Fetö'nün Darbe Girişimine Tepkiler
Yazar Selahattin Yusuf, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini kınayarak, "Türkiye'nin sağı-solu, mutlaka milli bir manevi mihver üzerinde akıl fikir birliği sağlamalı." dedi.
Yazar Selahattin Yusuf, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini kınayarak, " Türkiye'nin sağı-solu, mutlaka milli bir manevi mihver üzerinde akıl fikir birliği sağlamalı." dedi.
Yusuf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da İstanbul ve Ankara sokaklarında, ellerinde silahlarla halkın karşısında boş boş bakan askerlerin, "Biz nereye geldik, ne yapıyoruz?" ifadeli bakışlarını asla unutmayacağını söyledi.
" Türkiye'nin sağı-solu, mutlaka milli bir manevi mihver üzerinde akıl fikir birliği sağlamalı." ifadelerini kullanan Yusuf, "halkın ahlakı" ile ordunun ahlakının, idealinin, derdinin, tasasının birleştirilmesi gerektiğini aktardı.
Türkiye'nin iç globalleşmesinin sağlamasının önemine işaret eden Yusuf, Cemil Meriç, Necip Fazıl Kısakürek, İdris Küçükömer, hatta Mehmet Ali Aybar gibi yazarların sözünü ettiği tekinsiz, tehlikeli uluslararasılık değerlerinin tekrar elden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Selahattin Yusuf, "Bugün darbenin babası denilen adamın ilk sığınağı da 'uluslararası kamuoyu' olabiliyorsa, bu mutlaka üzerinde yeniden düşünülmesi gereken stratejik bir konu." diye konuştu.
"Evrensel değerler" kavramının içinin boşaltıldığı görüşünü savunan Yusuf, şöyle devam etti:
" Türkiye'de sağı da solu da sözüm ona dindarı da kökleri Türkiye'nin derinliklerine doğru büyümek sağlığından alıkoyan şey bu 'uluslararası' bilmem ne saçmalığı. Türkiye 'uluslararası değerler' ile her defasında kendi bekasına çevrilmiş bir namlu gibi burun buruna yaşamak zorunda değil. Uluslararası değerleri, uluslararası işlem hacmi gibi kullananların ipliği bu kez de pazara düştü. Darbe sırasında uluslararası değer bekçilerinin suçüstü yakalandıklarını gördük, yaşadık."
Yusuf, Türkiye'nin, uluslararası kamuoyu, uluslararası değerler piyasasına mutlaka kendi iç dinamiklerini geliştirerek ve değerlerini olgunlaştırarak katılması gerektiğinin altını çizerek, hareketin dışarıdan içeriye doğru değil, içeriden dışarıya doğru olması için öncelikle iç barışın, iç uyumun ve iç ahengin sağlanmasının önemine dikkati çekti.
"Sokaklarda darbeye karşı direnenler geçmişte sindirilmiş kitlelerdi"
Başarısız darbe girişimi sırasında sokaklarda olan halkın sınıf analizinin de yapılması gerektiğini belirten Yusuf, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sokaklarda darbeye karşı direnen insanların tamamına yakını geçmişte mağdur olmuş, sindirilmiş kitlelerdi. Onların toplum içindeki dikey hareketliliğinin önünü açan ilk lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. İşin bir de bu tarafı var. Bu hareketliliğin ekonomi-politiğinden bahseden çok az namuslu insan var. Oysa bu hareketlilik, Türkiye'nin hem maddi hem de manevi sağlığının tek şansı. Cemal Süreya'nın, 'Kahvelerde subay yok' diye bir dizesi vardır. Çitlerle çevrilmiş bir ordu zamanla 'halkın ahlakından' da hissiyatından da yaşamasından da talihinden de uzaklaşabilir. Bu sözünü ettiğim hareketliliğin mutlaka ordu içine doğru da önünün açılması gerekir. Türkiye'nin başını yastığa rahat koymasının şartı budur."
Yazar Yusuf, darbenin "şimdilik" durdurulduğu yönündeki görüşlere değinerek, "Bu 'şimdilik' üzerine uzun uzun düşünmeliyiz. Bu toprakların aydını, sanatçısı, yazarı, şairi, bu sorunun cevabını bu ülkeye borçludur." dedi.