Mısır'ın Öteki Piramitleri
Köklü medeniyetlerin beşiği Mısır bugünlerde darbe ile gündemde. Ancak Ortadoğu’nun bu büyük ülkesi, düşünce dünyasından edebiyata, müzikten sinemaya dünya çapında şahsiyetler yetiştirdi.
Mısır, bulunduğu coğrafi konum, tarihi ve kültürel birikimiyle İslam âlemi üzerinde tarih boyunca etkili olmuş bir ülke. 400 yıl Osmanlı egemenliği altında kalan Mısır’da bir Türk etkisinden bahsedilebileceği gibi, aynı zamanda Türkiye’de de bir Mısır etkisinden bahsedilebilir.
Bu bağlamda Türkiye-Mısır ilişkilerini yalnızca din kardeşliği ile sınırlamak mümkün değildir. Mısır’ın yalnızca bugün yaşadığı devrim ve devrim karşıtı darbe ile gündemimizde oturduğu düşünülemez. Çünkü bu iki ülkenin tarihi/siyasi ve oldukça köklü kültürel bağları vardır. Örneğin Mısır, ilk modernleşmesini Osmanlı döneminde ve bir Osmanlı valisi olan Mehmet Ali Paşa döneminde yaşamıştır. Modernleşme bağlamında Osmanlı Mısır’ı, Mısır Osmanlıyı etkilemiştir. Ayrıca bu iki ülke arasındaki bağı, birçok âlim/aydının Osmanlının son döneminde Türkiye’den Mısır’a göç etmesinde görebiliriz. Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a yerleşen Milli Şairimiz M.Akif Ersoy ve Mustafa Sabri Efendi ilk akla gelenlerdir. Osmanlının son döneminde İslamcılık düşüncesiyle öne çıkan, Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu Said Halim Paşa, bilindiği gibi Kahire doğumludur. Osmanlı döneminde sadrazamlık yapmış olan Said Halim Paşa, siyasi tecrübesi ve geniş bilgi ve birikimiyle kaleme aldığı “Buhranlarımız” adlı eseriyle, Tanzimat’ı ve Osmanlının içinde bulunduğu sorunlara çözüm getirmiş, önemli tespitlerde bulunmuştur. Türkiye’deki İslamcılık düşüncesinin Said Halim Paşa ve Mehmet Akif Ersoy isimlerinin etrafında değerlendirilmesi oldukça anlamlıdır.
Yakın dönem Türkiye’deki İslamcılık düşüncesinin oluşumunda da Mısırlı âlim ve yazarların payı oldukça büyüktür. Özellikle 70 ve 80’li yıllarda Mısırlı yazar ve âlimlerden yüzlerce tercüme yapılmıştır. Bu dönemde İslamcı çizgideki Müslümanların, Seyid Kutup’un “Yoldaki İşaretler” ve “Fizilâl-i Kuran” eserlerinin başucu kitapları olduğu bir gerçektir.
Fatımiler (989) zamanından beri İslami ilimler alanında hizmet veren El Ezher gibi köklü bir kuruma da ev sahipliği yapan Mısır, düşünce ve edebiyat alanında önemli bir konuma sahiptir. Özellikle Arap âleminde ilk olarak Batı ile temas kuran ülke olması, İslam dünyasındaki modernleşme hareketlerinin ilk olarak buradan; Efgani, Muhammed Abduh, Reşit Rıza gibi aydın/âlimler aracılığıyla yayılması, 19. ve 20. yy’da güçlü fikir ve edebiyat adamlarının buradan çıkarak yenilikte öncülük etmeleri dikkate şayandır. Muhammed Hüseyin Heykel, Taha Hüseyin, Mahmud Akkad, Tevfik el Hakim ve Nobel ödüllü yazar Necip Mahfuz ünü Mısır dışına yayılmış yazarlar olarak ilk akla gelenlerdir.
Türkiye’de de çok bilinen Necip Mahfuz’un romanlarında anlattığı toplum ve bireyin sancıları bizdeki modernleşme sancısı çekenlerle bire bir örtüşür. Türkçe’ye “Medak Sokağı” ve “Sokaktakiler” adıyla çevrilen romanında bir mahalle ekseninde, Mısır’ın batılılaşma ve modernleşme sorununa parmak basar. Bu anlamda Türkiye ve Mısır’ın toplumsal olarak benzer sorunlar yaşadığına tanık oluruz.
İki yıl önce halk devrimiyle dünyanın gündemine oturan Mısır, ne yazık ki bugün askeri bir darbe ile son yüzyıldır mücadelesini verdiği demokratik iktidardan alaşağı edilmek istenmektedir. Siyasi tarihi darbeler ve katliamlarla geçen Mısır’ın, her şeye rağmen bugün içinde bulunduğu durumdan çıkabilme tecrübesi ve deneyimi olduğunu düşünüyorum. Zira kültürel derinliği ona bu imkânı sağlayacaktır.
Mısır, bize coğrafik olarak ne kadar uzaksa, duygu ve düşünce olarak o kadar yakındır. İki yıl önce Tahrir’de Bahar Devrimi yapılırken Tayyib Erdoğan’ın posterlerinin taşınmasını anlamayanlar, bugün Arap ülkelerinin sesiz kaldığı, hatta alkışladığı darbeye Türkiye’nin ve Tayyib Erdoğan’ın neden karşı çıktığını da anlayamazlar…
Şark-ın yıldızı Ümmü Gülsüm
Mısır sadece düşünce ve edebiyat alanında değil, müzik ve sinemada da dünyaya büyük şöhretler armağan etti. Örneğin Arap aleminin gelmiş geçmiş en büyük kadın seslerinden biri olan Ümmü Gülsüm, tüm dünyada ‘Şarkın yıldızı’ olarak anılır. Dünya müzik otoritelerinin hayranlıkla bahsettiği Ümmü Gülsüm, ülkesi için öyle büyük bir değerdir ki ‘Mısır’ın dördüncü Piramidi’ olarak da sıfatlandırılır. 1950’li yıllarda radyoda şarkı söylediğinde bütün Arap sokaklarını bir mıknatıs gibi evlere çeken Gülsüm’den başka, Altın Küre ödüllü aktör Ömer Şerif de yine Mısır’ın dünyaya armağan ettiği bir sinema yıldızı. Mısır’ın 1950-60’lı yıllarda en meşhur kadın oyuncu ise annesi ve babası Türk olan Rostom’tur. Rostom, yaşadığı dönemde Arapların Marilyn Monroe’su olarak adlandırılmıştır. Mısır’ın yetiştirdiği en önemli entelektüellerden Edward Said, Filistin’den göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Mısır’da yaşadı. Ömer Şerif ile aynı okulda okuyan Said, Filistin’in özgürlük meselesinin dünya gündeminde kalmasını sağlamış bir isim olarak tarihe geçti.
Seyyid Kutub
Büyük İslam aliminin idama giderken söylediğidir: “Batıldan merhamet dileyecek kadar alçalamam!”
Muhammed Abduh
Mısır'daki İslamcılık düşüncesinin öncülerinden olan ünlü İslam alimi Muhammed Abduh, aynı zamanda Cemaleddin Afgani'nin öğrencisiydi. Ezher'de hocalık, Yönetim Kurulu Üyeliği ve Mısır Baş Müftülüğü yaptı. İslam’ın yeniden anlaşılması, Kur’an’ın “asrın idrakine söyletilmesi”, ümmetin birliği başlıca çalışma alanlarıydı.
Mehmet Akif Ersoy
Kur’an tefsirini Mısır’da sürgün yıllarında yazdı.
Müslüman Kardeşler’in Kurucusu Hasan El Benna
Müslüman Kardeşler, Arapça ifadesiyle İhvan-ul Muslimin, Hasan el-Benna tarafından 1928’de Mısır’ın İsmailiye kentinde kuruldu. Müslüman Kardeşler teşkilatı, genç yaştan itibaren mücadeleci ruhuyla öne çıkan Hasan el-Benna’nın İslam’a sahip çıkma ve İslami yaşayışı yaygınlaştırma fikriyle yeşerdi. Teşkilat, aynı zamanda Benna’nın Mısır’ı siyasi ve kültürel anlamda sömüren İngilizlere karşı başkaldırısının bir sonucuydu.
Necip Mahfuz
Arap dünyasının en çok tanınan yazarlarından Necip Mahfuz, Nobel edebiyat ödülü kazanan ilk müslüman ve tek Arap yazar. "Ortadoğu'nun Balzac'ı" olarak tanınan Mahfuz, 2006’da 94 yaşında vefat etti.
Ömer Şerif
Mısır’dan Hollywood’a sinemada bir dev.