Haberler
Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Komisyonda gerginlik! Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler salonu terk etti

CHP'li vekilin sözleri sonrası Bakan Güler salonu terk etti

Osmanlı'nın Bitkisel Tedavi Arşivi Nobel'i Alabilir"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, bitkisel tedavinin Türkiye'de 1960'lı yıllara kadar uygulandığını belirterek, "60'lı yıllarda bunlara 'çer çöp', 'kocakarı ilacı' dediler.

CİHAN DEMİRCİ - Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, bitkisel tedavinin Türkiye'de 1960'lı yıllara kadar uygulandığını belirterek, "60'lı yıllarda bunlara 'çer çöp', 'kocakarı ilacı' dediler. O zamanlarda Osmanlı'nın otacı kültürü maalesef kaybolup gitti. Kaybolan kültürümüzü tekrar ayağa kaldırmaya çalışıyorum." dedi.

Saraçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bitkisel tedavinin Anadolu Selçuklu ve Osmanlı döneminde yoğun şekilde kullanıldığını söyledi.

Bitkisel tedavinin Türkiye'de de 1960'lı yıllara kadar uygulandığını aktaran Saraçoğlu, şöyle konuştu:

"60'lı yıllarda bunlara 'çer çöp', 'kocakarı ilacı' dediler. O zamanlarda Osmanlı'nın otacı kültürü maalesef kaybolup gitti. Kaybolan kültürümüzü ben tekrar ayağa kaldırmaya çalışıyorum. Osmanlı'dan bu yana gelen otacı kültürünü tanıtmaya ve insanlara anlatmaya çalışıyorum. Doğanın bize verdiği şifa gücü ortadadır. Ben gezerek insanlara bu hizmeti sunmaya çalışıyorum."

Prof. Dr. Saraçoğlu, Osmanlı'da birçok hastalığın bitkisel tedaviyle iyileştirildiğini dile getirdi.

En çok kullanılanlar dikkate alındığında tedavi için yüze yakın bitkinin kullanıldığını aktaran Saraçoğlu, "Tabii bunların karışımları da var. Bazı bitkileri tek başına kullanıyorsunuz. Bazılarını ise iki tane, üç tane bitkiyi karıştırarak şifayı elde edebiliyorsunuz. Dolayısıyla bu kültürü çok iyi yaşatmamız lazım. Osmanlı arşivlerimiz bunun için çok zengin bir kaynaktır." diye konuştu.

Bitkisel tedavi kaynağı: Osmanlı arşivleri

Saraçoğlu, Çinlilerin geçen yıl bitkisel tedavi anlamında Nobel Tıp Ödülü aldığını anımsatarak, "Ödül, Tu Yoyo adında 87 yaşında bir kadına verildi. Neyle verdiler, 3 bin yılık Çin el yazmalarını inceledi, araştırdı ve sıtmaya karşı en etkili bitkisel tedaviyi geliştirdi. Bunun için de Nobel Ödülü aldı. Osmanlı çok geniş bitkisel tedavi arşivine sahip. Kaynak zenginliği açısından bitkisel tedavide Nobel Ödülü alınabilir." dedi.

Tarihten bu yana Japonya, Çin, Ermenistan ve Polonya'nın hiçbir şekilde alfabesini değiştirmediğini vurgulayan Saraçoğlu, "Bizde şimdi kimse Osmanlıcayı okuyamıyor. Diyelim ki Osmanlıca harfleri biliyorsunuz, kelimelerin karşılığını bilmiyoruz. Hem kelimelerimiz değişti hem de harflerimiz değişti. Milyonlarca kitap arşivlerde insanların okuması için bekliyor. Bu çok büyük bir handikap oluşturdu." ifadelerini kullandı.

Saraçoğlu, günümüzde en çok kronik rahatsızlara ilişkin sorularla karşılaştığını belirterek, romatizma, diyabet ve yüksek tansiyonun bu hastalıklar arasında başı çektiğini kaydetti.

Kaynak: AA / Kültür Sanat
title