Kadınların bağışlarıyla yapılan cami, üç medeniyete ait camilerin izlerini taşıyor

Kadınların bağışlarıyla yapılan cami, üç medeniyete ait camilerin izlerini taşıyor Sivas'ta ağırlıkla kadınların bağışlarıyla inşa edilen cami Ayasofya'dan Mevlana türbesine bir çok caminin izlerini taşıyor Sivas'ta ağırlıkla kadınların bağışlarıyla inşa edilen cami Ayasofya'dan Mevlana...
Kadınların bağışlarıyla yapılan cami, üç medeniyete ait camilerin izlerini taşıyor
Sivas'ta ağırlıkla kadınların bağışlarıyla inşa edilen cami Ayasofya'dan Mevlana türbesine bir çok caminin izlerini taşıyor
SİVAS - Sivas'ta ağırlıkla kadınların bağışlarıyla inşa edilen cami Ayasofya'dan Mevlana türbesine bir çok caminin izlerini taşıyor.
Sivas kent merkezi Kaleardı Mahallesi'nde inşa edilen Şeyh Çoban Cami yapılış hikayesi kadar barındırdığı izlerle bilindik önemli camilere benzer yönleri ile dikkat çekiyor. Şeyh Çoban Cami 2019 yılında yıkılarak yeniden yapıldı. İnşaatı tamamlanan cami 2021 yılında ibadete açıldı. Kadınların bağışları ile inşa edilen camide kullanılan hatlar ve ahşap malzemeler tekke camilerini andırıyor. Osmanlı, Selçuklu ve günümüzün değerleriyle birleştirilmiş bir eser ortaya çıkartılmak istenen caminin iç dizaynında daha çok ahşap süslemeler kullanıldı. Caminin tavanına ise ihlas Suresi işlendi. Dışardan bakılınca adeta iki katlı bir evi andıran cami iç yapısıyla ise cemaatin dikkatini çekiyor.
Ayasofya'dan esinlenildi
Şeyh Çoban Cami Vakfı Kurucusu Ebubekir Sıddık Yücel, camide Ayasofya'dan esinlenerek madalyonlar yaptırdıklarına değinerek, "Bu mabedin yapımında en büyük katkıyı kadın bağışçılarımız sağladı. 5 vakit namazı daha çok erkek cemaat gelir ama yapım aşamasında yüzde 90 oranında büyük ve küçük bağışları kadınlar yapmıştır. Tekke formunda bir camii yaptık. Çünkü Şeyh Çoban Hazretleri bir halk dostu ve evliyadır. Dolayısıyla camiye gelen insanlarında bir noktada Şeyh Çoban Hazretleri ile manevi irtibatı sağlayabilsinler düşüncesiyle tekke formu verdik. İçeride kullanmış olduğumuz hatlar ve ahşap malzemeler daha çok tekke camilerini andırır bir formda yapılmıştır. Ahşap kapılarımız memleketimizin yetiştirdiği önemli hattatlardan Ferhat Kurlu'nun, Esmaü'l Hüsna'larından yapıldı. Bu şekilde bir kapı formu bildiğim kadarıyla hiçbir yerde yok. Tamamıyla ahşap süslemeler kullandık burada tavanımızda ihlas Suresi işlenmiştir. Osmanlının en büyük hattatlarından Sami efendinin hattıdır. Mihrabın sağ ve solunda Ayasofya'dan esinlenerek yaptığımız madalyonlarımız var. İstanbul'da Ayasofya'nın avizelerine uygun avize yaptırdık. İnsanlar içeri girdiği zaman Selçukludan, Osmanlıdan ve günümüzden bir şeyler bulsun istedik" diye konuştu.
Mevlana camisini andırıyor
Cemaat ve cami vakfı üyesi Abdullah Yaraş, caminin minaresinin kısa olmasından dolayı dikkat çektiğini söyleyerek, "Camimiz ilk başta binaya benziyordu o şekilde açılmıştı. Bizlerinde Şeyh Çoban Hazretlerine olan saygımızdan dolayı adını yaşatmak için buraya külliye şeklinde bir camii yapmaya karar verdik. İçeriye girdiğimiz zaman eski Osmanlı kültürünü anımsatan manevi bir camii formatında yapıldı. Camimiz genelde ayeti kerimeler ve Esmaü'l Hüsna lafza-i celallerle süslenmiştir. İlk planda minare kısa olmasından dolayı dikkat çekiyor. Kısa olmasının sebebi karşı tarafta tarihi eser Şeyh Çoban türbesinin olmasından dolayı kısa tutulmuştur. Minare Konya'daki Mevlana türbesini anımsatsın diye yeşilvari renkler kullanılarak yapılmıştır" ifadelerini
kullandı.
"Bu cami yüzde 90 kadınların bağışıyla yapılmış"
Camii imamı Yaşar Gülay, caminin yüzde 90 kadın bağışlarıyla yapıldığını ifade ederek, " Camimizin yapımında özellikle kadınlarımızın maddi olarak büyük emeği var. Manevi yöndense dualarını hiç eksik etmediler. Bu cami yüzde 90 kadınların bağışıyla yapılmış bir camii. Eskisi yıkılıp tekrar güzel bir şekilde camiyi bize kattıkları için teşekkür ediyoruz. Avizelerimiz Ayasofya camisinin avizelerinden esinlenerek yapılmıştır. Esmaü'l Hüsna ve ayet ve hadisler doğrultusunda düzenlenmiş kitabelerimiz vardır. Çok fazla süse gerek duyulmadan camimiz yapılmıştır" diye konuştu.