Hayali Sanat Atölyesinin Sanatçılarından 'Hayalbaz' Sergisi
SHAFİA ve Hadım Hasan Paşa Medresesinde , Şeli Art Project işbirliğiyle tüm sanatseverler ile buluşuyor.
Sergi :'HAYALBAZ'
10 Nisan-10 Mayıs 2014
Hadım Hasan Paşa Medresesi ve SHAFİA
Kokteyl:10 Nisan Perşembe 14.00-16.00
Hayali Sanat Atölyesinin sanatçıları İdil Demirel, Akın Kurt, Didem Kurt, Hande Özkan'ın 'Hayalbaz'adını taşıyan sergisi,
SHAFİA ve Hadım Hasan Paşa Medresesinde , Şeli Art Project işbirliğiyle tüm sanatseverler ile buluşuyor.
Sanatçılar, Hayalbaz'ı ve eserlerini şöyle anlatıyor:
Biz, Hayali Orhan Kurt'tan el alan küçük bir ekibiz. Karagöz ile Hacivat gölge oyununa yıllarını vermiş, UNESCO'nun yaşayan kültür hazinesi olarak ödüllendirdiği bu Türk sanatçısından önce, bu gölge oyununu sevmeyi öğrendik. O oynattı, biz güldük. Bazen Karagöz'ün cahilliğine, bazen Hacivat'ın kurnazlığına… Zenneler geldi geçti perdeden, çelebiler, matizler… Perdenin davetlileri Acem oldu, Arap oldu, Rum oldu, Ermeni oldu. Bugün üstünde yaşadığımız topraklara kim ayakbastıysa, hepsi geldi geçti o perdeden. Orhan Hoca ses verdi onlara, hareketlendirdi onları. Ama önce el emeği, göz nuruyla bir kez daha yarattı, yıllar yıllar önce yaratılmış bu gölge karakterleri. 13. Yüzyılda yaşamış olduğu söylenen Karagöz ve Hacivat perdenin de, Orhan Hoca'nın da hayatında hep başroldeydi, hala da öyle. Biz de bu perdenin içine doğduk işte. Ve şimdi istiyoruz ki, koskoca bir tarihi, koskoca bir toplumu, sıradan karakterler sayesinde gözler önüne seren o oyunların kahramanları yaşasın evlerimizin bir köşesinde. Türkiye'ye gelen turistler bizden bir parça diye onları alıp götürsünler memleketlerine… Çocuklarımızın gözleri aşina olsun, bir zamanlar çocukları çok eğlendiren bu gölgelere.
Deriyi kesmeyi, çizmeyi öğrendik. ışığı geçirip, o güzel renkleri yansıtsın diye delmeyi öğrendik. Orhan Hoca'nın. Karagöz'le Hacivat'ın yüzyılları aşan hikayesinin anlatıcısı olduk. İş edindik, görev bildik bu geleneği yeni nesillere aktarmayı. dünyası yaratıyoruz. Açılıyor perdemiz, gelin siz de sahip çıkın geçmişe. Geçmişe sahip çıkmadıkça, yok olur çünkü gelecek…
TÜRK GÖLGE TİYATROSU "KARAGÖZ İLE HACİVAT"
Türk Tiyatrosu'nun temel taşlarından olan "Karagöz ile Hacivat", şeffaflaştırılmış deri üzerine el işçiliği ile yapılan iki boyutlu figürlerin çubuklar aracılığıyla tutularak, beyaz bir perde üzerine arkadan verilen bir ışık kaynağı ve gölgelerinin yansıtılması ile sergilenen bir gölge tiyatrosudur. Ağırlıklı olarak taklit ve karşılıklı konuşmaya dayanan oyun, genel olarak Karagöz ve Hacivat karakterlerinin üzerinden şekillendiği için "Karagöz ile Hacivat" veya sadece "Karagöz" olarak anılmaktadır. Osmanlı coğrafyasında kültür ve eğlence hayatının en önemli unsurlarından biri olmuş, ancak 20. yüzyılın ilk yarısından sonraki süreçte, değişen yaşam şartları ve teknolojik gelişmeler karşısında yavaş yavaş popülerliğini kaybetmiştir. Halen Türkiye'de bu sanatı sürdürmeye çalışan çok az sayıda sanatçı kalmıştır.
Karagöz oynatıcısına Hayali, Usta, Şebbaz veya Hayalbaz denir. Oyunlar Hayali denilen kişinin tek başına çeşitli karakterleri seslendirmesi ile gerçekleştirilmektedir. Oyun oynatılması sırasında yardımcıları yardak, çırak, dayrezen, müzisyenler ve sandıkkar'dır. Oyun genel olarak belirli bir tema üzerinden ancak "Hayali" denilen oynatıcının doğaçlamaları ile sürmektedir. Oyun müzikal anlamda da oldukça çeşitlilik göstermekte olup geniş bir müzik repertuvarı içermektedir.
Karagöz oyununda kullanılan figürlerin yapımı;
Oyunda kullanılan figürler cam deri denilen şeffaflaştırılmış derilerden yapılmaktadır. Figürlerin yapımı yapılacak olan figürün kalıbına uygun olarak derinin çizilmesi, kesilmesi, nevrekan veya nevreğan denilen özel bıçaklar ile ışık geçişlerini sağlayan deliklerin delinmesi ve figürün özel boyalar ile boyanması işlemlerini içermektedir. Karagöz figürlerinin yapımı da, özellikli bir deri işçiliği, stilizasyon (resim, tasvir) içermesi nedenleri ile bir el sanatı olarak önemli oranda gelişmiştir. Figür yapımında başlıca tercih edilen hayvan derileri deve, eşek ve düve (1 yaşını geçmiş dişi dana) derisi olmakla birlikte, bunlardan sadece gıda amaçlı olarak kesimleri nedeni ile en kolay temin edilen deri düve derisidir. Figürlerin boyanmasında, orijinal üretim şekli, kök boyalar olmakla birlikte günümüzde, aynı etkiyi yaratmakta olan su bazlı boyalar da kullanılmaktadır.