Manevi Mimar Yahya Efendi'ye Vefa

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından iki yıllık restorasyonla yenilenen Beşiktaş'taki Yahya Efendi Türbesi'nin açılışını, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış yaptı. Kanuni Sultan Süleyman'a danışmanlık görevi de yapan " İstanbul'un manevi koruyucularından biri olduğuna inanılan Yahya Efendi'nin yenilenen türbesinin orijinal anahtarı, sembolik olarak Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'e teslim edildi. Bakan Çelik de 450 yıla yakın geçmişe sahip tarihi türbeyi orijinal anahtarıyla yeniden ziyarete açtı.    

İstanbul’a üflenen ruh var

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, açılışta yaptığı konuşmada, İstanbul'un sadece görüntüsüyle bedeniyle var olan bir şehir olmadığını ifade ederek, "İstanbul kendisine ebediyete kadar ruh üflenmiş bir şehirdir. O sebeple İstanbul'un muhafızları sadece üzerinde yaşayan bizler değiliz. Yahya Efendi Hazretleri gibi zatlar, İstanbul'un asıl koruyucuları, muhafızları ve sahipleridir" diye konuştu.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da Yahya Efendi'nin sütkardeşi Kanuni Sultan Süleyman'a "Saltanatta gaflet olmaz, unutma seni ahirette tacın ve tahtın değil, sadece adaletin kurtarır" diyecek kadar adalet aşığı bir insan olduğunu anlattı. Bu tür eserleri bir bir restore ettikçe onlarla yitik değerleri de canlandırdıklarını vurgulayan Bağış, ‘İstanbul için kültürel canlanma daha yeni başlıyor. Yahya Efendi dergahının de bu dirilişin bir parçası olması tabii ki bizleri mutlu etti’ dedi. Mimar Sinan tarafından yaptırılan Yahya Efendi Türbesi'nde ilk zamanlara ait sıva tabakaları üzerine siyah kalemlerle yazılmış dua ve notlar ortaya çıktı. Türbede bulunan bu tarihi yazılar şeffaf plastik koruyucu levhalarla korumaya alındı. Restorasyon çalışmaları için 5 milyon 114 bin 500 lira harcanırken, 2011'de başlatılan restorasyon bu yılın haziran ayında tamamlandı.        

Herkes komşu olmak istedi

Şeyh Yahya Efendi Türbesi, İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde bulunuyor. Şeyh Yahya Efendi'nin hayatta iken sahip olduğu büyük şöhret İstanbul'da vefatından sonra da devam etmiş, türbesi ile tekkesinin çevresi kendisine "komşu" olmak isteyen binlerce insanın kabirleri ile dolmuş. 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren türbeye gömülmüş olan birçok tarikat ehli, devlet ricali, ulema, hanedan ve saray mensubuna ait mezar taşları ise çeşitlilik gösteriyor.