Hayata Açılan "Pencere"
Niğde'de, geçirdiği tren kazası sonucu iki bacağını da kaybeden 49 yaşındaki Yılmaz Karaman, kendisini hayata bağlayan üç tekerlekli engelli aracına binebilmek için 11 yıldır evinin penceresini kullanıyor.
MUHAMMED YASİR AYDOĞAN - Niğde'de, geçirdiği tren kazası sonucu iki bacağını da kaybeden 49 yaşındaki Yılmaz Karaman, kendisini hayata bağlayan üç tekerlekli engelli aracına binebilmek için 11 yıldır evinin penceresini kullanıyor.
Çocukluk döneminde ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için başka yerlere simit satmaya giden Karaman, henüz 17 yaşındayken Höyük köyünden dönerken bindiği yük treninde kaza geçirdi.
Karaman, trenin raydan çıkması sonucu meydana gelen kazada, vagonun altında kalarak iki bacağını kaybetti.
İlhanlı Mahallesi'ndeki iki odalı evde yaşayan iki çocuk babası Karaman, eşi Sibel Karaman'ın desteğiyle hayata tutunuyor. Dışarı çıkabilmek ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için 11 yıldır 3 tekerlekli engelli aracı kullanan Karaman, oturma odasının önüne park ettiği aracına kolay binebilmek için evinin penceresini tercih ediyor.
Karaman, genç yaşta geçirdiği kazada, enkazın içinden 3 saat sonra çıkarıldığını, üç ay bitkisel hayatta yaşam mücadelesi verdiğini anlattı.
Bacaklarını kaybettiğini ancak zamanla bu duruma alıştığını ifade eden Karaman, "Psikolojik olarak etkilendim, daha hayatın başlarında, bambaşka bir durumdu benim için. Önceleri çok zordu ama Allah'a şükürler olsun engelleri aşıyoruz. Kendimi engelli olarak görmüyorum. Herkes engelli adayıdır. Allah bundan sonra başka kazalar vermesin." dedi.
Daha önce devletin kendisine şarjlı tekerlekli sandalye temin ettiğini, şimdilerde ise bir hayırseverin hediye ettiği üç tekerlekli motosikleti kullandığını belirten Karaman, şöyle konuştu:
"Evime pencereden girip çıkıyorum. Bana kolaylık oluyor, yakın olduğu için motoruma rahat biniyorum. Pencere daha kolay oluyor. Pencere benim hayatım, her şeyim. Bu pencereden çıkıp arkadaşlarımı görüyorum, gezmeye gidiyorum, alışverişimizi yapıyorum. Pencere sayesinde her işimi görüyorum, benim için pencere hayat kapısı.
Kazadan 17 sene sonra teyzemin kızı vasıtasıyla tanıştığım eşimle mutlu bir birlikteliğimiz var. Devletimiz maaşımızı veriyor, geçimimizi sağlıyoruz. Şükürler olsun iyiyiz, devletimiz bakıyor bize. Hayalim bir ev sahibi olmak, çocuklarımızı daha geniş bir evde oturtmak, okutmak. Çocuklarımın ayrı odaları olsun isterdim."
"Hayalini kurduğum tek şey ev sahibi olmak"
Sibel Karaman da küçük evlerinde mutlu bir hayat sürdüklerini aktardı.
Evin işlerini tek başına üstlendiğini ve eşine yardımcı olmaya çalıştığını dile getiren Karaman, "Evlendiğim için hiç pişman değilim. Genelde eşimle evde oturuyoruz. Oğlum Ali ortaokula gidiyor, o okuldan gelene kadar 2 yaşındaki oğluma bakıyorum, ev işlerini yapıyorum. Sobalı olduğu için evimiz, sobayla ilgileniyorum. Eşim, ihtiyacımız olduğunda alışverişimizi yapıyor. Camdan girip çıkıyor eve, diğer türlü girip çıkması zor oluyor. Tek odada yatıyoruz. Bir misafirim geldiğinde sıkıntı oluyor. Benim hayalini kurduğum tek şey ev sahibi olmak. Benim evim olsun ben başka bir şey istemiyorum." diye konuştu,
Çiftin çocuklarından 11 yaşındaki Ali Karaman ise rahat ders çalışmak için kendi odası olmasının istediğini belirterek, "Okul olmadığı zamanlarda babamla çarşıya gidiyorum. Geziyoruz, pazara gidiyoruz. Sonra eve geliyoruz." ifadelerini kullandı.