Mine Söğüt, Papirüs programında edebiyat ve gazetecilik üzerine konuştu
Gazeteci ve yazar Mine Söğüt, Erinç Büyükaşık'ın sunduğu 'Papirüs' programına konuk oldu. Söğüt, programda edebiyat ve gazetecilik arasındaki ilişkiyi, kendi yazarlık serüvenini ve toplumsal meseleleri ele aldı. Gazetecilik geçmişinin edebi üretimine etkisi üzerine konuşan Söğüt, yazarlık kimliğinin gazetecilikten bağımsız bir şekilde gelişebileceğini vurguladı. Toplumsal cinsiyet konusuna da değinen Söğüt, kadın yazarların sıklıkla bu tür konulara odaklanmasının beklenmesine eleştiri getirdi.
Erinç Büyükaşık'ın sunduğu "Papirüs" programının bu haftaki konuğu, gazeteci ve yazar Mine Söğüt oldu. Söğüt, edebiyat ve gazetecilik arasındaki ilişkiyi, kendi yazarlık serüvenini ve toplumsal meseleleri ele alırken programda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"GAZETECİLİK GEÇMİŞİM OLMASAYDI DA YAZAR OLURDUM"
Söğüt, gazetecilik kariyerinin edebi üretimine etkisi üzerine şunları söyledi: "Sosyolojik gözlemler yapan bir gazeteciydim. Ancak gazetecilik geçmişim olmasaydı da aynı yerden üretecek bir edebiyatçı olurdum" diyerek yazarlık kimliğinin gazetecilikten bağımsız bir şekilde gelişebileceğini vurguladı.
"BEN KADIN MESELELERİ ÜZERİNE YAZAN BİR YAZAR DEĞİLİM"
Toplumsal cinsiyet konusuna da değinen Söğüt, "Ben kadınlık ve kadın meseleleri üzerine yazan bir yazar değilim" dedi. Bu açıklamasıyla, kadın yazarların sıklıkla bu tür konulara odaklanmasının beklenmesine yönelik bir eleştiri getirdi.
1980'LERİN TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜ
Söğüt, 1980'lerin dünyasına dair de dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu: "1980'ler, iki kutuplu dünyadan tek kutuplu dünyaya geçiş yılıydı." Bu dönemin toplumsal ve siyasi değişimlerinin bireyler ve toplumlar üzerindeki etkilerini anlattı.
Mine Söğüt'ün samimi açıklamaları ve derinlikli analizleriyle "Papirüs" programının bu bölümü, edebiyat ve gazetecilikle ilgilenen izleyiciler için kaçırılmayacak bir içerik sunuyor.