Sıra Dışı Okur", Annesinin Acıklı Yaşam Öyküsünü Yazıyor
Gölpazarı ilçesine bağlı Kurşunlu köyünde çiftçilikle uğraşan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünün 4 yıl önce "sıra dışı okur" unvanı verilen 52 yaşındaki kadın, yazarlığa da yöneldi Çiftçi Engin: "Okuduğum kitap sayısının 2 bini geçtiğini tahmin ediyorum.
MESUT TANKULU - Gölpazarı ilçesine bağlı Kurşunlu köyünde çiftçilik, besicilik ve arıcılık yaparak ürünlerini pazarda satan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce 2010 yılında "sıra dışı okur" unvanı verilen kadın, kitap yazmaya başladı. Biyografi türündeki eser, kadının 32 yaşında vefat eden annesinin hüzünlü hikayesini okuyuculara yansıtacak.
"Köyünden çıkmadan dünyayı okuyan kadın" olarak bilinen Bedriye Engin (52), AA muhabirine yaptığı açıklamada, kitap okuma alışkanlığının, çocukluğunda babasının okuduğu gazetelerle başladığını söyledi.
Her eserde kendisini bulduğunu belirten Engin, yaklaşık 40 yıldır kitap okuduğunu anlattı.
Okuduğu kitapların sayısını hatırlamadığını vurgulayan Engin, şöyle devam etti:
"Okuduğum kitap sayısının 2 bini geçtiğini tahmin ediyorum. Atatürk, 57 yaşına kadar 3 bin 937 kitap okumuş. Ben de Allah ömür verirse bu sayıya ulaşmak istiyorum. Kitap satın alma lüksüm hiç olmadı. Hep kütüphanelerden, arkadaşlardan, oradan buradan tavsiye üzerine okudum. Kitabını okuduğum ilk yazar olan Stendhal'ın bende bir anısı var. Bir televizyon programında yapılan röportajda bana, ' Elif Şafak'ı beğenir misin' diye sordular. 'Çok beğenirim' dedim. Elif Şafak, doğaçlama yazıyor. Onun yazım tarzını Stendhal'a benzettiğimi söyledim. Elif Şafak da o röportajı görmüş ve Londra'dan beni telefonla aradı. Sonra bir kez daha görüştük. Benim hakkımda tweet atmış. Hakkımda çok güzel şeyler yazmış. Hoşuma gitti. Geçen yıl Kütüphaneler Haftasında Hatay'da birçok yazarla tanıştım. Şimdi televizyon yayınları ve belgesellerden sonra yazarlar, bana yazdıkları ilk kitabını imzalayıp gönderiyor."
"Annemin cenazesinin yanına gidip uyumuşum"
Engin, okumanın yanı sıra yazarlığa adım atmaya karar verdiğini dile getirdi.
Eskiye nazaran daha az vakit bulabildiği için hızlı kitap okuma stratejileri geliştirdiğini aktaran Engin, "Okuma hızımı epey hızlandırdım. Ayrıca okuduğum kitaplar, bana hızlı yazma özelliği kazandırdı" ifadesini kullandı.
Yazmaya başladığı kitap hakkında bilgi veren Engin, bunun biyografi türünde olduğuna değindi.
Eserinde annesinin hayatını konu aldığını bildiren Engin, şunları kaydetti:
"Annemin kısacık bir yaşantısı var. 32 yaşında vefat etmiş. Bulgaristan'dan Türkiye'ye geliş gidişlerini yazıyorum. Bazı yerlerde çok zorlanıyorum. Annemin hayatında, 32 yaşında ölümü en zorlandığım sayfa. Bu bir sayfayı neredeyse bir haftada yazdım. Annemin ölüm gününden hatırladığım tek tek kareleri yazdım o sayfaya. Annem öldüğünde 4,5 yaşındaydım. O günden hatırladıklarım; teyzemin verdiği 2,5 lirayla aldığım bir kaymaklı bisküvi, bahçeye serilmiş çarşaflar, toprak sobanın üzerinde kurutulmuş gül yaprakları... Sonra ben o arada kaybolmuşum. Herkes cenazeyi bırakıp beni aramaya başlamış. Her yeri aramışlar, artık köyün içini aramaya başlamışlar. Sonra annemin cenazesinin yanına gidip uyumuşum. Annemi son kez görmek isteyen köylüler geldiği zaman bir kıpırtı hissetmiş birisi, çarşafı açmış, ben uyuyorum. Uyandırmak istemişler, teyzem bağırmış; 'Bırakın uyusun.' Yani cenazeyi kaldırmak için benim uyanmamı beklemişler."
Engin, çiftçilik, besicilik ve arıcılık yaparak ürettiği bal, ceviz, badem, salça, zeytin gibi ürünleri yıllardır pazarda sattığını ayrıca internette pazarladığını sözlerine ekledi. - Bilecik