İstanbul Devlet Tiyatroları'nın 'Işıltılı Haşerat' Oyunu Premiyerini Gerçekleştirdi
İstanbul Devlet Tiyatroları'nın yeni oyunu 'Işıltılı Haşerat', Üsküdar Stüdyo Sahne'de prömiyerini yaptı. İngiliz yazar Philip Ridley'in eserine dayanan oyun, seyirciyle etkileşimli bir deneyim sunmayı hedefliyor.
İstanbul Devlet Tiyatrolarının yeni oyunu "Işıltılı Haşerat"ın prömiyeri Üsküdar Stüdyo Sahne'de gerçekleştirildi.
İngiliz yazar Philip Ridley'in kaleme aldığı, Can Utku'nun çevirisini yaptığı oyunu, Emre Basalak yönetti.
Basalak, prömiyer öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, oyunun "yüz yüze tiyatro"nun bir örneği olduğunu söyledi.
Işıltılı Haşerat'ın seyircinin de oyunun içinde olduğu, hem sarsıcı hem de çarpıcı bir form içinde yazıldığını anlatan Basalak, oyunu Türkiye'deki seyirci profilini dikkate alarak "brechtyen" bir formla seyirciye sunduklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Bu yeni biçimle birlikte oyun, seyirciyi sorgulatmaya yönelik bir hale büründü. Yazarın yazdığı haliyle oyun 'an' içinde seyirciyi sarsarken, son formuyla birlikte seyircide 'sonuca' yönelik bir etki yapmak istedik. Oyun aslında çok doğru bir dramatik aksiyonla, bir tragedya gibi yazılan ve günün sonunda karakomikin çok güzel bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Biz de oyunun bu açık yapıt olma halini 'brechtyen' bir üslupla birleştirerek, eseri düşündürücü ve tek perdelik bir oyun haline getirdik."
Basalak, oyunun yeni doğacak çocukları için iyi bir gelecek planlayan Ollie ve Jill çiftinin hikayesini anlattığını aktararak, şunları kaydetti:
"Çiftimiz evlerine gelen bir mektupla tek bir kuruş ödemeden ev sahibi olacaklarının haberini alırlar. Hayli zor koşullar altında yaşayan Ollie ve Jill için gelen haber fazlasıyla şaşırtıcı olsa da bir şekilde bu yeni eve taşınırlar. Yetkililere sordukları, 'bu evi neden bize veriyorsunuz?' sorusunun cevabını ise eve taşındıktan sonra alırlar. Yeni çiftimizin evi, 'evsizler' tarafından sürekli ziyaret edilen bir evdir. Bir süre sonra evde boğuşmalar, ölümler ve cinayetler yaşanmaya başlar ve her cinayet sonrasında evin her bir odası, kim neredeyse öldüyse, yenilenmeye başlar. İnsanoğlunun doyumsuzluğunun ve aç gözlülüğünün nerelere kadar varabileceğini anlatan oyunumuzla, bu karmaşık kapitalist çağın ve onun döngülerinin bir alegorisini sunmak istedik."
Zeynep Mataracı Bektaş, Tunca Soysal, Ecesu Sevindik, Zeynep Sönmez, Ali Ertekin, Seyithan Tokkarabudak, Nuri Cabaroğlu ve Sertaç Korkmaz'ın rol aldığı oyun, bugün, 22 ve 23 Kasım'da Üsküdar Tekel Sahne'de, 28-30 Kasım'da ise Garibaldi Salon 2'de sahnelenecek.