Srebrenitsa Anneleri" Katliamı Anlattı
Srebrenitsa Anneleri Derneği üyeleri Munira Subasıc, Hotic Kada, Ramiza Gurdıc, Zumra Sehemerovic ve Sehida Abdurrahmanovic, Srebrenitsa katliamı sırasında yaşadıklarını anlattı.
Srebrenitsa Anneleri Derneği üyeleri Munira Subasıc, Hotic Kada, Ramiza Gurdıc, Zumra Sehemerovic ve Sehida Abdurrahmanovic, Srebrenitsa katliamı sırasında yaşadıklarını anlattı.
Üsküdar Belediyesince Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen etkinlikte AA muhabirine açıklama yapan Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subasıc, yönetmenliğini Faysal Soysal'ın üstlendiği "Kayıp Zamanlar" belgeselindeki görüntülerin kendisini o günlere götürdüğünü belirterek, "Biz bu belgeseldeki görüntülerin içinde yaşadık. Belgeselde anlatılan her şey doğru, hatta fazlası var. 1991-1995 yılları arasında yaşadıklarımızı unutturmamak için 1996 yılında derneğimizi kurduk" dedi.
Derneğin yaklaşık 2 bin 500 üyesi olduğunu ve her geçen gün sayının arttığını anlatan Subasıc, "Sırplar, dünyanın gözü önünde kocalarımızı ve erkek çocuklarımızı öldürdü. Üstelik bu katliam, Hollanda askerlerinin bizi koruduğunu sandığımız sırada, onların gözünün önünde yapıldı. Küçücük kızlarımıza tecavüz ettiler. Srebrenitsalı anneler olarak ilk başta kayıpların öldüğüne inanmak istemedik, daha sonra şehitlerimizin kemikleri bulunmaya başlandığında kocalarımızın ve çocuklarımızın öldürüldüğünü kabul etmek zorunda kaldık ve derneğimizi kurarak Sırpların yaptığı katliamı dünyaya duyurmak için harekete geçtik" diye konuştu.
Bulunan kemiklere uygulanan DNA testleriyle kayıpları tespit ettiklerini, kemikleri bulunan kocalarının ve çocuklarının mezarlarını kendi elleriyle yaptıklarını aktaran Munira Subasıc, "Katliamı unutturmak çok kolay olduğu gibi, hatırlatması da çok kolay" dedi.
Srebrenitsa katliamının Srebrenitsalı anneler öldüğünde unutulacağını sananların yanıldığını, her şeyi dünyaya anlatmaya çalışırken torunlarına da anlattıklarını belirten Subasic, "Biz ölsek de torunlarımız katliamı unutturmayacak. Anlattıklarımız, çocuklarımızın, torunlarımızın hafızasında hep canlı kalacak. Artık ölecek çocuğumuz yok. Bugün Türkiyeli kardeşlerimize sesimizi duyurmak için buraya geldik. Onlardan Srebrenitsa'da olanları sadece bizden dinlemelerini istiyorum çünkü yaşadıklarımızı sadece biz biliyoruz. Türkiye'deki annelerden de bizden dinlediklerini, yaşadığımızı her yerde anlatarak derneğimizin bir üyesi olmalarını, mücadelemizi desteklemelerini istiyorum" ifadelerini kullandı.
Subasıc, Türkiye'ye gelmekten büyük mutluluk duyduğunu, dünyanın her yerine giderek yaşadıklarını anlatmaya çalıştıklarını dile getirerek, "Haftaya Washington'a gideceğim ama oraya giderken aynı duygularla gitmiyorum. Türkiyeliler bizim kardeşlerimiz, buraya geldiğimde kendimi evimde hissediyorum" dedi.
Dernek üyesi Ramiza Gurdıc de katliam sırasında oğlunu kaybettiğini, oğlunun Sırplar tarafından götürülürken, "Anne sana son kez bakıyor olabilirim" dediğini ancak kendisinin, oğlunun geri döneceğini düşündüğünü anlattı.
"Sırpların böyle bir şey yapabileceğini asla düşünmemiştim. Savaştan önce hepimiz bir arada yaşıyorduk, hiç sorunumuz yoktu. Oğlumun kemiklerini bulduğumda onun elleri yoktu, oğlumu öyle gömmek zorunda kaldım. Ben oğlumu öyle doğurmamıştım" diyen Gurdıc, eş ve çocukları Sırplar tarafından götürüldüğünde ölmek istediklerini ve hayatta kaldıkları için bugün bile mutlu olmadıklarını ancak şehitleri, Sırpların yaptığı zulmü ve soykırımı unutturmamak için hayatta kaldıklarını söyledi.
Katliam öncesi Sırp komşuları olduğunu aktaran Hotic Kada ise "Savaş başlayınca Sırp komşularımız bir anda ortadan kayboldu. Biz böyle şeyler olabileceğini asla düşünmüyorduk. Erkeklerimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi, bizi sadece Müslüman olduğumuz için öldürdüler. Yaşadıklarımızı asla unutamıyoruz, unutturmayacağız" dedi.
"Kayıp Zamanlar" belgeselinin yönetmeni Faysal Soysal da Srebrenitsa'da yapılan katliamın her mecrada anlatılması gerektiğine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Katliam sonrası kayıp çocuklarını, eşlerini arayan Srebrenitsa anneleri, yaşanan soykırımın canlı tanıkları. Onlar, yaşadıklarını bütün dünyaya duyurmak istiyor. Ben de üç bölümünü yaptığım 'Srebrenitsa Anneleri' belgesel dizisiyle tanıklıklarını ekrana taşımak istedim. Çünkü bu katliama dünya bugün bir yerden bakıyor ama sadece günah çıkartmak için. Orada yaşananlara, bir şekilde zulmün olduğuna dair bir işaret var ama hiçbir zaman bu işin esas sorumlusu kim, kimse bunu söylemeye cesaret edemiyor. Annelerin anlattıklarını dinleyenler, belgesellleri izleyenler, bugün burada anlattıkları işin sorumlularının kim olduğuna dair bir fikir edinecektir."
Soysal, belgesel çekimleri sırasında Srebrenitsa'da bulunduğunu söyleyerek, genç Srebrenitsalılar için istihdam yaratılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Söyleşinin ardından, etkinliğe katılan Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler ve Üsküdar Belediyesi Kültür Müdürü Abdurrahman Demirel, Srebrenitsalı annelere teşekkür edip çiçek verdi.