Fetö'nün Darbe Girişimine Tepkiler
Edebiyat dergileri, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki gösterdi.
Edebiyat dergileri, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki gösterdi.
Dil ve Edebiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendi kuşağının 1960 darbesini kitaplardan okuduğunu, 1972 muhtırasında ilkokul öğrencisi olduğunu, 1980 darbesini ise bütün acılarıyla yaşadığını anlattı.
İlbak, 1980 darbesinde hapse atılanlar arasında kendisinin de bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"28 Şubat 1997 darbesi ise bu ülkenin yeni bir savrulmasıydı. 27 Nisan, millet iradesine itirazdı. 15 Temmuz, cinnet ve akıl tutulmasıdır. Bütün bunlar bize hep bir şey söyledi, ancak biz kulaklarımızı tıkadık. Devlet, milletin huzur ve refahı, güvenliği, girişim ve yatırım hakkını teminat altına alan, eşitlikçi, vatandaşları arasında din, dil, etnik kimlik gözetmeksizin kurulmuş sosyal bir yapıdır."
Sözünü ettiği yapıda hizmet üretmek üzere sorumluluk üstlenenlerin, o kurumları ele geçirmek ve kendilerinden olmayanı yok etmek gibi bir amaç güdemeyeceğine dikkati çeken İlbak, "Bunu başaramadık. Tarihi süreç içinde karalarımızı hep mensubu oyduğumuz inanç ve ideolojiler belirledi. Yanıldık, yanıltıldık, aldatıldık ve ihanete uğradık." diye konuştu.
Üzeyir İlbak, Osmanlı Devleti'nin son iki asrı ve cumhuriyet tarihi boyunca birtakım grup ve cemaat organizasyonlarının "devleti ele geçirmek" üzere bir çaba içinde olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
"Devleti ele geçirmenin seküler, dini ve etnik hiçbir meşru gerekçesi yoktur. Devleti yöneten meşru organlar, devleti ehil olmayan ve gizli ajandaları olan tüm dini, etnik, seküler, ideolojik ve mehdici yapılara karşı korumakla yükümlüdür. İnanmış insanların iktidar dönemleri mesihçi-cemaatçı ve dini görüntü veren hurafeci gruplara açık hale gelir. Çoklukla tehlike olarak da görülmezler ve palazlanırlar."
FETÖ'nün devlet kademelerinde yaygın olarak yayılmasının tarihinin merhum Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'ın iktidar dönemine tekabül ettiği düşüncesini aktaran İlbak, örgütün, daha sonraları bütün iktidarlarla iş birliği içine girerek ve yabancı istihbarat örgütlerine eğitim kurumları üzerinden yataklık yaparak geliştiği tespitini paylaştı.
İlbak, örgütün güvenlik, hukuk ve eğitim kurumlarını "ele geçirdiğini" hatırlatarak, şunları dile getirdi:
"Kendileri dışında hiçbir meşruiyet alanı tanımaz ve nihayet darbeler tarihinin en ölçüsüz ve ahlaksız kalkışmasını başlatır. Devletin tankı, topu, uçağı ve silahı ilk defa millete ve milletin kurumlarına karşı kullanılır. Babalar ve oğulları birlikte şehit edilir. Milletin meclisi, MİT binası, güvenlik, iletişim ve medya kurumları havadan, karadan ve denizden kuşatılarak kurşun yağmuruna tutulur."
Dünya edebiyatının en kanlı sayfalarının, en gür şiirlerinin ve en hüzünlü hikayelerinin darbe dönemlerinde yazıldığının altını çizen İllbak, "Kanlı darbelere sahne olan Şili, Yunanistan ve Türkiye'nin edebiyatçıları tanıklıklarını yazdılar. Şili diktatörü Pinochet darbesi döneminde Isabel Allende en sevdiği dedesinin hastalığında yanında olsaydı 'Ruhlar Evi' diye bir roman olmayacaktı. İtalyan Gazeteci Oriana Fallaci'nin Yunanistan'daki cunta dönemini anlattığı 'Bir İnsan' olur muydu dersiniz?" diye konuştu.
İlbak, Türkiye'de Çetin Altan, Erdal Öz, Ahmet Kekeç, Sevgi Soysal, Vedat Türkali, Attila İlhan gibi yazarlar tarafından yazılan ve darbe dönemlerini konu alan 150 civarında roman olduğunu söyleyerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kifayetsiz yalakalık ve yaltaklanmaya prim vermediğimizde, emaneti ehline tevdi ettiğimizde, kifayetsiz muhterise ve sahte mollaya iltifat etmediğimizde, talimat hiyerarşisinde yancılara ayrıcalık tanımadığımızda paralel ve darbe devleti heveslileri küçük akıllarının girdabında kaybolacaktır."
"Darbe girişimi insanlığa karşı suçtur"
Arka Kapak Dergisi Editörü Yunus Emre Tozal, her türlü zorbalığa, hak gaspına karşı toplumu savunmak gerektiğine işaret ederek, "Biz de bunu yapıyoruz. Bir kitap kültürü dergisi olarak her türlü yayıncılığın ancak hür, demokratik bir rejimde yapılabileceğine inanıyoruz." şeklinde konuştu.
Rejimlerin düşmanı olan darbe zamanlarında, darbe mekaniklerine ve hukukuna her zaman karşı çıkan bir mecra olduklarını dile getiren Tozal, şu açıklamada bulundu:
"İnsanların, toplumların meşru yollarla hükümet kurma, hükümetleri değiştirme hakkının silahla, zorbalıkla gasbedildiği askeri darbelere bu anlamda insanlığa karşı işlenmiş suç olarak bakıyoruz. Darbe yapmakla, darbe girişiminde bulunmak ve darbe tasarlamayı da aynı derecede büyük bir toplumsal günah olarak görüyoruz."
Tozal, Türkiye'de ve dünyada şahit olunan tüm darbe dönemlerinde işlenen suçları, ihlal edilen insan haklarını, askıya alınan özgürlükleri normalleştiren, meşrulaştıran darbe severler olduğuna işaret ederek, onlara karşı her zaman uyanık olmanın yolunun daha çok okumaktan ve böylesi zihniyetleri her zaman teşhir etmekten geçtiğine vurgu yaptı.
Darbe girişimin kınadıklarını söyleyen Tozal, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Şartsız, amasız bir şekilde lanetlediğimiz bu insanlık dışı darbe girişimini daha çok özgürlük ve daha çok demokrasi ile atlatacağımıza inanıyoruz. Biz toplumu savunuyoruz."