Erzurum'da dünyaya gelen minik haflinger ırkı tay üniversitedeki çiftliğinin maskotu oldu

Atatürk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Atçılık ve Antrenörlüğü Programı bünyesindeki çiftlikte terapi amacıyla da kullanılan haflinger ırkı atların üretimi için yürütülen çalışmalar sonucu dünyaya gelen üçüncü tay yüz güldürdü.

Üniversite kampüsünde 1 kapalı, 5 açık manej alanında otizmli, down sendromlu ve diğer engelli çocuklar ile yetişkin bireylere hippoterapi (at terapisi) verilmesi amacıyla getirtilen haflinger atların bu yıl üçüncü yavrusu dünyaya geldi. Doğu Anadolu Bölgesi'nde sadece Atatürk Üniversitesinde üretiminin yapılmasına başlanan haflinger ırkı atların taylarının soğuk iklime alışması için de ayrı bir özen gösteriliyor.

Haflinger cinsi "Gelincik" isimli kısrağın iki gün önce normal doğumla dünyaya getirdiği yavrusuna, atçılık antrenörlüğü stajyer öğrencileri ile öğretim görevlileri adeta gözleri gibi bakıyor. Bölgenin hayvancılık potansiyeline önemli katkılar sunan Atatürk Üniversitesinin, atçılık alanında yürüttüğü çalışmalarda bu yıl dünyaya gelen birisi 6 aylık, diğeri 5 aylık, en küçüğü ise 2 günlük olan haflinger ırkı atların tımar, yemleme ve diğer bakımları büyük titizlikle yapılıyor.

Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü öğretim görevlileri Murat Temel ile Suat Türker gözetiminde staj yapan öğrencilerin bakımlarını yaptığı atlar ve taylar aynı zamanda özel çocukların eğitimi ve terapisinin yanı sıra öğrencilerin stajında kullanılıyor.

Öğretim görevlisi ve atçılık antrenörü Türker, AA muhabirine, kampüs içerisindeki her atın bakımının özenle yapıldığını ve doğan her tayın sadece Erzurum değil bölge için önemli olduğunu aktardı.

Türkiye'de haflinger atların özellikle engelli bireylerin tedavisinde kullanıldığına vurgu yapan Türker, "Her doğan tay burada tedavi gören veya atlardan yararlanan engelli birey sayısını artıracaktır. Mesela bugün burada terapi gören 10 kişi varsa her doğum sonrası kişi sayısı 30'a, 40'a çıkacaktır." diye konuştu.

"Doğan taylar atla yapılan terapi için faydalı"

Türker, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı'nın verdiği desteklerle at üretimde başarı sağlandığını ve çıtanın her geçen gün artacağını ifade etti.

Türkiye'de farklı noktalarda haflinger at üretiminin yapıldığını hatırlatan Türker, şunları söyledi:

"Haflinger atlar hem biniş hem de engelli bireylerin terapisinde kullanılıyor. Bu açıdan bakınca üçüncü haflinger tayının dünyaya gelmesi ülkemiz ve bölgemiz açısından önemli. Türkiye'de engelli bireylere yönelik önemli projeler var ve bu projelerde de atlar kullanılıyor. Bu nedenle yeni doğan taylar bölgemize ve bu tür projelerimize birer destek sağlayacak. Her doğum yapan tayın ekonomik anlamda da kazanım sağladığı bir gerçek. Erzurum bölgesinde doğan taylar atla yapılan terapi için önemli fayda sağlamakta."

Türker, yeni doğan tayın bakımının zor olmadığını fakat rakım nedeniyle mevsimsel bazı noktalara dikkat ettiklerini anlattı.

"Yüksek rakımda doğan tayımıza özenle bakıyoruz"

İki günlük haflinger tayın bakımının staj gören öğrencilere mesleki hayatlarında avantaj sağlayacağını belirten Türker, şöyle devam etti:

"Yüksek rakımda doğan yavru tayımıza özenle bakıyoruz. Erzurum'un iklimi zordur, serttir. Anne ve yavrumuza buradaki arkadaşlarımızla gerekli bakımı düzenli şekilde yapıyoruz. Hem yavruya hem anneye doğum öncesinde ve doğum sonrası ne gibi bakımlar yapacaklarını arkadaşlarımız çok iyi analiz etti. Bu açıdan baktığımız zaman üniversitemizden mezun olan ve burada staj gören çocuklarımız antrenör olarak gidecekleri yerlerde bunun yararını görecek."

Şu an 6 aylık olan haflinger bir başka tayın ise ismini "Mucize" koyduklarını söyleyen Türker, "Bu yavrumuz yaşamaz dedik çünkü ciddi sağlık sorunları yaşadı ama sorunlara direndi ve yaşadı 6 aylık oldu. Onun için adını da Mucize koyduk." dedi.

"Tayımız ve annesine, anne şefkatiyle bakıyoruz"

Çiftlikte staj gören öğrencilerden 20 yaşındaki Sare Tuanna Güllü, yeni doğan tayın çiftliğin maskotu olduğunu aktararak "Yeni doğan tayımız ve annesi Gelincik adlı atımıza özel bakım gösteriyoruz, onlara anne şefkatiyle bakıyoruz. Yavru tayımızın günlük bakımı için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Derisi henüz çok ince ve narin olduğu için yavrumuz bizden farklı ilgi bekliyor. Bu nedenle özel bakım yapıyoruz." diye konuştu.

Stajyer öğrencilerden 23 yaşındaki Esma Yılmaz da Gelincik ve tayına titizlikle baktıklarını kaydederek "Her dakika gözümüz onların üstünde. Altlarındaki samanı sürekli kontrol ediyoruz çünkü onların barınaklarının alt zemininin şu an yumuşak olması lazım. Yavrunun bakımı kolay ve bizleri zorlamıyor." ifadesini kullandı.