Kanserle Kararan Dünyalarını Sanatla Aydınlatıyorlar
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesindeki Tıbbi Onkoloji Bölümü Sanat Atölyesi'ndeki faaliyetlere katılan kanser hastaları, bu sayede morallerini yüksek tutarak hastalıklarını yenmeye çalışıyor.
LEVENT KİŞİ - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesindeki Tıbbi Onkoloji Bölümü Sanat Atölyesi'ndeki faaliyetlere katılan kanser hastaları, bu sayede morallerini yüksek tutarak hastalıklarını yenmeye çalışıyor.
Sanat atölyesi sorumlusu Cengiz Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 7 senedir sanat atölyesi projesi üzerinde çalışmalar yaptıklarını söyledi. Kanser tedavisinin uzun bir zaman aldığına işaret eden Erdoğan, hastaların bu süreci mutlu geçirmelerini amaçladıklarını aktardı.
Hastaları ilk olarak resim yaptırarak mutlu etmeye çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, "Dünyanın birçok yerinde de bu şekilde görsel terapi yöntemi uygulanıyor. Kemoterapi ünitesi ilk kurulduğunda bizden de bunu istemişlerdi. Sonra eşimle birlikte bunun tek başına eksik kaldığını hissettik ve içerisine müzik de koyduk." dedi.
Erdoğan, programa doğa gezileri, bale ve tiyatro gösterileri gibi etkinlikler de eklediklerini belirtti. Sanatsal faaliyetlerin hastaların tedavi üzerindeki etkisi hakkında bilgi veren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 3 yıl önce Prof. Dr. Hasan Bozcuk Hocamız ile anket yaptık. Resim yapanlarla yapmayanlar arasındaki farkı ölçtük. Gerçekten çok büyük farklar olduğunu tespit ettik. Sanatsal faaliyetlerin hastaların mutluluk düzeyleri ve yaşam kaliteleri üzerinde çok büyük etki yaptığını belirledik. Hastalar, kanser olduklarını öğrendikten sonra karanlık bir dünyanın içerisinde yaşamaya başlıyorlar. Biz, onları renkli bir dünyanın içerisine sokmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızdaki bütün amacımız bunu başarmak. Buradaki faaliyetlere katılan hastalar, birbirlerinden kopmuyorlar. Bundan 4-5 sene önce iyileşmiş hastalarımız halen bu etkinliklere katılıyorlar."
"Her zaman bir umut var. Bizim için umut burası"
Atölyedeki koroda şarkı söyleyen hastalardan Hacer Özel, merkezdeki etkinliklerin hastaları farklı bir dünyanın içine soktuğunu anlattı.
"Daha güzel şeyler düşünüyorsunuz, enerjiniz artıyor ve hayata bakış açınız değişiyor" diyen Özel, hocaları ve arkadaşlarının desteğiyle çok farklı bir dünya yakaladıklarını dile getirdi. Özel, bütün hastalara kendilerine katılmalarını önerdi.
Atölyenin hastalığının seyrine yaptığı olumlu etkilere işaret eden Özel, şunları söyledi:
"Burada hayata daha renkli bakıyorsunuz. Eğer böyle bir imkan olmasaydı, tek başıma evde olsaydım sürekli hastalığımı düşünürdüm. Atölyede resim yaparken, şarkı söylerken her şeyi unutuyorum. Diğer hastaların enerjilerini ve iyileşmiş olan arkadaşları görmek güzel. Hastalığımız zor ama çabalarsak yenmek kolay. Her zaman bir umut var. Bizim için umut burası."
Kanser tedavisi gören Tülin Sezgin de hasta olduğunu ilk öğrendiğinde ağlamaya başladığını ancak doktorunun "Korkmayın" kelimesinin hep aklının bir köşesinde kaldığını vurguladı. Korkmadan tedaviye devam ettiğini vurgulayan Sezgin, atölyedeki etkinliklerin hastaların ruhuna çok güzel yansıdığına dikkati çekti.
-Kanseri yendi, atölyeyi bırakmadı
Kanser hastalığını yenen teknoloji tasarımı öğretmeni Serpil Dal ise 5 yıl önce kendisine meme kanseri tanısı konulduğunu ve bunun kendisi için yıkım olduğunu belirtti.
Hasta olduğunu öğrendiğinde "dipsiz bir kuyuya düşmüş gibi" hissettiğini aktaran Dal, "Burada tedavi olduktan sonra şunu anladım: Grip bile olsanız belirli bir tedavi olmanız gerekiyor. Belirli bir seyirden sonra toparlayıp hastalıktan kurtuluyorsunuz. Bana göre kanser de öyle. 9 aylık bir tedavinin ardından sağlığıma kavuştum." dedi.
İyileşmesinde sanat atölyesinin katkısı olduğuna değinen Dal, kanser hastalarının psikolojik destek alması gerektiğini, atölyedeki etkinliklerin kendisi için böyle bir destek anlamına geldiğini ifade etti.
Hastalığının seyrinin bitmiş olmasına rağmen atölyedeki sanatsal faaliyetlere katılmaya devam ettiğini dile getiren Dal, işini de sürdürdüğünü anlattı.
Dal, "Benim için yaşamımda sadece 9 aylık kopuk bir dönem oldu. İçine kapanıp evde sürekli kendini dinlemektense çeşitli sosyal etkinliklere katılıp yaşamın güzelliğini fark etmek çok önemli. Burası o desteği veriyor." diye konuştu.
Koro şefi Gönül Saykal da sanat atölyesinde 3 yıldır hastalarla çalışma yürüttüklerini aktardı. Bir aile ortamı yakaladıklarını dikkati çeken Saykal, koro halinde şarkı söylemenin hastaların moralini yükselttiğini kaydetti.