Seyircisi ile yaşayan sanat: Tiyatro
"Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz o boş kubbede, bir hoş sada (seda) olarak kalır. Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız...
"Görooorum hepiniz gardroba koşmaya hazırlanıyorsunuz... Birazdan teatro bomboş kalacak...Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar... Çünkü Satenik'in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır... Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir... Hiranuş'la Virjinya'nın bir diyaloğu eski kostümlerin birinin yırtığına sığınmıştır... İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde yine sahneye dökülürler...
Artık kendimiz yoğuz... Seyircilerimiz de kalmadı... Ama repliklerimiz fısıldaşır dururlar sabaha kadar... Gün ağırır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır...
Perde..."
Bu tirad Haldun Taner'in ölümsüz eseri "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı"nın finalinde Tomas Fasulyeciyan'ın ağzından seslendirilmektedir.
15 yaşında tiyatroya gönül vermiş 1843 doğumlu bir Osmanlı Ermeni 'sidir sevgili Tomas Fasulyeciyan... Tüm hayatı boyunca şehirden şehire gezmiş, tiyatroya büyük katkılarda bulunduktan sonra 1903 yılında o dönemin sanatçılarının büyük bir çoğunluğu gibi yoksul bir şekilde hayata gözlerini yummuştu.
Oyunun doruk noktasına ulaşan bu unutulmaz tiradın, Tomas Fasulyeciyan karakterini canlandıran usta tiyatrocu Münir Özkul tarafınan oyunun yazarı Haldun Taner'in ricası üzerine yazıldığı rivayet olunur. Her ne kadar bu tirad Münir Özkul ile anılsa da özellikle onun gibi büyük oyuncuların mütevaziliğiyle özdeşleşir.
Sevgili Gülriz Sururi, bir anısında tiyatronun suya yazılmış bir sanat olduğunu söylemiş...
Tiyatro ile karşılaştırıldığında edebiyatın, resmin, sinemanın kalıcılığı daha fazla gibi görülse de, her temsilin sadece size özel olarak bir defalık deneyimlenir olması, tiyatroyubellekte daha derin izler bırakan bir sanat salı haline dönüştürüyor.
İnsanlik tarihinin 2000'den fazla yılında insanı insana insanca anlatan, bu ölümsüz sanat, insanlığın öyküsünü tarihe yazmıştır ve süphesiz insanlik tarihinin sonuna kadar da yazacaktir.
Tiyatrosuz kalmamanız dileğimle…
"Salaklar Sofrası" İzmir'de…
Cesar ödüllü Francis Veber'in ünlü Fransız komedisi "Salaklar Sofrası", Dionysos Tiyatro yorumu ile 4 Temmuz Perşembe İzmir Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu ve 5 Temmuz Cuma İzmir Bornova Ayfer Feray Açıkhava Tiyatrosu'nda...
Oyunda kullanılan resim ve heykeller gerçek ressam ve heykeltraşlarıneserleri olup, oyun sonunda eserleri sahiplenmek isteyen izleyiciler direkt sanatçılarla görüşebileceklerdir. Bu yönüyle sanat dallarının birbirini desteklemesi ve sanat içinde sanat yaklaşımı tiyatro sahnelerinde ilk defa yaşanıyor.