Harput Kalesi kazılarında 7 yılda 110 bin adet obje çıktı
Harput Kalesi kazılarında 7 yılda 110 bin adet obje çıktı Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç: -"Şimdiye kadar 110 binin üzerinde çeşitli tarihi eser objeler çıktı" -"Harput'un bir yaşam, güvenlik ve üretim merkezi olduğu anlaşılıyor" -"Elazığ ve Harput, uluslar arası bir ticaret...
Harput Kalesi kazılarında 7 yılda 110 bin adet obje çıktı
Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç:
-"Şimdiye kadar 110 binin üzerinde çeşitli tarihi eser objeler çıktı"
-" Harput'un bir yaşam, güvenlik ve üretim merkezi olduğu anlaşılıyor"
- "Elazığ ve Harput, uluslar arası bir ticaret güzergahının geçtiği bir merkezdir"
ELAZIĞ - UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne giren 4 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan Elazığ'ın simgesi, medeniyetler beşiği Harput Mahallesinde bulunan Harput Kalesi'nde son 7 yılda yapılan çalışmalarında 110 bin adet obje çıktı.
Kent merkezine 6 kilometre uzaklıkta bulunan ve medeniyetler beşiği olarak tarihi ve dini açıdan önemli bir değeri olan Harput Mahallesi'nin UNESCO Dünya Mirası kalıcı listesine girmesi için başlatılan çalışmalar sürüyor. Covid-19 nedeniyle bu yıl çok fazla ziyaretçi almayan mahallede bulunan, ayrıca şehrin simgesi olan Harput Kalesi'nde projelendirme ve iç temizlik çalışması yapıldı. Milattan Önce 8. Yüzyıl'da Urartu Krallığı tarafından yapılan Harput Kalesi'nde, 7 yıldır Kazı Başkanı Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç koordinesinde yürütülen çalışmalarda silahlar, ok uçları, mantılık taşları, seramik ve cam olmak üzere 110 bin tarihi eser obje çıkartıldığı bildirildi.
Kale ile ilgili yapılan çalışmalarda şimdiye kadar 13 makale yayınlanırken, oluşturulmaya başlanan 3 ciltlik kitapta ise sona gelindi. Aynı zamanda ilk, orta ve yakın çağa ait bir çok buluntudan ithal edilmiş eserlerde oraya çıkarken Elazığ ve Harput'un zamanında uluslararası bir ticaret merkezi olduğu bildirildi.
"110 bin adet çeşitli objeler çıktı"
Harput iç kale kazısı 2020 yılı çalışmalarının birinci aşamalarını tamamladıklarını belirten Prof. Dr. İsmail Aytaç, "Pandemi dolayısıyla sahada fiili arkeolojik kazı yapılmadı. Ancak sahada diğer faaliyetlerimizi sürdürdük. İç kale kazıları müzemiz başkanlığında 5 yıl devam etmişti. 2014 yılından itibaren 7'nci yılını ikinci bir ekip olarak sürdürüyoruz. Şimdiye kadar 110 binin üzerinde çeşitli tarihi eser objeler çıktı. Bunlarla ilgili bakanlığımız, valiliğimiz, üniversitemiz, Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve özel idarenin destekleri ile devam ettiriyoruz. Bu sene Türk Tarih Kurumu da bir proje ile destek verdi. Şimdiye kadar çıkan eserlerimizle ilgili çok sayıda inceleme temizlik işlemleri gerçekleştirdik. Taşınmaz kültür varlığı dediğimiz mimaride mevcut durumları dondurduk" dedi.
"İnsan yaşamına ait her türlü objeye rastladık"
Büyük projelerin devam ettiğine değinen Prof. Dr. Aytaç, "Kale içerisindeki Osmanlı mahallesi restorasyon projesi bitti. Önündeki Urartu sunağının da projesi tamamlandı. Bunlar 2021 yılında turizme kazandırmak için uygulamaya başlayacağız. Yapılan işler içerisinde elde edilen buluntuların sınıflandırmaları çok geniş. İnsan yaşamına ait her türlü objeye rastladık. Özellikle askeri bir alan olması nedeniyle silahlar, ok uçları, mancınık taşları, sapan taşları, askeri üniformalar, aparatlar gibi çok eser elde edildi. Sağlık aletleri bazı buluntular elde ettik. Metal süsleme ve diğer objeler elde edildi. Seramik buluntular fazla. Çeşitli dönemlere ait cam eserler elde edildi. Kale ile ilgili onlara yaptığımız çalışmalarda şimdiye kadar 13 makale yayınladık. Bunlardan 3 ciltlik kitapları bitirme noktasına geldik. Elde edilen verilere bağlı olarak arşiv çalışması gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.
"Harput yaşam, güvenlik ve üretim merkezi"
Kalenin içerisinde seramik üretim atölyelerin olduğunu gösteren pişirimler, üç ayakların ve rafların olduğuna değinen Aytaç, "Cam üretimlerin kale içerisinde yapıldığını tespit ettik. Demir ve ok ucu üretimiyle ilgili bazı fırın örnekler ve malzemeler elde edildi. Böylelikle Harput bir yaşam, güvenlik ve üretim merkezi olduğu anlaşılıyor. İlk, orta ve yakın çağa ait bir çok buluntudan ithal edilmiş eserlere de rastladık. Böylece buranın uluslararası bir ticaretin merkezi olduğu gerçeği de ortaya çıkar. Elazığ ve Harput, uluslar arası bir ticaret güzergahının geçtiği bir merkezdir. Bütün bu değerlendirmeleri elde edilen bulgularla yeniden güncelliyoruz" şeklinde konuştu.
"Harput sadece merkezden ibaret değil, bir kültür coğrafyasının ismidir"
Amaçlarının UNESCO yedek listesine girmiş Harput'u asil listeye taşıyacak çalışmaları sürdürmek olduğuna dikkat çeken Aytaç, "Harput'taki belediyenin yaptığı ve bizim kale içerisinde yaptıklarımızla beraber uygulamalar gerçekleştiğinde Harput'ta turizm kavramı biraz daha genişleyecektir. UNESCO yedek listesinde olması bir markadır. Bununla ilgili çalışmalarda devam etmektedir. Böyleye biz Harput'tu hem inanç turizmi açısından hem kültür turizmi açısından turizme kazandırmış olacağız. İnşallah bu kurumlar arası işbirliği devam eder. Bu buluntu ve çalışmalarla Harput dünyada hak ettiği turizm değerine kavuşur. Harput sadece merkezden ibaret değil. Bir kültür coğrafyasının ismidir. Bunları dikkate alarak Harput dışındaki coğrafya alanındaki çalışmaları da sürdürüyoruz. Bunlarda aşama aşama yayına ve diğer çalışmalara dönülecektir" diye konuştu.