Şimdi Nereyi İşgal Edelim?" Belgeseli Yarın Vizyona Girecek
Oscar ödüllü İrlanda asıllı ABD'li yönetmen Michael Moore'un "Şimdi Nereyi İşgal Edelim?" belgeseli yarın vizyona girecek.
Oscar ödüllü İrlanda asıllı ABD'li yönetmen Michael Moore'un "Şimdi Nereyi İşgal Edelim?" belgeseli yarın vizyona girecek.
"Bowling for Columbine'", "Sicko" ve "Fahrenheit 9/11'" gibi filmlerin Oscar ödüllü yönetmeni Moore'un, ilk gösterimi 2015'te Toronto Film Festivali'nde yapılan belgeselinde, Finlandiya, İtalya, Tunus ve Fransa gibi ülkeler "işgal edilerek" ABD'nin sosyal ve ekonomik problemlerine çare aranıyor.
Belgeselin Beyoğlu Sineması'nda gerçekleşen basın gösterimi sonrası AA muhabirine değerlendirmede bulunan Yeni Şafak gazetesi sinema yazarı Suat Köçer, Michael Moore'un, ABD'nin uluslararası politikalarına muhalif çıkışlarıyla sadece sinema dünyasının değil, geniş kitlelerin de dikkatini çeken bir belgeselci olduğunu söyledi.
Köçer, Moore'un özellikle savaş karşıtı tutumuyla büyük sempati topladığını belirterek, şunları söyledi:
"Moore'un yeni belgeselinde, öncekiler gibi Amerika'nın işgalci tavrını yeriyor ve Amerikan polisinin özellikle siyahilere uyguladığı işkence ve diğer insanlık dışı tutumları görüntüler eşliğinde eleştiriyor. Avrupa ülkelerindeki insani değerlere yaslanmış uygulamaları seyircisine aktarıp, sıklıkla bu uygulamaların Amerika'daki olumsuz karşılıklarını hicvediyor."
Belgeselde yer alan insanlık onuru, kadın hakları, eğitim ve çeşitli özgürlüklere dair vurguların önemli olduğunu ifade eden Köçer, şu görüşünü paylaştı:
"Ancak nedense finalde adeta dümen kırıp, 'aslında her şeyin en güzeli, her önemli değerin ilk örnekleri Amerika'da ortaya çıktı, bu yüzden de kendimize gelmeli, Amerikan rüyasının hakkını vermeliyiz' kıvamında bir mesajla belgeseli bitiriyor. Evet, içerikte çok anlamlı eleştiriler var fakat Amerika'nın günahları Oz Büyücüsü'nden bir vurguyla bitecek kadar romantik değil."
"Eleştiri kürsüsünün değişmez aktörü Amerika"
Film Arası dergisi yazarı Murat Ata ise belgesel dalında sinemanın en önemli fenomenlerinden olan Michael Moore'un ülkesi ABD özelinde kapitalizme savaş açan, onu farklı farklı dayanak ve güç alma noktalarından sarsmaya çalışan yaklaşımının genellikle büyük övgülere mazhar olduğunu anlattı.
Moore'un belgeselde, alttan alta da "iyi polis-kötü polis" tavrını sürdürdüğü konusunda itham edildiğine vurgu yapan Ata, şunları aktardı:
"Moore'un son filmi Şimdi Nereyi İşgal Edelim'de de özellikle finale doğru takındığı yumuşak geçişin aynı eleştiriye maruz kalması kaçınılmaz görünüyor. Moore'un 2008 yapımı belgeseli Hasta'da Amerika'nın sağlık sistemindeki yapısal sorunlarını farklı ülkelerin sağlık politikaları üzerinden eleştiren tutumu, bu kez eğitimden sağlığa, işçi haklarından suçlu haklarına değin çok daha geniş bir perspektifle ele alınırken tabii ki eleştiri kürsüsünün değişmez aktörü Amerika oluyor."
Ata, Moore'un belgeselde çoğunlukla Avrupa ülkelerindeki uygulamaların yerinde ve yetkili kişilere görüşülmek suretiyle örneklendirildiğini, kıta dışına uygulamalı olarak Tunus'la çıkıldığını ve İran'ın kök hücre alanındaki çalışmaları tek cümleyle geçtiğini kaydetti.
Belgeselde, ABD'ye potansiyel olarak verimli örnekler oluşturacak Asya kıtasından ya da Güney Amerika'dan herhangi bir uygulamaya başvurulmamasının şaşırtıcı ve düşündürücü olduğu yorumunu yapan Ata, şöyle devam etti:
"Tunus'a yaklaşımın Arap Baharı ve eşcinsel hakları üzerinden yapılması ise oryantalist bir okumayla değerlendirmeye kapı açıyor. Moore'un Avrupa ülkelerinin en güçlü ve örnek gösterilebilecek alanlarına yaptığı vurgular bir an için kusursuz ülke algısı yaratabilir ama kendisinin de değindiği üzere ülkelerin sorunlarını kabul etmekle beraber örnek olabilecek yanlarını odağına alıyor ve o uygulamaları ülkesine götüreceğini deklare ediyor."
Murat Ata, belgesel boyunca ABD'nin ırkçı, özgürlük karşıtı, sömürgeci ve savaş sevdalısı yanlarına tekrar tekrar eleştiriler yöneltildiğinin altını çizerek, "Türkiye'de yaşayan seyirciler olarak belgeselde dem vurulan neredeyse tüm alanlarda maalesef geri olduğumuz gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmek kalıyor. Ülke olarak hayatı birbirimiz için kolaylaştırmak yerine ne kadar zorlaştırdığımızı anlamak için bu belgesel değerli bir fırsat." dedi.
Belgesel, yarın vizyona girecek.