En Uzun Süre Sahnelenen Türk Balesi: Harem
Ankara Devlet Opera ve Balesince sahnelenen ve bale ile klasik Türk müziğini buluşturan "Harem", 20 yıldır kapalı gişe oynayarak en uzun süre sahnelenen ilk Türk balesi olma unvanı aldı.
Ankara Devlet Opera ve Balesince sahnelenen ve bale ile klasik Türk müziğini buluşturan "Harem", 20 yıldır kapalı gişe oynayarak en uzun süre sahnelenen ilk Türk balesi olma unvanı aldı.
Birçok festivalin açılışında ilk temsili yapan, Ankara Devlet Opera ve Balesince en uzun süre sahnelenen bale eseri unvanını taşıyan "Harem", sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor.
AA muhabirine açıklama yapan, "Harem" balesinin koreografı ve rejisörü Merih Çimenciler, eseri Osmanlı'nın 700. yılı sebebiyle klasik Türk müziği üzerine iki perdelik olarak tasarladığını söyledi.
Çimenciler, yaklaşık 20 yıldır Devlet Opera ve Balesinin Türkiye'de kapalı gişe oynayan eserlerinden "Harem" balesinin, ney, kanun, bendir, kudüm gibi klasik Türk müziği sazlarıyla icra edilen ilk Türk bale eseri olma özelliğini bulunduğunu dile getirdi.
Osmanlı'yı, Harem'i, cariyelerin ve sultanların nasıl yaşadığını çok merak ettiği için araştırmalar yaptığını belirten Çimenciler, şunları söyledi:
"Cariyelerin belki yazgıları belirlenen yer ama benim için Harem bir akademidir. Bu konuyla ilgili çok araştırma yaptım, okudum, alanın uzmanlarıyla çalıştım. Hiçbir şehzade annesi sadece güzel olduğu için tercih edilmez. Musiki dersi alırlar, Kuran-ı Kerim okurlar, Arapça öğrenirler, dans ederler, davranış öğrenirler, sonra padişaha sunulurlar. Eğer bir haseki sultan olmaya layık görülüyorsa beğeni alırdı. Biraz bu açıdan baktım. 1998'de bu şekilde yazdım."
Kendisine "Bu eseri, dönemi nasıl anlatabilirim balede." diye sorduğunu belirten Çimenciler, eseri yazarken o dönemin sazları ile Harem'i anlatmaya karar verdiğini söyledi.
Çimenciler, "Kendi sazlarıyla tarihini anlatan ilk Türk balesidir. Hacı Arif Bey'in 'Vücud İkliminin Sultanı Sensin' isimli eseri var. 'Yine Bir Gülnihal' eseri seslendiriliyor. Suzidil Saz Semaisi çalınıyor. TRT'nin çok değerli orkestrası bu eserlere can veriyor. 20 yıldır bu eserler hiç değişmedi. Aynı insanlar, aynı şahsiyetler." dedi.
Topkapı Sarayı'nda sahnelenen ilk eser
"İlklerin eseri" balede ödüllü dansçıların yer aldığını kaydeden Çimenciler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlklerin eseri 'Harem'. Topkapı Sarayı'nın Selamlık bölümünde çıkan ilk eser. Dolmabahçe Sarayı'na, Sait Halim Paşa'ya ilk giren eser. Bodrum Festivali'nin başlangıcını, açılışını kalede ilk yapan eser. Anadolu'nun pek çok şehrinde, Kayseri, Sivas, Gaziantep ve Trabzon'da opera ve bale festivallerinde sahnelendi. Aspendos'ta sahnelendi. Tarihe insanlarımızın merakı çok. Halkımıza teşekkür ediyorum. Biz onlara kıymet veriyoruz, onlar da tarihimize ve balemize kıymet veriyorlar." dedi.
Çimenciler, Türkiye'de en çok ziyaret edilen tarihi mekanlardan Harem'in gizem barındırdığını, bunu da esere yansıttıklarını dile getirdi.
Almanların repertuvarına aldığı ilk Türk eserinin "Harem" olduğunu aktaran Çimenciler, eserin Almanlar için çok defa Dortmund'da sahnelendiğini kaydetti.
Çimenciler, EXPO 2010'da Şangay'da da sahne aldıklarını belirterek, "EXPO 2010'da Çinliler ayakta alkışladı. Bu gerçekten büyük gururdu bizim için. 2014'de Aşkabat'ta Türkiye'yi temsil ettik." dedi.
Bale'de Mimar Sinan'ın izleri
ABD'deki kadın kuruluşları ve vakıflardan Harem'in sahnelenmesi için davet aldıklarını söyleyen Çimenciler, farklı yeni projelerde yer almaları için teklif geldiğini söyledi.
Osmanlı tarihini incelerken eserin dekorlarına ve kostümlerine imza atan Alexandre Vassiliev ile çalıştığını ifade eden Çimenciler, Moskova'da Mimar Sinan ile ilgili tez yazan, çalışmalar yapan Vassiliev'in bilgisinden önemli ölçüde yararlandığını dile getirdi.
Merih Çimenler, dekorda Osmanlı üslubunun izlerinin görüldüğünü anlatarak, eserin ilk perdesinde "Allah her şeye rıza gösterir" yönündeki bir sözü, Mimar Sinan'ın motifleriyle dekorda kullandıklarını belirterek, balede dekorun güçlü etkisinin önemini vurguladı.
"Harem"
Dekor ve kostümde Alexander Vasilliev'in, ışık düzeninde Tahsin Çetin'in imzasının yer aldığı, TRT ile Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından oluşan orkestranın görev aldığı eserde, "Dök Zülfünü Meydana Gel", "Nihavent Longa", "Gelse O Şuh Meclise, Naz u Tegafül Eylese", "Vücud İkliminin Sultanı Sensin", "Kimseye Etmem Şikayet", "Yine Bir Gülnihal" gibi Osmanlı usul müziğinin örnekleri icra ediliyor.
"Harem" balesi, sarayın gözlerden uzak duvarları ardında harem dairesinde yaşananları, padişah ile Gülbeden'in aşkını, Valide Sultan Kösem'in entrikaları nedeniyle sonu hazin biten bir öyküyü işliyor.