Haberler

Mihri Hatun'u Nasa Tanıyor Ama Biz Tanımıyoruz"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkolog yazar Meryem Aybike Sinan, 15. yüzyılın önemli kadın şairlerden Mihri Hatun'la ilgili olarak, "Mihri Hatun'un divanını ortaya çıkaran bir Rus türkologdur.

KAAN BURAK ŞEN - Türkolog yazar Meryem Aybike Sinan, 15. yüzyılın önemli kadın şairlerden Mihri Hatun'la ilgili olarak, "Mihri Hatun'un divanını ortaya çıkaran bir Rus türkologdur. Dünya tanıyor ama biz tanımıyoruz" dedi.

Ünlü şairi, "Kelimelerin Sultanı Mihri Hatun" isimli romanında anlatan Sinan, 1461'de Amasya'da doğan Mihri Hatun'un, 14 yaşına geldiğinde Beyazıt'ın annesi Gülbahar Sultan'a nedimelik yapsın diye saraya alındığını belirterek, "Mihri Hatun sıradan bir hanım değil. Çünkü babası Amasya kadısı. İyi eğitim görmüş, birçok alanda kendini yetiştirmiştir. Babası zaten Şecaattin Dergahının piriydi. Mihri de dönemin önemli şairlerini, düşünürlerini okuyan ve yorumlayan bir müktesebata sahipti."

Meryem Aybike Sinan, Mihri Hatun'un yaşadığı dönemde kadınların şiir okumasının ve yazmasının toplum tarafından hoş karşılanmadığına işaret ederek, "Şiirinde aşktan bahsettiği zaman hakkında bir sürü istifham oluşuyor. Hala günümüzde bir bayan olarak, evliyseniz, çocuğunuz varsa aşk şiirleri yazamazsınız. Toplum doğru karşılamaz ve istifhamlara sebep olur. O zamanı düşündüğümüzde bu çok ciddi bir cesarettir" diye konuştu.

"Mihri Hatun Türkiye'de pek tanınmaz"

Hollanda, Almanya ve Belçika'nın milli eğitim müfredatında ünlü şairin şiirlerinin yer aldığının altını çizen Sinan, "Bizim müfredatımızda yok. Mihri Hatun'un divanını ortaya çıkaran bir Rus türkologdur. Dünya tanıyor ama biz tanımıyoruz" ifadelerini kullandı.

Sinan kitapta Mihri Hatun'un şiirlerinden seçkin örneklerin bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

"Mihri Hatun Türkiye'de pek tanınmaz. Edebiyat çevreleri de çok bilmez. Çünkü müfredatta olmayan bir şairdir ama NASA'nın tanıdığı bizim tanımadığımız bir hatundur. NASA, Mihri Hatun'un ismini, Venüs'teki bir kratere veriyor. Venüs genellikle kadınlarla ilgili bir gezegen olarak tanımlanır. Bizden iki kadının ismi verilmiştir. Biri Halide Edip, diğeri ise Mihri Hatun'dur."

Şehzade Beyazıt'ın sanat erbabına çok değer verdiğini vurgulayan Sinan, Amasya sancağında şiir meclisini kurarken, bir kadın olarak Mihri Hatun'un da burada yer aldığını söyledi.

"Hayatı boyunca bir tek kişiye sevdasını saklı tutmuştur"

Meryem Aybike Sinan, kitabın bir aşk romanı olduğunu ve Mihri Hatun'un, döneminde aşklarıyla gündeme gelen iffetli bir hanım olduğunu aktararak, "Her ne kadar hakkında birçok dedikodu yapılmış olsa da bu tamamen söylentiden ibarettir. Hayatı boyunca bir tek kişiye sevdasını saklı tutmuştur. O da yine sarayda görevli Abdurrahman Hatem Çelebi adında bir zattır" dedi.

Mihri Hatun'un Hatem Çelebi ile şiir meclislerinde tanıştığını kaydeden Sinan, şöyle konuştu:

"Aralarında derin bir sevda başlar. Bu, karşılıklı mektuplaşmalar halinde sürerken bir dedikodu ortaya atılır. 'Hatem Çelebi'nin Şehzade Beyazıt'ı afyona alıştırdığı' dedikodusu Fatih Sultan Mehmed'e ulaşır. Fatih de Hatem Çelebi'nin boynunun vurulması emrini çıkarır. Beyazıt bunu haber alınca, Hatem Çelebi'yi çok sevdiği için İran'a gönderir. Bu sevda bir kesintiye uğrar. Mihri'nin yaşı ilerler. Bu süreçte Fatih Sultan Mehmed vefat eder. Beyazıt tahta geçer ve Hatem Çelebi'yi İstanbul'a davet eder. Hatem Çelebi'nin İran'dan dönerken ilk işi Amasya'ya uğramak olur. Mihri Hatun'la buluşurlar fakat ciddi bir soğukluk vardır her ikisi arasında. Hatem Çelebi, Mihri Hatun hakkında duyduğu dedikoduları söylemez. Mihri Hatun da Hatem Çelebi mektup yazmadığı için soğuk davranır. Hatem Çelebi İstanbul'a döner, evlenir. Mihri, artık aşk şiirleri yazmaktadır ve derin buhranlar geçirir."

"Türk Edebiyatı'nın kişilik ve karakter olarak en güçlü isimlerden biridir"

Sinan, Türk Edebiyatı'nın kişilik ve karakter olarak en güçlü isimlerden birinin Mihri Hatun olduğunun altını çizerek, "Bizim 15. yüzyılda bir feministimiz varmış zaten. Bir şiirinde 'Bir akıllı kadın, kırk akılsız erkekten üstündür' der. O dönemde başkaldırısı çok ilginçtir" diye konuştu.

Tarihi roman yazarken gerçekleri incitmemeye özen gösterdiğini vurgulayan Sinan, olaylar, kronolojiler ve tarihi vesikalara dayanarak kitabı oluşturduğunu aktardı.

Meryem Aybike Sinan son dönemde çekilen dönem dizilerine de değinerek,  TRT'nin çektiği bir kaç dizi hariç, tarihi dizilerin tarihi karaladığını savundu.

Pek çok dizinin Türk tarihini yansıtmadığını ve tarihe zarar verdiğini dile getiren Sinan, "Tarihe, belki hiç ilgisi olmayan insanların dikkatini çekebiliyorlar ama yanlış mesaj verdikleri için 'niyet hayr, akibet hayr' kabilinden bir durum gerçekleşmiyor. Çünkü bakış açıları sakat. Doğru bir noktadan başlamıyor meselelere. Haremi, sanki padişaha bir sürü kadının hizmet ettiği bir yermiş gibi işlediler. Halbuki harem, o dönemdeki Osmanlı aydınlarına ve devlet adamlarına eş yetiştiren bir üniversiteydi. Orada kızlar, adab-ı muaşeret, musiki ve edebiyat dersi görüyorlardı. O dönemde valiler, paşalar eşlerini onlardan seçiyorlardı. Çünkü bu hanımlar Osmanlı'yı temsil ediyorlardı. Fakat dizilerimizde böyle bir şey yok. Birbirleriyle yarışan, kapışan kadınlar güruhu var. İşte burada bir yanlış var. Dizilerde anlatılan harem batılı gözüyle bir haremdir."

Kaynak: AA / Kültür Sanat
4 bebeğin ölümünden sorumlu tutulan doktorun cevaplamak istemediği soru

4 bebeğin ölümünden sorumlu doktorun cevaplamak istemediği soru

Antalya sele teslim! Yüzlerce vatandaş tahliye edildi

Antalya sele teslim! Yüzlerce vatandaş tahliye edildi

Erdoğan'dan, İçişleri Bakanı'nı komisyon görüşmelerine almayan CHP'li vekillere sert sözler

İçişleri Bakanı'nı komisyon görüşmelerine almayan CHP'li vekillere sert sözler

Kılıçdaroğlu'ndan Akşener için olay sözler: Ailemi emanet ederim diyen 'işbirlikçi' çıktı, güvenmem hataydı

Akşener için öyle bir ifade kullandı ki, salon resmen buz kesti

title