Osmanlı-Rus Savaşı'nda hayat kurtaran bal küpü
Osmanlı-Rus Savaşı'nda hayat kurtaran bal küpü Artvin'de hayat kurtaran tarihi bal küpü gün yüzüne çıktı Artvin'de Osmanlı-Rus Savaşı sırasında köylerini terk etmek zorunda kalan ve daha sonra geri dönen köylülerin mağarada sakladığı içi bal dolu küp, dört kuşaktır korunuyor.
Osmanlı-Rus Savaşı'nda hayat kurtaran bal küpü
Artvin'de hayat kurtaran tarihi bal küpü gün yüzüne çıktı
ARTVİN - Artvin'de Osmanlı-Rus Savaşı sırasında köylerini terk etmek zorunda kalan ve daha sonra geri dönen köylülerin mağarada sakladığı içi bal dolu küp, dört kuşaktır korunuyor. Atalarının küpün içinde bulunan balla beslenerek hayatta kaldıklarını belirten yöre sakinleri tarihi küpe gözü gibi bakıyor.
Artvin merkeze bağlı Taşlıca Köyü'nde, yaşanan hazin bir hikaye rastlantı sonucu gün yüzüne çıktı. Osmanlı-Rus Savaşı, bilinen adıyla 93 harbi döneminde geçen hikayede, Taşlıca köyü sakinleri savaş sırasında köylerini terk etmek zorunda kaldılar. Geri dönme ihtimallerini düşünerek bir küp dolusu balı köyde bulunan bir mağara sakladılar. Bir yıl sonra geri dönen bölge halkı, köylerini yerler bir olmuş evlerini ise yakılmış halde buldular. Yiyecekleri olmayan ve sakladıkları küp dolu bal sayesinde açlıktan kurtulan bölge halkının torunları, küpü dört kuşaktır saklıyor.
Taşlıca Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin arıcılık ve bal üretimi ile ilgili yapılan çalışma sırasında rastlantı sonucu bulunan bal küpü için, tarihi niteliği taşıdığı gerekçesiyle çalışmalar başlatıldı. Köyde asırlardır bal üreticiliği yapıldı küp sayesinde kanıtlanmış oldu.
"Küp bölgede arıcılığın asrılardır yapıldığını kanıtlıyor"
Kooperatifin fahri danışmanlığını yapan Yaşar Kars tarafından yapılan çalışma sırasında ortaya çıkan tarihi küp ve hikayesi, bölgede bal üretiminin yaşam içerisindeki önemli yeri belirtiliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Kars," Taşlıca köyünde bulunan mahallelerde, 40-85 yaş aralığında olan değişik kişilerle birebir yapılan görüşmelerde, 5-6 kuşak öncesinden arıcılığın yapıldığı, alınan bilgiler doğrultusunda görülmekte. Bu duruma göre, bölgede arıcılığın bilinen geçmişinin 250-300 yıllık tarihe sahip olduğu ortaya çıkıyor. Küp ise hikayesiyle bölgede ki aracılığın asırlardır yapıldığını kanıtlıyor" dedi.
"Bal küpüne gözümüz gibi bakıyoruz"
Küpün dördüncü kuşak sahibi Nurettin Paçacı ise, söz konusu bal küpünün yapım tarihini bilmediklerini, halen kendi ailesinde bulunan bu küpün, dedesinin babası tarafından Osmanlı-Rus savaşı döneminde kullanıldığını ifade etti. Paçacı, "Köyümüzde arıcılık bizim bildiğimiz kadarıyla 6 kuşak eskiye dayanmaktadır. Tarihini bilmediğimiz arılıklar vadi içerisinde bulunmaktadır. İyi bir vadi araştırılması yapılırsa, buradaki üretimin daha da eski tarihlere gideceğini tahmin ediyorum. Bu anlamda bu bal küpüne de gözümüz gibi bakarak saklıyoruz. Bu bizim aynı zamanda geçmişimiz ve tarihimiz. Dedemin babası tarafından kullanıldığını biliyoruz. Osmanlı-Rus Savaşı döneminde köyümüzden göçmek, hatta kaçmak zorunda kalan aileler olmuş. Bizim ailemiz de bunlardan biridir" diye konuştu.
"Bal küpü atalarımı yaşama bağlamış"
Balın besin olarak çok dayanıklı olduğunu ve uygun şartlarda çok uzun yıllar saklanabildiğini kaydeden Paçacı "Bu düşünceyle, hem taşıma zorluğu hem de belki bir gün geri gelirsek işimize yarar düşüncesiyle, yaklaşık 150 okka bal alan bu küp, bal doldurularak bir mağaraya saklanmış ve ailenin geri geldiğinde tam anlamıyla yaşama tutunma, hatta dedemin anlattığına göre açlıktan ölmemelerini sağlamıştır. Ailemizle geri gelen birkaç aile de bu besinle günlerce açlığını gidermiştir. Ailemizde 15-20 yıl öncesine kadar kullanılan ve hala kullanılabilir durumda olan bu küpün, bizdeki manevi değeri çok yüksektir. ve hala evimizin ambarında başköşede durmaktadır. Çünkü bu küp, içindeki balla besinle birçok insanın hayatını kurtarmıştır" ifadelerini kullandı.
Öte yandan küp aynı zamanda, etnografik eser niteliğiyle, Arkeolog ve Sanat Tarihçi Dr. Osman Aytekin tarafından da raporlandığı bildirildi.