İzmir Tire Salı Pazarı: Geleneksel ve Turistik Bir Değer
Tire ilçesinde her salı kurulan açık hava pazarı, büyüklüğü, ürün çeşitliliği ve gelenekleriyle dikkat çekiyor. Ege'nin verimli ovalarında yetişen ürünlerin yanı sıra el emeği ürünlerin sergilendiği pazar, turistlerin de ilgisini çekiyor.
Tarihi yapılarından mutfağına birçok alanda farklı kültürlerin etkileşiminin örneklerini bugüne taşıyan İzmir'in Tire ilçesinde, her salı kurulan açık hava pazarı, büyüklüğü ve ürün çeşitliliğinin yanı sıra gelenekleriyle de dikkati çekiyor.
13. yüzyılda Türk hakimiyetine geçtikten sonra Osmanlı döneminde Aydın vilayeti sancağı yapılan, farklı coğrafyalardan gelen insanlara yurt olan Tire, üretim ve ticaretle zenginleşen kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmaya çalışıyor.
Urgancılık, beledi dokumacılığı, nalıncılık, keçecilik gibi kaybolmaya yüz tutan çok sayıda mesleğin icra edildiği ilçenin en büyük değerlerinden biri de tarihi açık hava pazarı.
Her hafta salı günü, üç mahalle sınırlarına yayılan alanda yaklaşık 1800 tezgahla açılan Tire Salı Pazarı, yöre halkının ihtiyaçlarını karşılamanın çok ötesine geçerek turistik bir değer haline geldi.
Ege'nin verimli ovalarında yetiştirilen sebze ve meyvelerin, mevsimine göre yabani otların, et ve süt ürünlerinin yanı sıra iğne oyası, kanaviçe gibi kadınların el emeği ürünlerinin sergilendiği pazar, ziyaretçilerini rengarenk bir yolculuğa çıkarıyor.
Pazarda alışveriş, sabah 08.30'da belediye hoparlöründen okunan ve vatandaşların el açarak katıldığı "şükür, bereket ve helal kazanç duası" ile başlıyor.
Ege mutfağı ve kültürünü tanımak isteyen çok sayıda yerli ve yabancı turisti de kendisine çeken
pazara turizm şirketleri özel turlar düzenliyor.
İzmir, Aydın, Manisa gibi illerden kalkan otobüslerle pazara gelenler arasında yabancı turistler de bulunuyor.
"Pazar, ilçenin en büyük marka değeri"
Tire Pazarcılar Odası Başkanı Cengiz Kaşan, AA muhabirine, Tire Salı Pazarı'nın tezgah sayısı ve ürün çeşitliliği açısından benzersiz olduğunu söyledi.
Pazarda Tire'nin yanı sıra Torbalı, Bayındır, Ödemiş, Kiraz ve Beydağ ilçelerinden gelen pazarcıların da tezgah açtığını, ticaretin yanı sıra kültürel bir şölen sunduklarını aktaran Kaşan, şöyle konuştu:
"Pazarımız, Türkiye'nin en büyük açık hava pazarıdır. 1800 pazarcı ekmek yemektedir buradan. Bizim pazarımızın tarihi 1450'li yıllara uzanıyor. O dönem Portekizliler buraya portakal, mandalina gibi narenciye ürünlerini getirip buradan urgan ve demirle takas ediyordu. Bu pazar o dönemlerde kurulmaya başlanmış. Biz de bu geleneği sürdürüyoruz. Salı Pazarı ilçenin en büyük marka değeri. Çevre illerden, ilçelerden misafirlerimiz geliyor. İzmir'den, pazara turist taşıyan otobüsler geliyor. Sabah gelip akşama kadar pazarı geziyorlar."
İlçede 1980-99 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Nazım Çulcu da pazarda alışveriş öncesi yapılan dua geleneğinin urgancılara dayandığını anlattı.
Tire'nin geçmişte urgan üretim merkezi olduğunu, bu nedenle denizcilerin uğrak noktası olduğunu anlatan Çulcu, "1960'lı yıllara kadar ilçemizde urgancılık meşhurdu, o dönem burada urgan pazarı kurulurdu. O urgancılar alışverişe başlamadan önce pazar duası yapardı. O dua yapılmadan hiçbir şeyi ellemezlerdi. Tabii sonra o meslek kayboldu, pazarı dağıldı. Biz göreve geldikten sonra bu duayı pazarda yaptırmaya başladık." diye konuştu.