Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

El Yapımı Türk Müziği Çalgılarını ABD'ye Kadar Ulaştırdı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yaklaşık 56 yıldır el emeğiyle ut, kanun, tambur, lavta gibi Türk müziği çalgılarını üreten İzmirli usta Nuri Tutpınar, ABD ve Avrupa ülkelerinden de siparişler alıyor Tutpınar: "Son zamanlarda ABD'den de direkt siparişler almaya başladım. ABD'deki Ermeniler çok talep ediyorlar.

İzmirli usta Nuri Tutpınar, yaklaşık 56 yıldır ut, kanun, tambur, lavta gibi Türk müziği çalgıları üretiyor. Coşkun Sabah, Fatih ve Sinan Erkoç gibi ünlü isimlere ut yapan Tutpınar, ABD ve Avrupa ülkelerinden de siparişler alıyor.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Tutpınar, ilkokuldan sonra başladığı Türk müziği çalgılarının yapımına aralıksız devam ettiğini anlattı. Mesleği Vasfi Çınlar'dan öğrendiğini, 37 yıl birlikte çalıştığı Çınlar'ın vefatının ardından kendi iş yerini açtığını söyleyen Tutpınar, "Ben de 10 kişiye bu mesleği öğrettim. Mesleği çok iyi öğrenen iki kişi şu anda kendi iş yerinde üretim yapıyor" dedi.

Ut, kanun, tambur, lavta gibi müzik aletlerini el emeğiyle yaptığını kaydeden Tutpınar, üretimin her aşamasını İzmir'in Kemeraltı Çarşısı'ndaki iş yerinde gerçekleştirdiğini, ham ağacı alıp ürün haline getirdiğini, bir anlamda ağaca can verdiğini dile getirdi.

Tutpınar, bir müzik aletinin hangi ağaçtan yapılmış olmasının çok önemli olmadığını belirterek, "Usta iyi olunca her ağaca can verebiliyor. Usta iyi olmazsa en iyi ağacı verseniz de istediğiniz özelliği veremezsiniz. Bunu yaparken hem  kalpten gelecek hem el marifeti hem de beyin marifetinin olması gerekiyor" dedi.

"Ermeniler iyi müşterimdi"

Türk müziği çalgılarının üretiminde tanındıktan sonra yurt içi ve dışından sürekli siparişler aldığını ifade eden Tutpınar, geçmişte İstanbul'dan en çok sipariş veren kişiler arasında Ermeni kökenli vatandaşların bulunduğunu anlattı. Udi Hrant Kenkülyan, Levon Boğosyan Gözenoğlu ve Haçık Oner'in ABD başta olmak üzere yurt dışından aldıkları siparişleri kendisine yaptırdığını kaydeden Tutpınar, "Hrant, Gözenoğlu ve Oner'e çok ut yaptım. Gözenoğlu ve Oner bu işin ticaretini yapıyordu. Hrant'a ABD'den sipariş geliyordu o da bana yaptırıyordu. Oner'in oğlundan sonra şimdi de torunu sipariş veriyor. İstanbul'da ismim yayılınca ailece müzisyen olan Ali Erköse, Selahattin Erköse gibi birçok ünlü müzisyene ut yaptım" diye konuştu.

Yurt dışına çok ut gönderdiğini, en çok sipariş aldığı ülkelerin başında Yunanistan'ın geldiğini söyleyen Tutpınar, "Yunanistan'ın her evinde bir udum vardır' desem yeridir. Benden alarak ABD'ye gönderen çok sayıda Yunanlı da var. Son zamanlarda ABD'den de direkt siparişler almaya başladım. ABD'deki Ermeniler çok talep ediyorlar. Hollywood'da Washington'da var benim utlarım" dedi.

"Coşkun Sabah'a ut yaptım"

Ut yaptığı ünlü isimler arasında Coşkun Sabah, Sinan Erkoç, Fatih Erkoç gibi tanınmış müzisyenlerin bulunduğuna değinen Tutpınar, ünlü isimlerin elinde, ürettiği bir müzik aletini görünce çok mutlu olduğunu ifade etti. "Coşkun Sabah'da çok ut var, bu nedenle çaldığı udun benim olup olmadığını bilemiyorum" diyen Tutpınar, Fatih ve Sinan Erkoç kardeşlerin sürekli kendisine sipariş verdiğini belirtti.

"Şimdi ut ve lavta yapıyorum"

Tutpınar, son yıllarda tambur ve kanun gibi aletleri yapmayı bıraktığını, yaşlandığı için sadece ut ve lavta yaptığını anlattı.

Bir udu 1-1,5 ay arasında değişen sürede yapabildiğini kaydeden Tutpınar, fabrikasyon üretenlerin bir haftada tamamladığına işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim ürettiklerim el emeği, her tarafında bir emek var. Bu işi para kazanmaktan çok, zevk verdiği için yapıyorum. Ünlü birinin elinde kendi yaptığım bir çalgı aletini görünce çok mutlu oluyorum. Bunu ben yaptım diyorum. 1984 yılında yaptığım udu hala çalıyorum. Daha eskileri var. 35  sene önce yaptığım ut var. Bir arkadaşın elinde sahnede onu görünce sevinmez misiniz? Çocuklarımı sahnede görmüş gibi seviniyorum. İnsan çocuğunu sahnede görünce 'Allah, ne güzel şarkı söylüyor' demez mi? Ben de sahnelerde çocuğumu görüyorum. Çok büyük emek var bu işte."

"Sanatkar çok para kazanmaz ama aç da kalmaz"

Türkiye'de el emeğiyle yapılan sanatsal işlerin değerinin çoğu zaman anlaşılmadığını vurgulayan Tutpınar, el emeğiyle iş yapanların para kazanamadığı gibi aç da kalmadığını dile getirdi.

El sanatı olarak bu işi yapanların çoğunlukla maddi sıkıntı çektiğine değinen Tutpınar, "Verdiğiniz emeğin karşılığını maddi olarak alamıyorsunuz. Çünkü piyasada seri imalat artıyor. El yapımı bir müzik aleti ile seri imalatın farkını toplum ayıramadı. 'Orada fiyatı şu kadar, sen bu kadar para istiyorsun' deyince sen satamıyorsun. Türkiye'de el emeğinin karşılığı bir türlü oturmadı. Müzik aleti alırken, muhakkak zevk veren, öğretici bir aleti almanız gerekiyor. Öğretici bir aleti almazsanız öğrenemiyorsunuz. Sizin kabiliyetiniz varsa da sönüp gidiyor" diye konuştu. - İzmir

Kaynak: AA / Kültür Sanat
title