Haberler
Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 2 milyar TL'lik Genel Sağlık Sigortası borcu silinecek

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 400 bin kişinin borcu siliniyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizilerdeki şiddet sahnelerine tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran sahne!

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

Ayhan Bora Kaplan: Bürokratlara ve devlet büyüklerine iftira atmamı istediler

Ayhan Bora Kaplan'dan ortalığı karıştıracak suçlama: O isimlere iftira atmamı istediler

Haziran 2012 Kitapları!

Haziran 2012 Kitapları!
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Haziran ayında rafları süsleyen çeşit çeşit kitaplarla güneşin keyfini çıkartmaya hazır olun.

Aşk Doğarken ölür

"çabuk silinsin diye ayak izlerim,

Yalın ayak geçtim tüm şehirleri ve denizleri..."

"Ankara hiç bu kadar güzel olmamıştı.

Mevsim bahardı; keçiler yayılıyordu otlaklarda...

Ada vapurlarının biri ayrılırken Kuğulu Park İskelesi'nden bir diğeri yanaşıyordu Tunalı Caddesi Boğazı'ndan geçerek...

Güvercinler, martılar, kuğular, çimenlerin üzerine yayılmış Aşıklar...

Bedava hayaller peşinde değildim.

Her şeyi ama her şeyi yeniden görebilmeyi seninle başarmıştım.

İlk kez aşkın derinliklerine bu kadar inebiliyordum.

Keşfetmem gereken daha birçok şeyi yeni keşfetmeye başlamıştım."

Fahri Coşkun, ilk romanı "Cesaret Duvarları"nın ardından, "Aşk Doğarken ölür"le de bir yandan hayal gücünün sınırlarını zorlamaya devam ederken, bir yandan da aşkı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışan bir kahramanın serencamını gözler önüne seriyor.

Siz-Kullanım Kılavuzunuz (Gençler İçin)

Dr. Mehmet öz'ün kitabı; üç yıl önce büyük ilgi gören SİZ: Kullanım Kılavuzunuz'da insan vücudunun şaşırtıcı işleyişini ve onu nasıl güçlendirebileceğimizi anlattık. Fakat bir yetişkinin vücuduyla sizin vücudunuz, bir yetişkinin sağlığıyla sizin sağlığınız ve onların merak ettikleriyle sizin merak ettikleriniz arasında büyük bir fark var. Yani, gençler, bu kitap SİZ'in için. Sizlere beyninizde ve vücudunuzda gerçekleşen değişimlerden bahsedeceğiz. Daha enerjik olmanın, notlarınızı yükseltmenin, teninizi korumanın, daha iyi uyumanın, daha zinde olmanın, ilişkilerinizi geliştirmenin ve daha birçok şeyin yollarını göstereceğiz. Hatta sağlığınızla ilgili aklınıza takılan yüzlerce soruyu da cevapladık.

Ve bir şey daha var: Size birer yetişkin gibi davranacağız, yani nutuk atmayacağız. Siz de öğrendiğiniz ve pekiştirdiğiniz bilgilerle her anın tadını çıkarmaya başlayacaksınız. Hem de hemen.

Bahir ile Sitare

Bahir ile Sitare "Kitap, aşkın ve aklın özüdür" sloganıyla yola çıkan Minval Yayınevi'nin yayımladığı ilk edebiyat eseri. Franz Kafka'nın "Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?" sözünü ilke edinen yazar Cem S. Ulutaş, 7 yılda tamamlayabildiği romandaki tezleri aslında 20 yılda olgunlaştırmış. "İnsan gerçekliğine dair yeni bir bakış getirebilen bir roman yazabileceğime inanmasaydım, yazmaktan vazgeçecektim" diyor.

İstanbul'da, kozmopolit bir aileye doğan Bahir, dünyada sürgüne gönderilmiş bir ruh gibidir. İnançla olan bağları, vicdan ve estetik yoksunu gelenekçiler yüzünden yok denecek kadar zayıftır. Onların gürültüsü, eğer varsa bile Tanrı'nın sesini duymaya engeldir. Ona göre felsefe tükenmiş, edebiyat içi boş kurgulara dönüşmüştür. Hayatı boyunca ürkütücü varlıklarını hissettiren iç seslerini anlamak için yeterli güç ve cesareti de yoktur. Sitare'de yüksek cinsel hazlar, aradığı cesareti verecek sıra dışı kadını bulur. Onunla beraber 'göğe yükselmeyi' umar. Ama yerin dibine batar, ezilir, aşkı ona ne kadar yüce gönüllü ve ne kadar alçak olabileceğini gösterir.

Beyaz Mucizeler

Sırtını güneşe çevirip gölgelerinden gayrı bir şey göremeyen kişilerce 'sağlığıma, aileme, işime, evliliğime, şöhretime ve tüm başarılarıma' kastedilerek büyü yapılmak istendi! Ama ben 'Evren'in bir parçası olduğumu hiç unutmadım. Kalbimi hep Allah'ın nuru ile aydınlattığım için birileri beni 'karanlık'la yok etmeye çalıştıkça, ben 'içimdeki sonsuz kaynakla ve ışıkla' güçlendim. ve bu kitap ortaya çıktı. Size büyü yapılmasına gerek yok, gündelik hayatımızda o kadar çok -hasetlik gibi- negatif enerjiyle bir araya geliyoruz ki! İstedim ki siz de benim gibi korunun, kendinizin ve bütünün hayrına niyetlenerek "Sevgi ve İnanç"la tüm güzellikleri kendinize çekin!

Atmosfere gönderdiğiniz tüm pozitif ve negatif enerjiler bumerang etkisiyle misliyle size geri dönerler. Bu nedenle kitapta, niyetinizin, hayallerinizin, isteğinizin, seçimlerinizin ve yolunuzun hep iyilikten, güzellikten yana olmasını tekrarladım. Yeryüzünün müthiş gücünden, sembolleri kullanarak nasıl yararlanacağınızı anlattım. Formüllerle, bitkilerden, hayvanlardan, elementlerden ve daha birçok canlı enerjisinden nasıl faydalanabileceğinizi, kendinizi yıkıcı enerjilerden ve büyülerden nasıl koruyabileceğinizi gözler önüne serdim. Başkalarının hayatı ile uğraşmayı bırakın! Kaderi etkileyemezsiniz. Niyetiniz iyi olursa, sadece kendi hayatınızda mucizeler yaratabilirsiniz. Bizler zaten mucizenin ta kendisiyiz. Görün, algılayın, hissedin ve bilin... Bu dünyadaki her mucize doğada gizli, unutmayın! Nuray Sayarı'nın kaleminden...

Kıpkırmızı

Aşk, Seks ve Kadınlara Dair" kitabını yazalı neredeyse 10 yıl olacak... Bu süre içinde yüzlerce mektup aldım kadınlardan... Büyük bir yüreklilikle "aşk ve seks" hayatlarını paylaştılar benimle. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Bu kitap da bu hikAyelerden yola çıkarak yazıldı. Büyük umutlarla evlenen genç kadınların hayal kırıklıkları ve hemen hemen benzer konulardaki yakınmalar bu kitabın konusunu oluşturdu. Kitabın kahramanı genç bir kadın. Adı yok. önemi de yok. Bizden biri. Otuzuna yaklaşmış. Evlenmiş, boşanmış. Aşkı arıyor ve tabii cinselliğini yaşamak istiyor. Hem aile hem de toplumsal baskılarla kuşanmış bu kadının hayatına bir gün bir erkek giriyor ve her şey değişiyor. O güne kadar seksle ilgili bildiği her şey alt üst oluyor... Seda Kaya Güler'in kaleminden...

çocuğun Kurguları

Eserde, çocukluğundan beri hayatı yollarda geçen bir gezginin, taşrada başlayan, İsveç'ten İran'a, İran'dan Kiev'e uzanan bir yolculukta yaşadıkları ele alınıyor. İster zorunlu kaldığı için yola düşsün, ister merakından görmeye gitmiş olsun, Mustafa Aykut, bu eserinde sadece gittiği yerleri anlatmakla kalmıyor. Onun hem mekanlara hem de insanlara ilişkin, renkli, ilham verici, kimi zaman da hüzünlü anılarla dolu kitabını keyifle okuyacaksınız.

Hayatı Sevme Hastalığı

Yakalandığımız bütün hastalıkların tek bir kaynağı vardır: hayatı sevme hastalığı! Bu amansız hastalığın tek çaresi ise kaybetme korkusunun aşılmasıdır. O zaman insan soyunun acıları son bulacak, diğer bütün terk ediş ve terk edilişler anlamsız kalacaktır. Şükran, ördüğü mavi kazak melankolinin içinden çıkıp kadınca bir direnişin kahramanı olduğunda kızına bunları söyleyecektir. İntihara eğilimli bankacı Neşe, geçmiş ve geleceğin peşindeki tarot kartlarını açtıkça, Ayda'nın aşk acısı da artarak ilerler. İki kadın, karabasanlarını buluştururken siyaseten çarpışırlar ama bir damla kan akmaz. Sibel K. Türker'in yeni çalışması Hayatı Sevme Hastalığı, yalnızlıktan erkeklerle hesaplaşmaya, alkolden müziğe, ahlaktan aşka pek çok sorunu son derece kıvrak, esprili ve ritmik bir dille anlatan bir roman. Bir çağ manzarası.

Hey kadınlar! Akşamın bu saatinde, bir yer altı treninin içinde aslında birer aşk yolcusu olduğunuzu bilmiyor muydunuz? Hepimiz, istisnasız hepimiz biraz dövülüp ezileceğiz. Yolculuğumuz bittiğinde ise bu akşam treninden kozayı delip çıkan kelebekler gibi mutlu ve özgür ve bilmiş ve tükenmiş ama hayatta kalarak yerüstünün ışıklarına doğru aceleyle uçuşarak çıkıp gideceğiz. Nereye mi ey kadınlar! Karanlık inlerimize tabii ki.

Yol Arkadaşı - Sarkaç Kullanım Kılavuzu

Cevapsız soruların sayısı ne kadar da çok İnsan ne kadar düşünürse düşünsün, hiçbir cevap bulamaz kendi içinde bazen ve dostlar, arkadaşlar her istediğimizde yanımızda olamayabiliyor. Ganj Yayınları, Sabiha Parlardemir imzalı yeni kitabı Yol Arkadaşı - Sarkaç Kullanım Kılavuzu ile size kısa boylu, ufak tefek, ince ama alameti kendinden menkul bir arkadaş veriyor. "Sarkaç".

Kişisel gelişim ve farkındalık konularında yayımladığı kitaplarla, kendi okur kitlesini yaratan Ganj Yayınları; bu kez de şaşırtıcı ve bir o kadar da heyecan verici bir kitapla çıkıyor okurlarının karşısına. NLP Uzmanı Sabiha Parlardemir, Yol Arkadaşı adlı ilk kitabıyla, 24 yıllık dostunu, okurlarıyla tanıştırıyor. Sarkaç kullanmayı öğrenen okurlar, sorularına cevap buluyor! Sarkaç, doğru kullanıldığında sağlıktan, beslenmeye, ilişkilerden, kariyere, yolculuğa kadar tüm kararlarınızda sizin yanınızda oluyor. ve bu yeni dostluğun hemen başlayabilmesi için, Yol Arkadaşı-Sarkaç ile beraber Sarkaç da hediye ediliyor. Sarkaç sallanıyor, evet ya da hayır diyor; onaylıyor ya da onaylamıyor.

Küçük Prens - Zaman Gezegeni

Küçük Prens'le Tilki, Zaman Gezegeni'ne vardıklarında yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu fark ettiler... Bir köyde zaman durmuş, bir diğerinde hızlanmıştı. Yeni dostları Karakatüs'ün yardımıyla Baş Saatçi'yi aramaya karar verdiler. Zamanı gayet iyi bilen Baş Saatçi bulmacanın anahtarını da elinde mi tutuyordu acaba? Hem eğleneceğiniz hem de bilgi edineceğiz şaşırtıcı öyküler Turkuvaz Yayıncılık imzasıyla raflarda.

Vazgeçmem Senden

New York Times gazetesinin çok satan kitaplar listesinin gözde yazarı Lisa Kleypas'tan göz kamaştıran bir roman. Yakışıklı bir çingene olan Kev Merripen uzun süredir güzel ve terbiyeli Winnifred Hathaway'yi arzulamaktadır. Fakat gizemli bir kökene sahip olduğundan belirsiz geçmişinin etrafına ışık saçan hassas Win'e zarar vermesinden korkar. Bu yüzden onun cazibesine karşı koymaya çalışır ve çok geçmeden genç kız ondan çok ama çok uzağa gitmek zorunda kalır. Merripen, Win İngiltere'ye geri döndüğünde her ne olursa olsun aşkı inkAr eden biriymiş gibi görünmeye devam eder. Bu sırada genç kızın karşısına çekici, karşı konulmaz bir talip çıkar. Kev ya şimdi harekete geçecektir ya da asla. Fakat önce kaderine dair tehlikeli bir sırla yüzleşmesi gerekmektedir, aksi takdirde Aşık olduğu kadını sonsuza dek kaybedecektir.

Mürver Ağacı

Masallar, hayalet öyküleri, dedektiflik hikAyeleri ve töre komedileri... Bu kitapta toplanan ve Oscar Wilde'a bir edebiyat yazar olarak isim kazandıran öykülerde, birçok edebî üslup bir araya getirilerek benzersiz bir ustalıkla örülüyor. "Lord Arthur Savile'in Suçu" ve "Canterville Hayaleti", Victoria dönemi ahlak anlayışını gülünç bir şekilde tersyüz ederken, "örnek Milyoner"de toplumun maddeciliği keskin bir mizah anlayışıyla eleştiriliyor, "Mutlu Prens" ile "Bülbül ve Gül"de kendini hiçe sayan aşkın büyülü sahneleriyle yoğun bir melankoli göze çarpıyor. Her biri küçük birer başyapıt olan bu öyküler Wilde'ın parlak ufkunu yansıtırken zekA ve duyguyu zarifçe harmanlıyor, karmaşık ahlaki sorunları irdeliyor. Her öykü, yazarın zengin ve renkli anlatımıyla neredeyse görsel bir canlılıkla yaptığı şiirsel betimlemeler, Wilde'ın edebiyat dünyasındaki vazgeçilmezliğini ve ölümsüzlüğünü kanıtlıyor. Mürver Ağacı, Oscar Wilde'ın bütün öykülerini ve "Mr. W.H.nin Portresi" adlı uzun öyküsünü de içeriyor.

Yüz Yaşında Camdan Atlayıp Kaybolan Adam

Maceralarla geçen uzun bir yaşamın ardından Allan kendini bir huzurevinde bulmuştur ve bu tesisin artık hayattaki son durağı olduğuna inanmaktadır. Tek sorun, sağlığının onu terk etmeyi reddetmesidir. Sonunda bir gün 100 yaşına basar. Herkes onu huzurevinin büyük salonundaki kutlamada beklemektedir: Belediye başkanı, basın ve tesisin tüm çalışanları. Fakat Allan bu törene katılmayı istemez. Bir karar verir:

Camdan atlayacak ve... ve Allan ikinci değil bu sefer üçüncü baharında, kendini geçmişindeki maceraları aratmayacak bir serüvenin içinde bulur. Kendinden bir hayli "genç" olan 67 yaşındaki sinsi hırsız Julius, pek çok meslekte neredeyse-uzman olan Benny, yol üstünde sığındıkları evin ağzı bozuk sahibesi orta yaşlı Güzellik ve onun sirk kaçkını olan minik Sonya'sıyla (koskoca bir fil) İsveç yollarında büyük bir kaçış başlar. Yanlarında Allan'ın "tesadüfen" ele geçirdiği içi para dolu bir bavul, peşlerinde de Kova, Cıvata, Patron ve benzerlerinden mürekkep tuhaf bir suç örgütü vardır... Tabii bir de Allan'ın o uzun mu uzun geçmişi! 100 yaşındaki adamımız Allan Karlsson; General Franco, Harry Truman, çan Kay Şek, Stalin gibi dünya liderlerinin bazen dostu olmuş bazen de onların hışmına uğramıştır. 20. yüzyılın o acılı tarihi, Allan'ın kişiliğinde absürt ve tesadüfi bir hikAyeye dönüşür. Jonas Jonasson'ın kaleminden...

Sonsuz

Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş.

"Kibir, lütfen bana yardım et!"

Kibir, "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "üzüntü, seninle geleyim?"

üzüntü,

"Of, Aşk. O kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var."

Yaptığı radyo programlarıyla büyük bir dinleyici kitlesini kendisine hayran bırakan Geveze yepyeni kitabı Sonsuz'la okuyucularla buluşuyor. Yine hayatın her deminden ve her renginden hikayelerle sizi büyülüyor.

Piyano öğretmeni

Bazen, aşkın bitişi bir başlangıçtır...

1942 yılında, Will Truesdale adlı İngiliz, Hong Kong'a geldi ve kendini, Avrasya sosyetesinden güzeller güzeli Trudy Liang'la tutkulu bir aşkın içinde buldu. Ancak kısa süre sonra aşkları, ülkenin Japon işgaliyle sarsılmasıyla altüst oldu. İşgalin hem iki aşık hem de içinde yaşadıkları kırılgan toplum için korkunç sonuçları olacaktı. Savaşın en karanlık günlerinde, herkes en yakınlarına dahi, ihanet edecekti. On yıl sonra, Claire Pendleton, Hong Kong'a geldi ve varlıklı Chen ailesinin kızlarına piyano dersi vermeye başladı. Koloninin renkli sosyal hayatı, yeni evli bir İngiliz olan Claire'in başını döndürmüştü. Claire çok geçmeden yeni bir ilişkiye başladı. Ancak sevgilisinin esrarengiz davranışlarının ardında korkunç bir geçmiş yattığını keşfedecekti. Janice Y. K. Lee kitabında iç içe geçen hikayeleri, imkansız seçimlerle dolu inanılmaz hayatları, aşk ve güveni, cesaret ve hayatta kalma güdüsünü, şimdiyi ve her şeyin ötesinde, geçmişi anlatıyor...

Etiketin Arka Yüzü

Mesleki kariyerinde sayısız başarılar elde etmiş, reklam ve medya dünyasındaki gidişata "dur yolcu" diyebilen ender bir reklam insanının anektotları... Reklam ve tüketimin dünyaya armağan ettiği "Ruh Obezitesi" gerçeği ve bu çılgınlığın girdabında "tüm değerlerini" unutmuş bir Türkiye... O; reklam ve medya dünyası içinde yaşamak zorunda kaldığı gidişata "Dur Yolcu" diyebilen ender reklam insanlarından... Tüm geçmişin, bilimin, değerlerin üstünden kısa bir uçuş yapıp, sonra da hayata iniş yapanlardan değil! Markaların, medyanın, film ve müzik endüstrisinin ve tüketim çılgınlığının kuşattığı dünyaya söyleyecek çok şeyi var... Argün Albayrak, dünyanın artık kan ile dolan barajlarının taşmaya başladığı şu günlerde; bir "dertleşme" diyebileceğimiz Etiketin Arka Yüzü'nü kaleme aldı... Mesleki kariyerinde sayısız "başarı"lar elde etmiş, ödüller almış, sosyal yardımlarıyla tanınan ve talihsiz bir kaç kazaya pabuç bırakmadan sağlam adımlarla hayatın karşısında durmuş bu "reklam insanı"nın anektodlarını okumak, bir hayli ilginç ve uyandırıcı olacak... Etiketin Arka Yüzü aykırı bir reklam insanının manifestosu...

Kaynak: Womenist.net / Kültür Sanat
title