Kelebeğin Rüyası" Şairlerinin Şiirleri Bestelendi
Zonguldak'ta genç yaşta veremden öldükleri 1940'lı yıllardaki yaşam öyküleri Yılmaz Erdoğan'ın "Kelebeğin Rüyası" filmiyle beyaz perdeye aktarılan Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu başta olmak üzere "Karaelmas diyarı"nın bazı şairlerine ait şiirler, Kömür Karası Grubu tarafından bestelendi.
GÖKHAN YILMAZ - Zonguldak'ta genç yaşta veremden öldükleri 1940'lı yıllardaki yaşam öyküleri Yılmaz Erdoğan'ın "Kelebeğin Rüyası" filmiyle beyaz perdeye aktarılan Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu başta olmak üzere "Karaelmas diyarı"nın bazı şairlerine ait şiirler, Kömür Karası Grubu tarafından bestelendi.
Yazar-yönetmen Yılmaz Erdoğan'ın "Kelebeğin Rüyası" filminin 2013'te vizyona girmesinin ardından şiirleri geniş kitlelere ulaşan Onur'un "Nostalji", "Hülasa", "Memnuniyet" ve "Eğer İstersen", Uslu'nun ise "Kan" şiirlerinin yanı sıra Mehmet Yılmaz Karaibrahimoğlu'ndan "Madenci", Hamit Kalyoncu'dan "Yalın Yürek Yollarda" ve Behçet Kalaycı'nın "Tonyalı Ali" eserleri, Kömür Karası Grubunca notalara döküldü.
Onur'un "Sen aziz şehrim/ Uykusuz yaşadığımı bilmelisin/Bütün işçilerin/ Saçak altında uyuduğu bir saatte/ Ben mızıka çalarak geçiyorum sokaktan/Sen aziz şehrim/Ellerim gözlerim kadar benimsin..." dizelerinin yer aldığı şiiri besteleyerek bir de single çıkaran grup, ülke genelinde vereceği konserlerle kitlelere ulaşmayı hedefliyor.
Grup üyesi ve emekli madenci Fahri Bozbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Zonguldaklı şairlerin dizelerini seslendirirken şarkıların melodik olarak kendiliğinden ortaya çıktığını söyledi.
Bozbaş, özellikle Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun şiirlerinin, kömürün binlerce yıldır yerin altında zamanla değer kazanması gibi "Kelebeğin Rüyası" filmiyle değerinin anlaşıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Erdoğan, Kelebeğin Rüyası'yla çok önemli bir sürece tekabül eden bir film yaptı. İki şairin naçizane yaşantısı Türkiye'yi sarıp sarmaladı. Bu iki büyük şair, şiir adına bir rüya görüyorlardı. Yılmaz Erdoğan, onların rüyasını herkese anlattı. Bazen tomurcuklar geç patlar. Bu iki şairimiz de bir tomurcuk olarak geç patlamışlardır. Bu rüyanın gerçek olması noktasında, bize işaret olan bu filmin daha öte boyutlara varması için çaba sarf ediyoruz. Ekmek parası kazanmak için kömüre kazma vuran insanların yaşamları ve dramlarını anlatan dizelerin sadece sayfalarda kalmasını istemedik. Bunun için de en önemli aracın şarkılar olduğunu düşünüyoruz. "
"Tek şarkılık albüm yaptılar"
Tek şarkıdan oluşan bir albüm çalışması yaptıklarını belirten Bozbaş, "Rüştü Onur'un 'Nostalji' şiirine bir single yaptık. Bu çalışmaya çekeceğimiz klipte rol alması için Kelebeğin Rüyası'nda şairi canlandıran Mert Fırat'la iletişime geçtik. Kendisinin de buna çok sıcak baktığını biliyoruz. Bu şiir, Zonguldak'ı anlatan genç bir şairin aşklarını, saçakların altında yatan işçileri, bellek ve imgeleri anlattığı en iyi şiiridir. Yazıldığı dönemin müzik tarzını göz önünde tutarak eseri notalara döktük." ifadesini kullandı.
Bozbaş, 8 kişilik gruplarıyla madencilerin zorlu yaşam mücadelesini anlatan şarkılarını bugüne kadar binlerce dinleyiciye ulaştırdıklarını, Zonguldaklı 5 şairin dizelerini de farklı şehirlerde düzenleyecekleri konserlerle insanlarla buluşturmayı hedeflediklerini kaydetti.
Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu
Zonguldak'ın Devrek ilçesinde 1920'de doğan Rüştü Onur, Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi öğrencisiyken vereme yakalandı.
Okula devam edemeyen ve maliye varidat memur muavini olarak Ereğli Kömür İşletmeleri'nde çalışmaya başlayan Onur, 1941-1942'de zamanını iş ve hastane arasında geçirdi.
Lise öğretmeni Necatigil ve yakın arkadaşı şair Muzaffer Tayyip Uslu ile dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlanan Onur, sağlığı kötüleşince İstanbul'da tedavi gördü.
Onur, Zonguldak'a gelirken Anafartalar Vapuru'nda tanıştığı Mediha Sessiz'le nişanlandıktan sonra evlendi. Eşi Mediha'nın kısa bir süre sonra hayatını kaybetmesi nedeniyle oldukça üzülen Onur, 2 Aralık 1942'de hayatını kaybetti.
Muzaffer Tayyip Uslu ise 1922'de İstanbul'da doğdu. Onur gibi Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi'nde edebiyat öğretmeni Necatigil ile tanışan Uslu, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ndeki eğitimini yoksulluk nedeniyle yarıda bıraktı.
Zonguldak'ta memur olarak çalışan ve şiirlerini 1945'te "Şimdilik" adlı kitapta toplayan Uslu, bir yıl sonra hayatını kaybetti.