Schweinfurt'a Türk Tiyatrosunu Getirdik"
Almanya'da kurduğu "The Companies"te Türkçe oyunlar sahneleyen oyuncu ve yönetmen Engin Seçgin, "İnsanlar sürekli kötü haberler alırken sahnede bu yaraları deşmeyi uygun bulmuyorum.
KAAN BURAK ŞEN - Almanya'da kurduğu "The Companies"te Türkçe oyunlar sahneleyen oyuncu ve yönetmen Engin Seçgin, "İnsanlar sürekli kötü haberler alırken sahnede bu yaraları deşmeyi uygun bulmuyorum. Ben sanatımla anılmak isterim, politikayı politikacılar yapsın." dedi.
Almanya'da "The Companies" adlı bir tiyatro kuran oyuncu ve yönetmen Engin Seçgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tiyatroda Türk oyunları sahnelediğini, oyunların Alman ve Türk izleyiciler tarafından büyük ilgi ile karşılandığını anlattı.
Seçgin, Almanya'da doğup büyüdüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Çocukluğumdan beri sahneyi hayal ediyordum. 17-18 yaşlarımdayken, arkadaşlarımın da aralarında yer aldığı bir grup tarafından Schweinfurt'ta amatör bir oyun sahneye koyuldu. Oyunu izlerken ben de içerisinde bulunmak istediğimi farkettim. Okuma provası yapıyorlardı, bir kişi eksikti. Yönetmen teksti okumamı istedi, okudum, sonra da oynamamı istedi. Yani, tiyatroya alaylı olarak başladım."
Sonradan dahil olduğu tiyatro grubunu "Mozaik Tiyatro" adlı bir dernek olarak hayata geçirdiğini ve başkanı olduğunu aktaran Seçgin, "Mozaik Tiyatro'ya Türkiye'den Devlet Tiyatroları'ndan Semih Sergen, Yavuz İmsel, Erden Alkan gibi hocaları getirdim. Bu hocalarımla yoğun bir usta çırak ilişkisi geçirdim. Sahnede pişerek serüvenim başladı. O dernek, bir süre sonra dağıldı." diye konuştu.
"Türkçe tiyatro yapmayı özlediğimi fark ettim"
"Tiyatro yapacağız, eğleneceğiz diye başladığım iş, iki ayda bir oyun çıkardığım profesyonel bir yere evrildi." diyen Seçgin, şu bilgileri verdi:
"10 sene Almanya Şehir Tiyatrosu'nda oynadım, hala da oynuyorum. İki ay sonra oyunum var. Oscar Wilde'ın 'The İmportance of Being Earnest' oyununun prömiyerini yaptık. Bu yaz turneye çıkacağız."
Derneğin kapanmasının ardından Türk tiyatrosundan on yıl boyunca koptuğunu dile getiren Seçgin, "On yılın sonunda Türkçe tiyatro yapmak istediğimi fark ettim tekrar. 'The Companies'i kurdum, böylece Schweinfurt'a ilk Türk tiyatrosunu biz getirdik." dedi.
Seçgin, 'The Companies' bünyesinde ilk olarak Ray Cooney'in "Hangisi Karısı" oyununu sahnelediklerini ifade ederek, oyunun süpervizörlüğünü usta tiyatrocu Haldun Dormen'in yaptığını söyledi.
"Tiyatromunuz ismini Haldun Dormen koydu"
"Almanya'da doğdum büyüdüm fakat Türkçe düşünüyorum ve rüya görüyorum." ifadesini kullanan Seçgin, şu açıklamayı yaptı:
"En başta bu işe başlamamın nedeni Türkçe oyun oynamak istememdi. Türk tiyatro kültürünü buradaki insanlarla, özellikle Almanlarla paylaşma isteğimdi. Haldun Dormen'le de çalışmak istiyordum. Schweinfurt'ta çok şey yaşadım ve burada yapmak istedim bu işi. Hedefim kesinlikle amatör değil profesyonel bir tiyatromuzun olmasıydı. Tiyatromuzun ismini Haldun Dormen koydu."
Seçgin, Türkiye'de "Ne Münasebet", "Filinta" gibi dizilerde rol aldığı bilgisini vererek, tiyatrosunun muhit olarak sadece Almanya'ya bağlı olmadığını, Türkiye dahil dünyanın her yerinde oyun sahnelemek istediğini kaydetti.
"Ben tiyatrodan geliyorum. Sinema ve televizyon işi yapıyor olsam da tiyatrodan kopmam söz konusu olamaz." düşüncesini dile getiren Seçgin, "Bu iş tek kurşunluk bir iş değil, tiyatro ve başka yerlerde de oynamaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
Sanatçı, "The Companies" bünyesinde sahnelenmeye devam eden "Hangisi Karısı" oyununun Almanya'da Frankfurt, Nürnberg ve Münih gibi yerlerde sahnelendikten sonra, Avrupa turnesine çıkacağını aktardı.
"The Companies, klasik bir tiyatro ismi değil." düşüncesini paylaşan Seçgin, şu açıklamada bulundu:
"Bizim yapacağımız işlerde her şeyle karşılaşabilirsiniz. Haldun Bey'in daha önce çalıştığı bir işi Almancaya çevirip, Almanya'da sahneye koyma fikrimiz de var. Birgün iyi bir film çekmek de istiyorum çünkü sinema da beni cezbediyor."
"Her insana eşit hitap etmek zorundayız"
Engin Seçgin, sanatçıların sahnede ideolojik görüşlerini yansıtmasına da değinerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz her insana eşit hitap etmek zorundayız. Sinemaya giden, tiyatroya giden herkesi memnun edemem ama onlara eşit yaklaşırım. Bir sanatçıysam bazı şeyleri aşmış olmam gerekir. Sanat politikanın üzerinde bir şey. Sahnede, insanları şişirmeyi, üzmeyi doğru bulmuyorum. Hayat zaten yeteri kadar insanları meşgul ediyor. İnsanlar sürekli kötü haberler alırken sahnede bu yaraları deşmeyi uygun bulmuyorum. Ben sanatımla anılmak isterim, politikayı politikacılar yapsın."
Oyuncu olarak sadece yaptığı işe odaklandığını dile getiren Seçgin, "Ben sahnede egolarımı devreye sokmam. Sahneye de, sete de erken gider, rolüm gelene kadar çalışırım. Çalışan arkadaşlarıma yardımcı olmaya de gayret ederim. Kolumdaki 'hiç' dövmesi de bana mütevazı olmam gerektiğini hatırlatıyor." ifadelerini kullandı.