Kültür Coğrafyamızda Yaşanan Sorunlara Karşı Mesuliyetlerimiz Var"
Anadolu Mektebi Kurucusu Prof. Dr. Sami Güçlü, "Kendi kültür coğrafyamızda yaşanan sorunlara karşı mesuliyetlerimiz var. Fakat bu sorunlarla uğraşacak, bunları topluma atacak, herhangi bir çalışma yapacak, bunları bir kitap haline getirecek kimse ortaya çıkamıyor.
Anadolu Mektebi Kurucusu Prof. Dr. Sami Güçlü, "Kendi kültür coğrafyamızda yaşanan sorunlara karşı mesuliyetlerimiz var. Fakat bu sorunlarla uğraşacak, bunları topluma atacak, herhangi bir çalışma yapacak, bunları bir kitap haline getirecek kimse ortaya çıkamıyor." dedi.
Türk Edebiyatı Vakfının düzenlediği "Çarşamba Sohbetleri"nin bu haftaki konuğu eski Tarım ve Köy İşleri Bakanı Güçlü, "Anadolu Mektebi'nin İrfan Yolculuğu" başlıklı etkinlikte 2012 yılında başlattığı Anadolu Mektebi Projesini anlattı.
Güçlü, etkinliğin ismi olan "Anadolu Mektebi'nin İrfan Yolculuğu"nun çok iddialı bir başlık olduğunu söyleyerek, "Anadolu Mektebi sessiz yağan yağmur gibi, mecrasında akan bir su gibi gösterişsizdir. Mektebin irfan yolu hepimizin hoşuna gider ama inşallah zamanla o hali alırız." dedi.
Üniversite yıllarında "toplum için neler yapabilirim?" düşüncesi ile çeşitli okumalar yaptığını dile getiren Güçlü, şöyle devam etti:
"Doktoram sırasında asistanlık yaparken de 1976'da bir arayış içerisindeydim. Asistanlık döneminde heyecanla, imkan içerisinde öğrencilerle yoğun bir şekilde ilgilendim. O dönem ideolojik söylemlerin yoğun bir şekilde var olduğu bir dönemdi. Daha sonra okumalarımız okul dışına çıktı. Sanata, edebiyata kaydık. Bir grup arkadaşla 'ne yapmalıyız?' sorusu hep vardı. Baskı döneminde rehberlik ettiğim öğrencilerimin arasında bazı insanların hayatında ne tür değişimlere etkili olduğumuza da şahit oldum."
Güçlü, daha sonra 2009'da da öğrencilerle 8 yıl boyunca çeşitli kamplar düzenlediklerini aktararak, "Bu kamplarda kültürel okumalar, spor faaliyetleri, sohbet etme, yemek pişirmek gibi çalışmalar yaptık. Aslında bu kamplardaki düzen, 2012 yılında kurduğumuz Anadolu Mektebi'nin disiplinini de oluşturdu." ifadelerini kullandı.
"Mesuliyetlerimiz var"
Siyasi alanında faaliyet gösterdiği süre içerisinde hem kamuda hem de parti teşkilatının gençlik kolları ile ilgili çeşitli anketler ve araştırmalar yaptığını ifade eden Güçlü, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Necip Fazıl'ı, Mehmet Akif'i okuyorlar mı, kim ne kadar tanıyor, biliyor öğrenmek istedim. 2006- 2010 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı komisyonunda yer aldığım süre içerisinde de şahit olduğum bazı hadiseler beni çok etkiledi. Milli Eğitim Bakanlığındaki görevim sona erdiğinde yine 'ne yapmalıyım' sorusu gündeme geldi. Sonuç olarak kendi kültür coğrafyamızda yaşanan sorunlara karşı mesuliyetlerimiz var. Fakat bu sorunlarla uğraşacak, bunları topluma atacak, herhangi bir çalışma yapacak, bunları bir kitap haline getirecek kimse ortaya çıkamıyor. Ayrıca kültür ve medeniyet kavramlarından bahsediyoruz ama bu kavramlarla ilgili de tam manasıyla bir çalışma yok. Aslında bu konularla tam manasıyla ilgilenecek ne zamanımız, ne de birikimimiz var."
Prof. Dr. Sami Güçlü, siyasi görevinin ardından Sakarya Üniversitesi İktisat Fakültesinde eğitim verdiği sırada 12 kişilik öğrenci grubu Anadolu Mektebi Projesine başladığını, 2015 yılına kadar da Kocaeli, Bolu, Aksaray ve Çorum illerinde üniversite öğrencilerinin katılımı ile devam ettiğini söyledi.
Öğrencilerin eğitimi sırasında rehberlik unsurunun çok önemli olduğuna dikkati çeken Güçlü, projenin içeriğine değinerek, şunları anlattı:
"Kültür ve medeniyetinin gelişmesine katkı sunmuş yazarların, bir sıra dahilinde tüm eserleri ve hakkında yazılmış seçkin eserlerin okunmasını, okunan her eserden sonra eser hakkında bir değerlendirme yazısının yazılmasını, eserlerin en az yarısı okunduktan sonra bir konu seçilmesini, seçilen konuda bir konuşma metninin hazırlanmasını, düzenlenen panel programlarında hazırlanan metnin sunulmasını, konuşma metninin geliştirilerek yayınlanmasını amaçlayan bir okuma faaliyetidir. Programda yazarı anlamaya, yakından tanımaya, o yazarın olaylara bakışını, dünya sorunlarına nasıl baktığını, nasıl çözümlediğini görmeye çalışıyoruz."
Güçlü, 2016 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından, Anadolu Mektebi faaliyetlerinin tüm illerde uygulanmasını gündeme getirildiğini, 2016 yılı ekim ayında ise dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile bir protokol oluşturulduğunu aktararak, "Amacımız bu topraklarda, potansiyeli çok yüksek olan bu ülkede gelecekteki kültürel değerleri, insan gücü üzerinden inşa etmektir. Umuyorum ki Anadolu Mektebi, gelecekte de uzman insanlarla verimli bir şekilde çok daha iyi yerlere gelecektir." ifadelerini kullandı.
Proje hakkında
Milli Eğitim Bakanlığının iş birliği ile yürütülen "Anadolu Mektebi Yazar Okumaları Projesi" kapsamında, bugüne kadar Mustafa Kutlu, Tarık Buğra, Cengiz Aytmatov, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cengiz Dağcı, Samiha Ayverdi, Yahya Kemal Beyatlı, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Mehmet Akif Ersoy, Cemil Meriç ve Nurettin Topçu ele alındı.
Gönüllülük esasına bağlı olarak devam eden bir sivil okuma faaliyeti olan proje kapsamında aynı zamanda yazar okumaları yapan öğrenciler bir yandan yazarları farklı şehirlerde anlatma imkanı buluyorlar.
Proje ile bu faaliyete dahil olan öğrencilerin okuma çalışmalarının yanında çalışkan, doğru sözlü, kendine güvenen, irade sahibi, önceliklerini doğru belirleyen, mensup olduğu aileyi ve milletini önemseyen, ilkeli ve tutarlı bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor.