'Eylül'ün Kadın Yüzleri' İzleyiciyle Buluştu

13. Uluslar arası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali Diyarbakır Cigerxwîn Kültür Merkezi Sinema Salonu'nda başladı. Festivalin ilk gününde sinemaseverlerle buluşan " Eylül'ün Kadın Yüzleri" adlı belgesel izleyiciden tam not aldı.

Yönetmenliğini A. Ayben Altunç'un yaptığı, 2014 yapımı belgeselin Diyarbakır'daki gösterimine belgeselde de yer alan kadınlardan Gültan Kışanak, Aysel Hoşgit, Mevlüde Acar, Mukades Erdoğdu Çelik, Ümide Aysu Çelik ve Özlem Eren Türkmen katıldı. 102 dakika süren belgesel filmin sona ermesiyle salonda bulunan kadınlar, zılgıt çekerek hep bir ağızdan "Jın Jiyan Azadi" sloganı attı.

Geçen hafta kaybettikleri Leman Fırtına'yı anarak konuşmasına başlayan Yönetmen Altunç, "Belgeseli bir süre önce kaybettiğimiz Erdal Eren'in annesi Şardan Anneye ve Leman Fırtına'ya adıyorum" dedi. Altunç'un ardından konuşan, belgesel filmde de yer alan kadınlardan Özlem Eren Türkmen, filmi ikinci sefer izlediğini; ama Diyarbakır'da gösterilmesinden dolayı farklı bir heyecan yaşadığını söyledi. Emeği geçen herkese teşekkür eden Türkmen, belgeselle tarihe bir iz düşüldüğünü belirtti.

Direnen Kadınlar Anlatıldı

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak ise kadınların tarih boyunca hep direndiğini ve tarihi yazan dinamiklerden olduğunu vurguladı. Kışanak, şunları söyledi: "Filmde de kadınların direnişi, kadın bilincinin oluşma süreci ve kadınların kadın devrimi yaratma iddiasıyla ayakta olduklarının hikayesi anlatılmıştır." Darbenin ardından 35 yıl geçtiğine dikkat çeken Mukades Erdoğdu Çelik de, darbe şefinin GATA hastanesinde kendini bilmez bir şekilde yattığını; ancak kendilerinin hala ayakta olduğunu söyledi. Çelik, "12 Eylül'de tüm ülke faşist zulme maruz kaldı. Ama darbede de sömürgeciler Kürdistan'a ayrımcılık yaptılar. Darbeciler kaybetti biz kazandık. Bugün doğu ve batı olarak yine bir aradayız." şeklinde konuştu.

Ardından konuşan Ümide Aysu Çelik, belgeselle kadınların mücadele içindeki varlığının bir kez daha görüldüğünü söyledi. "Biz kazanacağız" diyerek konuşmasına başlayan Mevlüde Acer de, Diyarbakır Cezaevi ve bütün mücadelelerinin sembolü olan Sakine Cansız'ı anmadan geçemeyeceğini ifade etti. Aysel Hoşgit, bedel ödemiş ve işkenceden geçmiş kadınların arasında konuşmanın oldukça zor olduğunu söyledi. Filmi beşinci kez izlediğini ve her izleyişinde büyük bir heyecan yaşadığını dile getiren Hoşgit, filmde her bölgeden farklı farklı kadınların yer aldığını, bundan dolayı filmin objektif belge niteliği taşıdığını vurguladı.