Sadece Tarih Değişiyor. Biz Hep Aynıyız!
Jack London, okurlarının alışık olduğu üzere Katıksız Sevgi'de de medeniyetin farklılaştırdığı insan-hayvan ilişkilerine değiniyor.
"Daha hayatımın ilk yıllarında, o doğuştan gelme ve doymak bilmez merakım yüzünden, eğitilmiş hayvanların
yaptığı gösterilerden hoşlanmaz oldum. Bu tür eğlenceden beni yoksun eden, o gösterileri eğlendirici olmaktan
çıkaran, merak duygularımdı; çünkü gösterilerin nasıl gerçekleştirildiğini öğrenmek için, gösterilerin ardında
yatanları araştırmak zorunda kalmıştım.
Ve bu yürekli gösterilerle, eğlentilerin pırıltıları ardında gördüklerim,
hiç de güzel şeyler değildi. Öyle ürkünç bir işkenceler yumağıydı ki bu, dünyada aklı başında olan hiç kimsenin,
bunun farkına vardıktan sonra, eğitilmiş hayvan gösterilerini izlemekten hoşlanacağına inanmıyorum."
Özgün adı Michael, The Brother of Jerry (Michael, Jerry'nin Kardeşi) olan bu romanın baş kahramanı bir köpek… Güçlü ve güçsüzün savaşını anlatan roman, sahibine tutkuyla bağlanan bir köpeğin onun için canını ortaya koyuşunu konu ediyor. London'ın daha pek çok yapıtında olduğu gibi burada da insanın kendini doğadan üstün tutan, mağrur tavrını okumaya davet ediliyoruz. Katıksız Sevgi, kuşkusuz yazarın gerçek hayatından izler taşıyor!
On dört yaşındayken okulu bırakıp denizlere açılmasını, "Serüven rüzgârlarının estiği yerlerde olmak istedim; istiridye kaçakçısı olmak, hapse düşmek, yerleşik düzenin çarklarının kölesi olmaktan çok daha romantikti," diye yorumlayan Jack London, Katıksız Sevgi'de yelkenleri gerçekten serüven rüzgârlarıyla şişen teknelerle gezdiriyor okuru…
JACK LONDON
JACK LONDON, 1876'da San Francisco'da doğdu. Asıl adı John Griffith Chaney olan Jack London, Oakland'da, annesinin ve soyadını aldığı üvey babasının yanında yetişti. 14 yaşında, yoksulluktan kurtulmayı ve serüvenlere atılmayı umarak okulunu bıraktı.
Japonya'ya gitti, ABD'nin hemen her yerini gezdi; işsiz kaldı, hapis yattı. Darwin, Marx ve Nietzsche'nin kitapları hayata bakışını değiştirdi. Bu bilinçle 19 yaşında okula döndü. 1897'de Klondike bölgesinde altın arayanlara katıldı. O dönemdeki deneyimleri, gerek toplumsal tavrına, gerekse edebiyatçı yaklaşımına büyük katkıda bulundu.
Otobiyografik romanı Martin Eden, Kurt Kanı, Vahşetin Çağrısı, Beyazdiş, Deniz Kurdu, Demir
Ökçe gibi her biri diğerinden ünlü yapıtlar yazan ve Anatole France'ın "Kıpır kıpır hayat ve düşünce kaynayan yazar" diye tanımladığı Jack London, 17 yılda elli ciltlik dev bir külliyat yarattıktan sonra 1916'da California'da 40 yaşında öldü.