Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin "İmralı ile yüz yüze temas olmalı" çağrısına DEM Parti'den jet yanıt

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

CHP lideri Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 3 yıl önceki market alışverişi üzerinden yüklendi

Erdoğan'a 3 yıl önce yaptığı alışveriş üzerinden yüklendi

Erbulak: İstediğimi Öldürüyorum

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Oyuncu-yazar Erbulak Ayşe Erbulak, polisiye roman macerasını anlattı.

Bir ayda üçüncü baskıyı yapan 'Limoni Ölüm', Ayşe Erbulak'ın ikinci kitabı. 'Hafiye Karılar' serisinin ilk kitabı 'Çok Şerbetli Ölüm'ün gördüğü ilgi üzerine hemen ikincisini çıkaran Erbulak; kitaplarında yarattığı karakterlerde, gerçek hayatta tanıdığı insanlardan ilham alıyor. Oyuncu-yazar Erbulak ile yeni kitabını, provaları devam eden yeni oyununu ve projelerini konuştuk...

ARTIK YAZARLIK YAPACAĞIM

İlk kitabınız 'Çok Şekerli Ölüm'den altı ay sonra ikinci kitabınız 'Limoni Ölüm'ü çakırdınız. Seri üretebilen bir yazar mısınız?

İnşallah, seri üretmek istiyorum. Bundan sonra, tiyatro yapamadığım zamanlarda yazarlık yapmak istiyorum. Bugün için böyle düşünüyorum ama yarın balerin olmak isteyebilirim; bilmiyorum.

İnsanlar iki-üç senede ancak bir roman yazabiliyor; sizin galiba kaleminiz çabuk.

Ben birini yazarken diğerini de planlamaya başlıyorum. Bir kitaba başladığımda, önce kurguyu yapıyorum; kim katil, kim maktul, nasıl ölecek, neden ölecek, nasıl yakalanacak... Bunları bitirdikten sonra diyalogları koymak kalıyor. Bu sırada ufak ufak yeni kitapla ilgili de çalışmaya başlıyorum.

Bir kitabı yazarken diğerini kurgulamak konsantrasyonunuzu etkilemiyor mu?

Küçük notlar alıyorum, yoksa etkiler tabii. Mesela 'Limoni Ölüm'ü yazarken, 'Ödüllü Ölüm'de kullanmak üzere karalama defterime aldığım notlarım var.

Yani üçüncü kitabın adı 'Ödüllü Ölüm' olacak... Evet. Ona bir ay için ara verdim çünkü tiyatro provalarım çok yoğun ama prömiyerden hemen sonra hızla yazacağım.

Kitabınız bir ayda üçüncü baskıyı yapmayı başardı; bu bir polisiye için büyük başarı, değil mi?

Başarı tabii, hele adın Ahmet Ümit değilse!

Ahmet Ümit'le tanıştınız mı?

Yüz yüze tanışmadık. 10 küsur yıldır okuyorum kendisini ve gerçekten çok seviyorum. Ama son kitabı 'Sultanı Öldürmek'i bilerek okumadım; hırsızlık yapmamak ve etkilenmemek için. Ahmet Ümit'le Twitter'da tanıştık, sonra da bir televizyon programında canlı yayına bağlandı; muhteşem bir şeydi. Çok yüreklendirici şeyler söyledi benim için.

Türkiye'de fazla kadın polisiye yazarı yok; sizce neden? İyi ki yazmıyorlar, tek olmayı tercih ediyorum! Polisiye roman yazmak çok keyifli. Hatta o kadar keyifli ki, birine kızıyorsan içini dökmenin en güzel yolu bence; istediğini öldür, istediğini katil et!

KARAKTERLERİN HEPSİ GERÇEK

Üçüncü kitabınız 'Ödüllü Ölüm' ne zaman çıkacak?

Eylül-Ekim gibi sanırım. 'Ödüllü Ölüm'den sonra 'Hafiye Karılar'a devam mı ederim, yoksa başka konseptte bir polisiye roman mı yazarım; bilmiyorum.

Siz kitaplarınızda, çevrenizdeki insanları anlatıyorsunuz, değil mi?

Evet, 'Limoni Ölüm'de 'Komiser Deniz' dışında herkes tanıdık. Aslında onu da birine benzetmek zorundayım çünkü onu devamlı karakterlerimden biri yapacağım. Kim olsun diye düşünüyorum şu an.

Kitapta kendisinin anlatıldığını fark edenler ne yapıyor;?

Kitapta ölen bir adam var; gerçekten şerefsizin teki. Mesela birkaç kişi aradı, "O ben miyim; rezil etmişsin beni" falan dedi. "Senden esinlendim sadece, kesinlikle sen değilsin" diyorum mecburen. (Gülüyor) Aslında kitaptaki o ölen karakter, gerçek hayatta yaşayan biri.

TİYATROYU KİTAPLA ALDATMAK İSTEMİYORUM

Duru Tiyatro'yla bir müzikal hazırlıyorsunuz, nasıl bir müzikal olacak bu?

Muhteşem bir müzikal olacak. Seferi Ramazan Bey'in 'Nafile Dünya'sını Oktay Arayıcı günümüze uyarladı. 1971'de Ankara Sanat sahnelemiş ve yılın tiyatro ödülünü almışlar. Daha sonra Levent Kırca oynamış. Şimdi biz oynuyoruz müzikal olarak. Oyunda benim dışımda Emre Kınay, Erdal Cindoruk rol alıyor, Selahattin Taşdöğen, Neslihan Yeldan, Başak Akan gibi isimler de var. Yönetmenimiz Emre Kınay. Müzikleri Bora Öztoprak yaptı, muhteşem güzel, ödüllük müzikler oldu.

Oyundaki rolünüz ne?

Ana kadın karakter 'İnsaf'ı oynuyorum. Kızını evlendirmek için 'Ramazan'a çeşitli katakulliler yapan bir kadın. Çok keyif alıyorum, çok mutluyum o tiyatroda. Bütün ekip arkadaşlarımı inanılmaz seviyorum.

Müzikal olduğuna göre şarkı da söylüyorsunuzdur...

Söylüyorum, canlı canlı. Çok sıkıntı çekiyorum bu açıdan aslında. Neticede hiçbirimiz şarkıcı değiliz ama banttan da söylemek istemem. Şu an hayatımı tamamen tiyatroya adadım. Oyun çıksın, kitap okuma dönemi geçiririm; üç-dört kitap okurum üst üste. Onlar bittikten sonra oturup 'Ödüllü Ölüm'ü yazarım. Hepsini aynı anda yapmıyorum, yapamıyorum zaten. Tek kişilik gösterilerimi bile durdurdum, çünkü aklım gider. Tiyatroyu kitapla aldatmak istemiyorum, kitabı da tiyatroyla aldatmak istemiyorum. O yüzden zaten insanlar birbirlerini nasıl aldatıyor, anlamıyorum. Çok zor iş.

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr / Kültür Sanat
title