Mucize Bebek" Azra'nın Hayalini Doktorluk Süslüyor
Van depremine henüz 14 günlükken yakalanan ve enkaz altından 47 saat sonra çıkarılarak "mucize kurtuluşun" adı olan, "Azra bebek" olarak bilinen 6 yaşındaki Azra Karaduman, büyüyünce dedesi gibi çocuk doktoru olmak istiyor.
MERVE TOPUZ - Van depremine henüz 14 günlükken yakalanan ve enkaz altından 47 saat sonra çıkarılarak "mucize kurtuluşun" adı olan, "Azra bebek" olarak bilinen 6 yaşındaki Azra Karaduman, büyüyünce dedesi gibi çocuk doktoru olmak istiyor.
Pulur Mahallesi'ndeki evlerinde annesi Semiha, babaannesi Gülsade ve dedesi Ahmet Karaduman ile kalan Azra, bu yıl okul heyecanı yaşıyor.
Evlerinin yakınındaki Reşit Akif Paşa İlkokulu'na giden Azra, günlerinin büyük bölümünü okulda arkadaşlarıyla geçiriyor.
Okula alışan, öğretmenini seven Azra, eve geldiğinde de önce oyuncaklarıyla oynuyor, sonra hemen ödevinin başına oturuyor. Ödevlerini özenle yapan ve yıldızlı notlar alan Azra, büyüyünce çok sevdiği dedesi gibi çocuk doktoru olmak istiyor.
Çocuk doktoru olan dede Ahmet Karaduman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşadıkları depremi unutmanın mümkün olmadığını söyledi.
Azra'nın kendilerini hayata bağladığını, hayata daha fazla sarılmalarını sağladığını belirten Karaduman, "Azra, bizi yaşama tutundurdu. Daha fazla gayret ve onun geleceği için daha fazla efor sarf etme ihtiyacı hissettim ve halen çalışmaya devam ediyorum. Azra'nın prematüre halinde saatlerce enkazda kalıp o halde sağlam çıkması, Rabbim tarafından bize mucize olarak verildi. Bu, bize bütün acılarımızı unutturuyor." diye konuştu.
"Her şeyimizi Azra'ya göre planlıyoruz"
Karaduman, Azra'nın 6 yaşını doldurduğunu ve okula başladığını dile getirerek, "Bir hafta içinde de okula alıştı, adapte oldu. Öğretmeni ve arkadaşlarıyla arası çok iyi. Heceleyerek okuyabiliyor ve okuma alıştırmaları yapıyor. Her şeyimizi Azra'ya göre planlıyoruz. Bütün gayemiz onu çok güzel bir şekilde yetiştirmek ve ona iyi bir gelecek hazırlamak." ifadelerini kullandı.
Torununun kendisini çok sevdiğini ve özendiğini anlatan Karaduman, şunları kaydetti:
"Azra, çocukları çok seviyor. Tedavi etmeyi, birine yardım etmeyi seviyor. Merhamet duygusu çok fazla. Bana da özendiği için doktor olma ideali var, inşallah da olur. Kendi yaşından küçük çocuklarla ilgilenmeyi, onlara yardım etmeyi çok seviyor. Onlara bir iyilik yapmak istiyor. Çocuk doktorluğu onun nazarında bir iyilik yapmak. O yüzden çocuk doktorluğuna hevesi de var.
Birilerine yardım etmek ve onun mutlu olduğunu görmek, onun için en büyük sevinç kaynağı."
"Erciş kelimesi zihnine yerleşti"
Karaduman, Azra'ya depremden hiç bahsedilmediğini ama onun da bazı şeylerin farkında olduğunu anlattı.
"Eskiye dair bazen 'Deprem oldu.' diyor hatta Erciş kelimesi zihnine yerleşti, Erciş'i biliyor ama tabii detayını bilmesi mümkün değil." diyen Karaduman, şöyle konuştu:
"Biz kesinlikle bahsetmedik. Azra biliyorsa da bize hissettirmiyor, ben öyle tahmin ediyorum. Bizim yanımızda da bu konuyu açmak istemiyor. Ona olayları detaylı anlatmamız için en azından 5-6 yıl daha geçmesi lazım ki izah edebilelim. Mezarlığa gittiğimizde de babasının mezarının olduğunu bilmiyor ya da biliyor, bize hissettirmiyor. Mezarlığa alıştı, gidiyor, dua da ediyor ama 'Bu, babam' demiyor. 'Buraya niye geliyoruz?' diye de bize hiç sormuyor ama babasının yok olduğunu biliyor. Babasının fotoğrafları duvarda asılıydı, annesi sorar diye kaldırdı. Fotoğraf konusu gündeme daha gelmedi, şu anda göstermiyoruz."
Van'ın Erciş ilçesinde 23 Ekim 2011'deki depremde 14 günlükken enkaz altında kalan Azra bebek, 47 saat sonra kurtarılarak depremin simgesi haline gelmişti. Dede Ahmet Karaduman'ın ilk etapta kurtulduğu depremde, Azra bebek, annesi ve babaannesi sonradan enkaz altından çıkarılmıştı. Depremde baba Sinan Karaduman ise yaşamını yitirmişti.