
Üsküdar Belediyesince 8 Mart "Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla düzenlenen "21. Yüzyılda Savaşta Kadın Olmak" etkinliği öncesi gösterilen "Üç Yol" filmini izleyen Srebrenitsalı anneler, yönetmen Faysal Soysal'la buluştu.
Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezindeki gösterim sonrası gazeteci-yazar Bünyamin Yılmaz'ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşiye katılan anneler Munira Subasıc, Hotic Kada, Ramiza Gurdıc, Zumra Sehemerovic ve Sehida Abdurrahmanovic, "Üç Yol" filmi hakkındaki düşüncelerini yönetmen Soysal'la paylaştı.
Moderatör Yılmaz, "Üç Yol" filminin 2013'te izleyiciyle buluştuğunu belirterek, "Filmi daha önce sinemada izlemiştik ama bugün daha da anlamlı hale geldi. Hem Bosna Srebrenitsa'dan hem Türkiye'den annelerimizle ortak bir duyguyu yoğun şekilde yaşadığımız bir gösterim oldu. Filmin ilginç bir hikayesi var. Bosna'da Sırplar tarafından yapılan katliamları hep Türkiye'de içeriden, savaş sırasında televizyonlardan yansıtılan görüntülerden izledik ama Faysal Soysal bunun ötesinde bir şey yaptı ve 'Üç Yol' ile Bosna'da yaşanan drama daha içeriden bakmamızı sağladı" diye konuştu..
Yönetmen Soysal da filmi çekme amacını son sahnede yer alan "Zamanın dokunduğu hiçbir şeyin sular altında kalmayacağı" sözünün anlattığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ben Batman Hasankeyf'liyim ve Hasankeyf sular altında kalınca bizim oradaki mezarlarımız da sular altında kalacak. Tarihimiz ve aynı zamanda belki de bizi biz eden, var eden, insanımızı hatırlatan bütün ilişkilerimiz, anılarımız, hatıralarımız, insanlığımız aynı şekilde sular altında kalacak. Bu, basit gibi görülebilir ama bunun gelecekteki önemini ve aslında güçlü tarafını Bosna'da kayıplarını arayan annelerin hikayelerini dinlediğimizde daha iyi anlıyoruz."
İnsanın bir şeyi kaybettiğinde o kaybın acısından muazzam derecede etkilendiğini ifade eden Soysal, bir kayba uğrayan insanın, hayatının geri kalanını o kayıpla sürdürdüğünü belirtti.
Soysal, Srebrenitsalı annelerin "Srebrenitsa Katliamı" sırasında kocalarını ve çocuklarını kaybetmelerine ilişkin şunları kaydetti:
"Srebrenitsalı annelerin katliamda yaşadığı kayıp, erkeklerini, çocuklarını kaybetmeleri ve onları hala aramalarının herhalde tarihte bir benzeri de Hz. Yakup'un, oğlu Yusuf'u kaybetmesidir. Hz. Yakup'un, oğlu Yusuf'a duyduğu hasret belki de aslında Srebrenitsalı annelerin çocuklarını kaybetme özlemlerini, acılarını en yakından tarif edecek durumdur. Onlar da Hz. Yakup'un, oğlu Yusuf'a duyduğu hasreti çekiyor."
Bir şair olarak hayata karşı hissettiklerini, anlamlandıramadıklarını ve hakikat, aşk arayışını "Üç Yol" filminde birleştirdiğini vurgulayan Soysal, filmi çekerken Srebrenitsalı annelerin hikayelerini bildiğini fakat kendileriyle tanışmadığını aktardı.
Soysal, annelerle tanışması ve sonrasında yaptığı çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:
"Filmden sonra onlarla birebir tanışma cesaretini buldum ve Srebrenitsa'da onlarla oturdum. Sonrasında da El Cezire'ye 'Kayıp Zamanlar' belgeselini yaptım. Film, 'Üç Yol' hikayesinin devamı aslında. Bir zamanın kaybolması aslında bizim için önemli olan, bizi etkileyen şey. Sinema ve belgesellerle bu kayıp zamanı arıyoruz. Daha sonra her bir annenin hikayesini TRT için yaptım. Şimdiye kadar Saliha, Şuhra ve Hanife annelerin yer aldığı 3 bölüm yayınlandı. TRT onay verirse devamını çekerek yayınlayacağız."
"Kardeş ülkemiz Türkiye'nin bizim için çok şey yapabileceğini düşünüyorum"
Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subasıc, filmde acı, aşk ve umut arasında gidip gelen bir hikayeye tanık olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu film, denizde bir damla. Faysal Soysal'a çok teşekkür ediyorum Srebrenitsa anneleri olarak. Bizim yaşadıklarımıza olan duyarlılığın artmasını sinemada da görmek bizi mutlu ediyor. Çünkü kaydedilmeyen şey aslında var olmayan şeydir. Bu filmi izlediğimiz zaman şunu aklımdan geçirdim, aynı mücadelenin savaşçısıyız. Genelde Müslümanlar, özelde Boşnaklar olarak unutkanlık hastalığıyla karşılaşıyoruz. Yahudiler bu konuda hem sinema hem başka yollarla hikayelerini sürekli anlatıyor ve unutturmuyorlar. Biz de en az onlar kadar bu konuda elimizden geleni yapmaya gayret göstermeliyiz, yaşadıklarımızı unutmamalı ve unutturmamalıyız. Kardeş ülkemiz Türkiye'nin bu konuda, bizim için yapabileceği çok şey olduğunu düşünüyorum."
Annelerden Hotic Kada da filmi hangi sinema kategorisine koyacağının kararını veremediğini söyleyerek, "İzlerken, tıpkı bizim hikayemizin hangi hayat kategorisine koyulacağına karar veremediğim gibi... Filmde, romantizm, acı, korku her şey var, tıpkı bizim hayatlarımızda olduğu gibi. Bizi yansıtmakta başarılı olduğuna inanıyorum" diye konuştu.
Filmle geçmişe gittiğini aktaran Zumra Sehemerovic ise "Türkiye'deki yönetmen ve yapımcılara seslenmek istiyorum, filmleriniz için gereken hikayeler Bosna'da sizi bekliyor, onları yansıtmak için elimizden geleni yapacağımızı bilmenizi istiyorum" dedi.
Sehida Abdurrahmanovic de Faysal Soysal'ı oğlu gibi gördüğünü dile getirerek, "Faysal oğluma bizim hikayelerimizi sinemaya aktardığı için çok teşekkür ediyorum" dedi.
Ramiza Gurdıc ise filmi izlerken dışarı çıkmak zorunda kaldığını ifade ederek, şu duygularını paylaştı:
"Filmde oğlunu arayan, göremeyen bir anne söz konusuydu. Ben de kendi oğlumu filmdeki gibi kaybettim, oğlumu başsız ve kolsuz gömmek zorunda kaldım ve dayanamayıp çıktığım için özür dilerim. Filmde aşk konusunun işlenmesini doğal karşılıyorum çünkü benim oğlum öldürüldü, yaşasaydı kesinlikle o da bir aşk yaşayacaktı."
Etkinlik kapsamında ayrıca bu akşam 18.00'de yönetmen Soysal'ın belgesel filmi "Kayıp Zamanlar"ın gösteriminin ardından Srebrenitsalı annelerle bir söyleşi gerçekleştirilecek.