Haberler
MSB kaynaklarından Halep'te başlayan savaşla ilgili ilk açıklama

Türkiye'den sınırımızda başlayan savaşla ilgili ilk açıklama

Sahte dolar iddiaları sonrası Merkez Bankası ve TBB'den art arda açıklamalar

Sahte dolar iddiaları sonrası Merkez Bankası ve TBB'den art arda açıklamalar

Milli Savunma Üniversitesi'nin kitabındaki Türkiye haritası ortalığı karıştırdı

Kitaptaki Türkiye haritası Milli Savunma Bakanlığı'nı karıştırdı

Yerine kayyum atanan muhtar sessizliğini bozdu

Yerine kayyum atanan muhtar sessizliğini bozdu

Paket Lastiklerinden 4 Milyon Dolarlık Kemana

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"Metrodaki Kemancı" olarak tanınan Grammy ödüllü keman virtüözü Joshua Bell, 4 yaşındayken müziğe ilgisinin ortaya çıktığını söyleyerek, "Paket lastiklerini topluyor ve odamda çekmecemin kulpuna takarak, kendi küçük enstrümanımla farklı müzikal sesler elde etmeye çalışıyordum" dedi.

HİLAL UŞTUK - "Metrodaki Kemancı" olarak tanınan Grammy ödüllü keman virtüözü Joshua Bell, 4 yaşındayken müziğe ilgisinin ortaya çıktığını söyleyerek, "Paket lastiklerini topluyor ve odamda çekmecemin kulpuna takarak, kendi küçük enstrümanımla farklı müzikal sesler elde etmeye çalışıyordum" dedi.

Amerikalı kemancı ve orkestra şefi Bell, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müziğe başlama serüvenini ve müzikle dolu yaşamını anlattı.

Profesyonel müzisyen olmayan ancak müzikle iç içe bir ailede büyüdüğünü ifade eden 48 yaşındaki sanatçı, "Ablam, kuzenim ve annem yani ailemdeki herkes enstrüman çalıyordu. Annem piyano çalıyordu. Benim de bir enstrüman çalmam çok doğaldı bu yüzden." diye konuştu.

Joshua Bell, ailesinin, müzikten kopuk bir çocuk hayal etmediğine işaret ederek, müziğin her çocuğun yaşamında olması gerektiğini, yaptığı işte de en önem verdiği şeyin bu olduğunu söyledi.

Müthiş bir aileye sahip olduğunu ifade eden Bell, şöyle devam etti:

"Henüz, 4 yaşında bir çocukken ailem bana enstrüman aldı. Çünkü müziğe olan ilgimi fark etmişlerdi. Paket lastiklerini topluyor ve odamda çekmecemin kulpuna takarak, kendi küçük enstrümanımla farklı müzikal sesler elde etmeye çalışıyordum. Bunu görünce, 'evet, ona bir keman almamız gerek' dediler. İşte böyle başladı her şey. Evde hep klasik müzik vardı. Annem piyanoda daima Beethoven, Mozart, Chopin çalıyordu. Radyoda da hep klasik müzik dinleniyordu. Çocukken pop müziği pek bilmiyordum. Daha sonraları rock, caz ve diğer müzik türlerini de öğrendim. Ama klasik müzikle büyüdüm. Şimdi de zamanımın büyük bölümünde klasik müzik yapıyorum."

"Genel anlamda çok çalışıyorum"

Bell, keman pratiği yapmak için ayırdığı zamanın, gününe göre değiştiğini belirterek, "Kemanla çalışmam günde bir saat veya 5 saat olabilir. Bazen bu daha da fazla olabiliyor. Tamamen gününe ya da turne planıma göre değişiyor. Bazen müziksiz bir gün geçirmem gerektiğini düşünüyorum ve kafamı boşaltmak için sadece Amerikan futbolu izliyorum bütün gün. Genel anlamda çok çalışıyorum. Ancak tabii keman çalmayı, günde 8 saat çalışılan bir iş gibi yapamazsınız. Çok fazla konsantrasyon gerekiyor çünkü. Bu da beyin için iyi bir şey değil. Yani çalışırken tamamen buna yoğunlaşmalısınız ama çok uzun saatler boyunca değil." değerlendirmesinde bulundu.

Konserlerinde kullandığı 4 milyon dolarlık kemanıyla ilgili de bilgi veren sanatçı, şunları aktardı:

"Kemanım Antonio Stradivarius'un 1713 yılında yaptığı, şu anda 303 yaşında olan bir keman. Benim için dünyada ender bulunan muhteşem kemanlardan biri olan bu kemanı çalabilmek adeta bir hayal gibi. Çocukken keman öğretmenimin de Stradivarius'u vardı. Yani daha çocukken, bir gün sahip olmak için kendime örnek olarak onu görmüştüm. Bu keman çok özel benim için."

Ünlü sanatçı, bu kemanın dışında modern bir kemanı olduğunu da dile getirerek, "Fakat bu en özeli. Pratik yaparken de buna ihtiyacım var. Çünkü çoğu zaman pratik yaparken bir şekilde enstrümanınızla bir ilişki kuruyorsunuz. Bu nedenle başka bir enstrümanla pratik yapıp sonra da (konserde) bunu çalamazsınız. Bu şekilde olmaz bu iş." ifadelerini kullandı.

"Başarılı olmanın birçok yolu var"

Müziğe gönül veren genç müzisyenlere tavsiyelerde bulunan sanatçı, şöyle konuştu:

"Başarının birçok farklı anlamı var. Gençler, başarılı olmayı sadece dünyadaki en ünlü kemancı ya da en ünlü piyanist olmak sanıyor. Başarının birçok yolu var. Çoğu insan benim gibi çılgın bir yaşama sahip olmayı istemez. Yılda 250 gün konserler nedeniyle geziyorum. Benim için başarı bu. Çünkü yapmaktan hoşlandığım şey bu. Fakat herkes için aynı değil. Dünyada, tüm müzisyenlere yetecek kadar yer var. Müzisyen olarak bir orkestrada veya gençlere müziği öğreterek de müzikle dolu bir yaşama sahip olabilirsiniz. Yani müzisyen için başarılı olmanın birçok yolu var. Ayrıca müziğin her gencin sahip olması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum ancak tabii ki herkes profesyonel müzisyen olacak değil. Müzik uzmanlıktan çok daha ötesi. Sanırım hayatımızı daha çok dolduran ilginç bir şey ve bence sanat ve müzik insan olmanın gereklerinden."

Joshua Bell, müziğin dışında spor yapmayı sevdiğini sözlerine ekleyerek, tenis, basketbol, masa tenisi ve bilardo oynadığını, tehlikeli bulduğu için de futbolda sadece seyirci olduğunu kaydetti.

" İstanbul, gelmek için harika bir şehir"

İstanbul'a şimdiye kadar 10 veya daha fazla kez geldiğini söyleyen sanatçı, "Her defasında menajerime, bir kez daha buraya geleceğimden emin olmak istediğimi söylüyorum. Her geldiğimde iyi bir deneyim oluyor benim için hem dinleyiciler anlamında hem de çok güzel bir şehir. Artık çok sayıda arkadaşım da oldu Türkiye'de. Yemeklerinizi de seviyorum. İstanbul, gelmek için harika bir şehir. Enerjisi ve ilgi çekici olmasıyla da oldukça özel bir şehir." dedi.

Bell, bu ziyaretinde İstanbul'u pek gezemediğini dile getirerek, "Biraz İstanbul sokaklarında yürüdüm. Bu kez ilk kez Ankara ve İzmir'e de gideceğim. Şimdiye kadar sadece İstanbul'a geliyordum. Bu ziyaret diğer şehirleri de göreceğimden benim için ilk olacak. Çok ilgi çekici ama yalnızca birer gün kalabileceğim." diye konuştu.

Yılın büyük bölümünde konserler dolayısıyla dünyayı gezen sanatçı, meydana gelen terör saldırılarının kendisini durdurmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:

"Terör saldırıları dolayısıyla elbette hepimizin korkuları var. Ülkem ABD bile, vatandaşlarını bazı bölgelere gitmemeleri ve kamuya açık bazı alanlarda dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Bu şekilde yaşıyor olmak da bence çok üzücü. Terör her yerde meydana gelebilir. Yaşadığım yer olan New York'ta da oldu. Paris'te ve Londra'da da oldu. Yaşama devam etmek zorundasınız. Karşıdan karşıya geçerken bir otobüs de ezebilir. Eğer korkuyla yaşarsanız, yaşayamazsınız. Benim işim yolculuk yapmayı gerektiriyor. Daha başka ne diyeceğimi bilemiyorum ama artık bunun geçmesini ve bir şekilde tarihte kalmasını umuyorum."

Ünlü sanatçı bu akşam Congresium Ankara'da, yarın ise Uluslararası İzmir Festivali 30.Yıl Açılış Konseri için Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde sahnede olacak.

Kaynak: AA / Kültür Sanat
title