Oltu Taşı Ustası Mahmut Çelebi'nin Esma-i Hüsnası Dünyayla Buluşuyor

Erzurum'un Oltu ilçesinde Oltu Taşı Ustası Mahmut Çelebi, özel olarak ürettiği Esma-i Hüsna tesbihleri ile dünya çapında ilgi uyandırıyor. Eşsiz tasarımları ve uzun işleme süreci, bu koleksiyonluk eserlerin değerini artırıyor.
Esma-i Hüsnayı Oltu Taşı ile buluşturuyor
ERZURUM - Erzurum'un Oltu ilçesinde Oltu Taşı Ustası Mahmut Çelebi'nin Esma-i Hüsna tesbihleri dünyaya satılıyor.
İnsanoğlunun bilinen en eski süs eşyalarından olan Oltu Taşı, Erzurum'un Oltu ilçesinde yöre insanının emeği ile yeraltından bin bir güçlükle çıkarılıyor. Sonrasında oltu taşı ustalarının maharetli ellerinde anlam buluyorr. Dünyada tek olan ve baba mesleğini geleceğe taşıyan Oltu Taşı Tesbihi Ustası Mahmut Çelebi, sanatıyla dikkatleri üzerine çekenlerden birisi. Özellikle "Esma-i Hüsna" adı verilen Allah'ın 99 ismini taşıyan özel tesbihleriyle tanınan Çelebi, bu eşsiz eserleri pek çok ülkeye satıyor.
Oltu Taşı tesbihçiliğine farkıl bir boyut kazandıran Çelebi, taşları önce suda bekleterek çatlamadan işlemek için uzun süreli bir uğraş veriyor. Esma-i Hüsna tesbihlerinin her bir tanesi, ustanın sanatıyla işleniyor. Çelebi, bu süreci yaklaşık 6 ayda tamamlıyor. Çelebi'nin özel koleksiyonluk tesbihlerine olan talep, sadece Türkiye ile sınırlı değil. Yurt dışından da birçok koleksiyoncu, bu eşsiz eserler için özel siparişlerde bulunuyor. Pekin'den Amerika'ya kadar geniş bir alıcı kitlesine sahip olan Mahmut Çelebi'nin üretim yaptığı atölye ise, evinin alt katında yer alıyor. Küçük yaşlarda tesbih yapmaya başlayan Mahmut Çelebi, o günden bugüne kadar sanatı geliştirerek koleksiyonluk tesbihler üretmeye devam ediyor. Geliştirdiği sıra dışı oyma teknikleri ile tanınan Çelebi, her bir tasarımıyla tesbih sanatına katkı sağlamaya devam ediyor. Oltu Taşı tesbihçiliği, Mahmut Çelebi'nin ellerinde daha da anlam kazanıyor. Evli 3 çocuk babası olan Çelebi Esma-i Hüsna teşbihin uzunluğu 1 metre 55 cm daneler 12- ye 17 mm olan tesbihin fiyatı ise 7 bin dolar. Bu özel çalışmalarda en büyük destekçisi abisi Selahattin Çelebi oluyor. Esma-i Hüsna'nın her bir isminin anlamını taşımaya özen gösteren ustanın bu çalışmalarına, hem yurt içinden hem de yurt dışından yoğun bir ilgi gösterilmeye devam ediyor.
İşte Oltu Taşı'nın ayırt edici özellikleri
Ülkemizde en çok coğrafi işaret sahip olan üçüncü şehir olan Erzurum, Gaziantep ve Konya ile bu anlamda yarış içinde bulunuyor. Türk Patent tarafından tescil edilen coğrafi işaretli Oltu Taşı'nın tanımı ve ayırt edici özellikleri ise şu şekilde ifade ediliyor, "Siyah Kehribar olarak da adlandırılan Oltu Taşı, tipik sedimenter teşekkülleridir. Neojen yaşlı birimlerinde 70-80 cm kalınlığında bir marangoz tabakası içinde azami birkaç cm kalınlığında, birkaç metre yataylık gösteren mercekler halinde bulunmaktadır. Bu tabakalar yer yer çatallanmış ve kırılmışlardır. Marın ve Killerden oluşan, filik karakterindeki merceklerin, şiddetli teknotizmaya maruz kalıp kıvrımlaşarak kırıldığı tahmin edilmektedir. Oltu Taşı çıkarmak için açılan galeriler içerisinde birçok bitki ve ağaç fosillerine de rastlanır. Oltu Taşının az da olsa damarlı olması nedeniyle tamamen pürüzsüz bir görünümü yoktur. Oltu Taşına elle temas halinde kadifemsi bir dokunuş hissi verir. Ayrıca zımpara kağıdına sürüldüğünde kahverengi toz bırakır. Kolaylıkla çatlayıp kırılmaz ve uzun süre dayanıklıdır. Fiziksel Özellikleri Oltu Taşı'nın en dikkat çekici özelliği yer kabuğundan çıkarıldığında çok yumuşak, hava ile temas ettirilmediği sürece bu yumuşaklığını muhafaza edip, hava ile temas ettiğinde sertleşen, zengin, kompakt bir maddedir. Bu özelliklerinden dolayı Oltu Taşının işlenmesi kolay, işlendikçe hava ile temas ederek sertleşen, kullandıkça parlayan bir cevherdir. Genellikle siyah, bazen koyu kahverengi, nadiren gri ve yeşilimsi renklerde bulunur.