Haberler
Suriye'deki operasyon sonrası Fransızların 102 yıl önce hazırladığı harita yeniden gündem oldu

102 yıl sonra ortaya çıkan harita Orta Doğu'yu karıştıracak

Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu: 14 şüpheli daha gözaltına alındı

Türkiye'nin kilitlendiği soruşturmada yeni gözaltılar var

Bahçeli'nin konuşmasını yırtan Özgür Özel'e MHP'den sert tepki

Bahçeli'nin konuşmasını yırtan Özel'e sert tepki: Bavulunu toplaması yakındır

Şanlıurfa'da Temizlik İşçisi Mahzuni Şerif Koleksiyonuyla Stres Atıyor

Şanlıurfa'da Temizlik İşçisi Mahzuni Şerif Koleksiyonuyla Stres Atıyor
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Şanlıurfa'da temizlik işçisi Mehmet Nuri Tüldarı, günün yorgunluğunu evindeki Aşık Mahzuni Şerif'in yüzlerce plak ve kasetlerinden oluşan koleksiyonunun arasında atıyor. Tüldarı, çocukluğundan beri halk ozanı Mahzuni Şerif'e hayranlığıyla biliniyor ve onun eserlerini mırıldanarak sokakları süpürüyor.

Şanlıurfa'da temizlik işçisi Mehmet Nuri Tüldarı, günün yorgunluğunu evindeki Aşık Mahzuni Şerif'in yüzlerce plak ve kasetlerinden oluşan koleksiyonunun arasında atıyor.

Eyyübiye Belediyesi çalışanı, 50 yaşındaki Tüldarı, çevresinde çocukluğundan beri halk ozanı Mahzuni Şerif'e hayranlığıyla biliniyor.

Sokakları süpürürken Mahzuni'nin eserlerini mırıldanan Tüldarı, günün yorgunluğunu ise evinin bir odasındaki halk ozanının plak ve kasetleri arasında kimi zaman saz çalarak, kimi zaman da sanatçının türkülerini dinleyerek atıyor.

Mehmet Nuri Tüldarı, AA muhabirine, çocukluk döneminde Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki köylerinde çobanlık yaptığı sırada kaybolan keçisini bulmak için ahırları gezdiğini, bu sırada bir müzik sesi duyduğunu anlattı.

İlk kez o dönemde Aşık Mahzuni Şerif'in sesini duyduğunu ve çok etkilendiğini belirten Tüldarı, "Ahırdan çıkarken baktım bir ses geliyor. Elektrik falan yoktu o dönemde, Aşık Mahzuni Şerif çalıyor, oradan etkilendim. Tabii biz görmemiştik. Elektrik yokken ne plak vardı ne televizyon. O gün bugün takip ettik. Kasetlerini topladım, 1993'e kadar bütün arşivini yaptım." dedi.

Tüldarı, bir süre sonra rahatsızlık geçirdiğini, daha sonra askere gittiği sırada bütün arşivini kaybettiğini ve büyük üzüntü yaşadığını dile getirdi.

Askerlik dönüşü yeniden kasetleri toplamaya başladığını ifade eden Tüldarı, "Biz gene başladık, topladık, topluyoruz ama sonu gelmiyor. Şu an Mahzuni'nin 453 tane 45'lik plağı bende mevcut. Daha başka firmalarda çıktıklarını görüyorum ve alıyorum. Kasetleri de var. 1970'li yıllarda Avrupa'da yapılan ve Türkiye'ye gelmeyen kasetleri de bende mevcut. Sevdamız devam ediyor. Mahzuni'nin çocuklarıyla da görüşüyorum, dostluğumuz muhabbetimiz devam ediyor." diye konuştu.

Tüldarı, kendi çabasıyla saz çalmayı öğrendiğini, sürekli halk ozanının eserlerini çaldığını söyledi.

"Bunlarla yaşamak benim için ruhun bir tedavisidir"

20 yıldır yapmaktan gurur duyduğu temizlik işinde çalıştığını ve mesaisinin ardından günün yorgunluğunu koleksiyonunun arasında attığını kaydeden Tüldarı, şöyle devam etti:

"Mesaim bitti mi eve gelirim, duşumu alırım, üstümü değiştiririm. Odama gelir, otururum. Kasetlere bakıyorum huzurlu oluyorum, bir plak dinliyorum daha huzurlu oluyorum. Yani buraya geldiğim zaman gittikçe gençleşirim. Herkese tavsiye ederim. Bu nostaljileri bir araya getirip de bunlarla yaşamak benim için ruhun bir tedavisidir."

Aşık Mahzuni Şerif ile hayatta olduğu dönemde telefonda konuştuğunu, çocukları Yetiş ve Ruşen Ali'nin isimlerini sanatçının verdiğini anlatan Tüldarı, zaman zaman da halk ozanının ailesiyle görüştüklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA / Kültür Sanat
title