Hayatını 5'i Engelli 6 Çocuğuna Adadı
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Ailenin sofrada yemek yemesi- Anne Yazgül Peker ile röportaj Hayatını 5'i engelli 6 çocuğuna adadı- Erzurum'da 6 çocuğunun 5'i bebeklik çağında geçirdiği havaleyle engelli hale gelen Peker, çocuklarıyla hayat mücadelesi veriyor- Anne Peker, eşinin devlet memuru olan işitme engelli oğluyla İstanbul'da yaşaması nedeniyle biri zihinsel, ikisi işitme, biri de kısmen görme engelli çocuklarının sorumluluğunu tek başına üstleniyor- Peker: - "Eşim çalışmıyor, İstanbul'da çalışan oğlumuza bakıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Ailenin sofrada yemek yemesi- Anne Yazgül Peker ile röportaj Hayatını 5'i engelli 6 çocuğuna adadı- Erzurum'da 6 çocuğunun 5'i bebeklik çağında geçirdiği havaleyle engelli hale gelen Peker, çocuklarıyla hayat mücadelesi veriyor- Anne Peker, eşinin devlet memuru olan işitme engelli oğluyla İstanbul'da yaşaması nedeniyle biri zihinsel, ikisi işitme, biri de kısmen görme engelli çocuklarının sorumluluğunu tek başına üstleniyor- Peker: - "Eşim çalışmıyor, İstanbul'da çalışan oğlumuza bakıyor. Orada onlar sıkıntı çekiyor, burada bizler sıkıntı çekiyoruz. Gelir yok ve çok sıkıntımız var, şu an sadece devletin engelli çocuklara verdiği destekle geçiniyorum" HADİ ŞENGÜL - Erzurum'da yaşayan ve 6 çocuğundan 5'i engelli olan 43 yaşındaki Yazgül Peker, en büyüğü 25, en küçüğü ise 15 yaşındaki çocuklarıyla hayat mücadelesi veriyor. Küçük yaşta evlenen ve ilk çocuğunu 18 yaşında kucağına alan Peker, 6 çocuğundan 5'inin bebeklik döneminde geçirdiği havale sonucu engelli hale gelmesiyle kendini zorlu bir hayatın içinde buldu.Yüksek ateşle baş gösteren havale sonucu çocuklarından 3'ü işitme, 1'i zihinsel, 1'i de görme engelli hale gelen anne Peker, kısıtlı imkanlarına karşın yıllarca hem çocuklarının sağlık sorunlarının çözülmesi hem de iyi bir yaşama sahip olmaları için çaba gösterdi.- "İmkanımız yoktu ki hastaneye getirelim"Peker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşiyle evlendiklerinde köyde yaşadıklarını ve 6 çocuğunun burada dünyaya geldiğini belirterek çocuklarından 5'inin 6-7 aylıkken havale geçirdiğini söyledi. Köyde yaşadıklarını ve o dönemde imkanlarının çok kısıtlı olduğunu dile getiren Peker, şöyle devam etti: "İmkanımız yoktu ki hastaneye getirelim. Kış, köy yolu kapalı. Çocuklar büyümeye başladığında baktım olmayacak, 'Bu çocukların okuması lazım' dedim. Kalktık, Tercan'a taşındık. Tercan'da 10 yıl kaldık. Orada bu çocuklara yönelik okul olmadığından Erzurum merkeze getirip burada yatılı kayıt ettirdik. Bazen, gece saat 01.00-02.00'de telefon geliyordu, 'Çocukların hasta' diye. O vakit, kalkıp Erzurum'a geliyorduk. Bir ayağımız burada, bir ayağımız ise Tercan'daydı. Baktık, yine olmuyor, Erzurum'a taşındık. 3-4 yıl kirada kaldık. Sonra, komşuların ve belediyenin yardımlarıyla oturduğumuz evi yaptırdık. 25 yıldır çocuklarımla bir gün yüzü görmedim. Hastane hastane, şehir şehir gezdim, doktorlara götürdüm. Çok çabaladım ama baştan baktıramadığım için çare bulamadım."- Oğlunun tayininin Erzurum'a yapılmasını istiyorTüm imkansızlıklara rağmen en büyük oğulları 25 yaşındaki işitme engelli Budak'ın engelli kadrosundan devlet memuru olduğunu aktaran Peker, kaydını dondurup okuluna ara vermek zorunda kalsa da 20 yaşındaki kısmen görme engelli oğlu Okan'ın da üniversiteyi kazandığını anlattı.Eşinin devlet memuru oğullarıyla ona bakmak için İstanbul'a gitmesiyle üçü bakıma muhtaç beş çocuğunun tüm sorumluluğunu üstlenmek durumunda kaldığını belirten Peker, 17 ve 15 yaşındaki işitme engelli oğulları Taner ve Serhat ile 18 yaşındaki zihinsel engelli Kenan'ın tüm bakımıyla tek başına ilgilendiğini ifade etti. İstanbul'da çalışan oğlunun gelirinin ancak oradaki masraflarına yetmesi nedeniyle maddi güçlük yaşadıklarına işaret eden Peker, şunları kaydetti: "Sabah kalkıp akşama kadar onlarla uğraşıyorum. İşitme ve zihinsel engelli çocuklarımı okula gönderiyorum, orada eğitim alıyorlar. Eşim çalışmıyor, İstanbul'da çalışan oğlumuza bakıyor. Orada onlar sıkıntı çekiyor, burada bizler sıkıntı çekiyoruz. Gelir yok ve çok sıkıntımız var, şu an sadece devletin engelli çocuklara verdiği destekle geçiniyorum. Benim devletimizden isteğim, engelli çocuğumuz İstanbul'da, babası da yanında. Onlar orada perişan olmuş, biz burada. Özellikle tayininin buraya gelmesini istiyorum. Onlar da kurtulsun ben de kurtulayım."