Kültür AŞ'den "Hikayesi Olan Şarkılar" Albümü
Jülide Bilgi'nin seslendirdiği albümde Hamamizade İsmail Dede Efendi, Hacı Arif Bey, Buhurizade Mustafa Itri Efendi, Şevki Bey, Rahmi Bey, Lütfü Bey, Rum kemençeci Aleko Bacanos ve Ermeni kemani Tatyos Efendi'ye ait besteler bulunuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ, Türk Sanat Müziğinin 13 eserini hikayeleriyle müzikseverlerin beğenisine sunan yeni bir albüm yayımladı.
Kültür AŞ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Jülide Bilgi'nin seslendirdiği "Hikayesi Olan Şarkılar" albümünde Hamamizade İsmail Dede Efendi, Hacı Arif Bey, Buhurizade Mustafa Itri Efendi, Şevki Bey, Rahmi Bey, Lütfü Bey, Rum kemençeci Aleko Bacanos ve Ermeni kemani Tatyos Efendi'ye ait besteler bulunuyor.
Şarkıların hikayeleri
Babasının hamam işletmesi nedeniyle Hamamizade İsmail Dede olarak bilinen İsmail Dede Efendi, 1804'te şeyhi Ali Nukti Dede'yi ardından 3 yaşındaki oğlunu ve annesini ve 2 yıl sonra da ikinci oğlunu kaybeder. Dede Efendi, büyük oğlunun vefatının acısıyla "Bir Gonca Femin Yaresi Vardır Ciğerimde" eserini besteler. Bayati makamındaki bu mersiye, Türk müzik tarihinde kişisel bir konunun işlendiği ilk eser olarak yerini alır.
- Hacı Arif Bey'in Çeşmidil'e aşkı
Hacı Arif Bey, Sultan Abdülmecid Han döneminde sarayın en gözde bestekarıdır ve hanedan ailesinden biri gibi hürmet görür. Besteci sarayda gözden düştüğü vehmine kapıldığı bir dönemde, Sultan Abdülhamid Han tarafından bir fasıl için saraya davet edilir. Hacı Arif Bey daveti kabul etmez ve gelen aracılara, emir ile musiki sanatını icra edemeyeceğini söyler. Bunun üzerine oda hapsine atılan besteci, 50 gün sonra "Ahteri düşkün, garibü aşık-ı biçareyim/Sen dururken padişahım, ben kime yalvareyim?" dizeleriyle başlayan nihavent besteyi yapar ve padişahın dinlemesini sağlar. Bu eser onun kefaleti olur ve hapisten kurtulur.
Hacı Arif Bey sarayda verdiği musiki dersleri sırasında cariye Çeşmidil'e aşık olur. İkisinin bakışmaları padişahın kulağına gider ve bestekar duygularını "Geçti zahm-ı hicrin ta dil-i naşadıma/Merhamet kıl gamze cadu yetiş imdadıma" dizeleriyle açıklar. Eser, Hacı Arif Bey'in Çeşmidil'e duyduğu aşk ile icat ettiği Kürdili Hicazkar makamında bestelenmiştir.
Hacı Arif Bey, aşkına besteler yaptığı Çeşmidil ile padişahın izniyle evlenir ancak 2 yıl sonra terk edilir. Haremde, Çeşmidil'in sadece haremdeki kızları kıskandırmak için Hacı Arif Bey ile evlendiği konuşulur. Besteci acısını "Niçin terk eyleyip gittin a zalim/Seni sevmek midir bilmem vebalim" dizeleriyle anlatır.
-"Sakın geç kalma erken gel..."
Edebiyatçı ve musikişinas Ahmet Rasim Bey, yalnız bir insan olan besteci Tatyos Efendi'nin arkadaşıdır. İkili tüm zamanlarını birlikte geçirir. Fakat Ahmet Rasim'in eşi bu durumdan memnun değildir. Yine bir gün kocası evden çıkarken sıkı sıkı "Sakın geç kalma erken gel" diye tembih eder. Yine geç vakte kadar Tatyos Efendi'nin yanında kalan Ahmet Rasim eşine karşı mahcubiyet hisseder, gönlünü almak ister. "Sakın geç kalma erken gel" diyen eşinden ilham alan Ahmet Rasim yıllarca dillerden düşmeyecek şarkının sözlerini yazarken, Tatyos Efendi de bestesine imzasını atar.
Büyük bir besteci ve lavta ustası olan Lütfü Bey oldukça çekingen biridir. Bu huyunu bilen arkadaşları ona şaka yapmak için uykusunda korkuturlar. Şaka amacını aşar. Lütfi Bey aklını yitirir ve akıl hastanesine yatırılır. Zaman zaman aklı yerine gelen besteci "Sana n'oldu gönül şad olmuyorsun/Bu derdü gamdan azad olmuyorsun/Harap oldun da abad olmuyorsun" dizelerinden oluşan besteyi yapar. - İstanbul