Gerçek Özgürlük Anlamını Mesnevi'de Buluyor"
Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, "Manevi şahsiyetlerimiz, dünya değerlerine değil, gerçek değerlere bağlanmayı, surete değil, manaya bağlanmayı bize öğrettiler.
AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, "Manevi şahsiyetlerimiz, dünya değerlerine değil, gerçek değerlere bağlanmayı, surete değil, manaya bağlanmayı bize öğrettiler. İşte gerçek özgürlük, anlamını bu metinlerde buluyor." dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği'nin (TYB), 17 senedir düzenlediği "Mesnevi Okumaları", birliğin Kızılay'daki genel merkezinde, Karaismailoğlu eşliğinde başladı.
Mesnevi okumalarının maddi ve manevi anlamda ruhu beslediğinin altını çizen Karaismailoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevlana ve Yunus Emre gibi şahsiyetlerin, dünyanın gelip geçici olduğunu, dünya için değil daha güzel değerler için yaşamak gerektiğini insanlara naif bir şekilde öğrettiğini söyledi.
Adnan Karaismailoğlu, Mesnevi'nin, orijinal metninden okunduğunu belirterek, "Mesnevi, tercüme ediliyor ve açıklanıyor. Bu yıl altıncı defter, 3 bin 398'inci beyitle devam edilecek okumalarımızın, 2017 Mart'ta tamamlanmasını planlanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Genel anlamda dini kaynakların insana kazandırdığı bir dünya olduğunu dile getiren Karaismailoğlu, "O dünyayı, güzelce kelimelere ve cümlelere döken, Mevlana ve Yunus Emre gibi şahsiyetlerimiz var. Dünyanın gelip geçici olduğunu, dünya için değil daha güzel değerler için yaşamak gerektiğini bize gösteren ve öğreten onlar. Görünen meşakkatlerden ziyade, görünmeyen ama kalıcı olan değerlerle meşgul olmak icap ettiğini bize bu şahsiyetler gösteriyor." ifadelerini kullandı.
"Direniş ruhumuz, mana aleminden geliyor"
Karaismailoğlu, Mesnevi okumalarında insanı terbiye eden ve ruhunu besleyen bahislerin olduğunu kaydederek, şu bilgileri verdi:
"Yusuf Peygamber'e, zindanı güzel gösteren kim ve bu dünyayı insana güzel gösterecek olan nedir? diye soracak olursak, cevaben işte bu kaynaklardır. 'Kişi zindanda ama gül bahçesinde, kişi sarayda ama zindanda, kuyu dibinde', şeklinde ifade ediyorlar. Toplumu, günümüzü değerli kılan, bizim bakışımız ve değerlendirmemizdir. Hayatı feda etmek gerekiyorsa, zaten bu hayat geçici ve değersiz. Aşk ve şevkiyle harekete geçmek, vatanı, milleti, dini için imkan ve fırsatlarını hatta hayatını harcamak bilgisi, elbette ki bu kaynaklardan beslenerek gelmektedir."
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde ortaya konulan direniş ruhuna da dikkati çeken Karaismailoğlu, bu ruhun manevi kaynaklardan beslendiğini aktardı.
Prof. Dr. Karaismailoğlu, okuyan ya da okumayan her kesimin yetiştiriliş şekline bakıldığında, aile ve geleneklerin etkisiyle mana aleminden ve Mesnevi'den beslendiğini belirterek, bilinçaltında yer alan manevi yansımaların o gece yaşandığını ifade etti.
"Biz anlama, ruha ve manaya hakim olacağız"
Mevlana ve Yunus Emre gibi büyük zatların her eserinde mana aleminden örnekler verdiğine vurgu yapan Karaismailoğlu, "Yunus Emre der ki, 'Bize dünya gerekmez, bize didar gerek' yani bize geçici olan değil bize Hak'kı, cemali görmek gerek. Bizim dünyayla işimiz yok, der. 'Bize dava gerekmez. Bize mana gerek' diyor yani dünyanın hakimi biz olacağız diye bir iddiamız olamaz. Biz anlama, ruha ve manaya hakim olacağız." diye konuştu.
Karaismailoğlu, 15 Temmuz akşamı şehit olanların da bu ruhla hareket ettiklerini sözlerine ekleyerek, şöyle devam etti:
"Manevi şahsiyetlerimiz, dünya değerlerine değil, gerçek değerlere bağlanmayı, surete değil, manaya bağlanmayı bize öğrettiler. İşte gerçek özgürlük, anlamını bu metinlerde buluyor. 'Çöz bağı, özgür ol ey oğul, ne zamana kadar altının ve gümüşün esiri olacaksın?' Yani dünya değerlerinin esiri olacaksın diyor. Acaba o akşam hayatını verenler altına, makama, arabalarına ve unvanlara değer verseydi, o sokaklarda, o araçların önünde olurlar mıydı? Ecdadımız bize öyle bir miras bırakmışki bugün beklenmeyen kişiler, orada gözüktü. Bu dünya gözüyle gördüklerimize, mana gözüyle baksaydık, neler görecektik kim bilir. Ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve hatta insanlık bu değere sahip."
Hak, hukuk, adalet ve hakikat için bütün maddi değerleri bir kenara koyamayan toplulukların, yalnızca yeryüzünde zulmü sürdürebileceğini kaydeden Karaismailoğlu, fakat zulmün kalıcı olmadığını vurguladı.
"Türkiye, dünyaya örnek oluyor"
Adnan Karaismailoğlu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde olduğu gibi günümüzde de, Türk halkı ve yöneticilerinin destan yazdığını ve tüm dünyanın dikkatle bunu takip ederek örnek aldığının altını çizdi.
Dünyada, araştırmacıların Selçuklu ve Osmanlı Medeniyeti'nin bütün referanslarını araştırdıklarına dikkati çeken Karaismailoğlu, şunları aktardı:
"Günümüzde, geçmişten kazandığımız benzer bir tabloyu Türk vatandaşları ve yöneticileri ortaya koydu. Bu durum tabii ki tüm dünyaya örnek olacaktır. Şehitlerimize Allah rahmet, gazilerimize de şifalar ihsan eylesin. Onlar muazzam birer örnektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden, sosyal ve manevi kalkınma, bilimsel anlamda yükselme örneklerini, tüm dünya görecektir ve görmelidir. Bu büyük bir sıçrama ve özgürlük arayışıydı ülkemiz için ve büyük anlam taşıyor. Bir çok ülkenin yöneticisi, şaşkınlık geçirdiğini, 2-3 hafta sonra akıllarının başlarına gelmeye başladığını ve bu olan bitenin önemini kavradıklarını bizatihi söylemediler mi? Bizim ülkemize ve geçmişimize, İslam dünyasına, ecdadımızın torunları olarak bugün, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yaraşan budur."
Prof. Dr. Zülfikar Güngör, Prof. Dr. Mustafa Aşkar ve Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç gibi isimlerin de katıldığı dersler, ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.