Direniş Karatay" 9 Mart'ta Vizyona Girecek
Yönetmenliğini Selahattin Sancaklı'nın üstlendiği "Direniş Karatay- Son Selçuklu Kahramanı" adlı film, 9 Mart'ta sinemaseverlerle buluşacak.
Yönetmenliğini Selahattin Sancaklı'nın üstlendiği "Direniş Karatay- Son Selçuklu Kahramanı" adlı film, 9 Mart'ta sinemaseverlerle buluşacak.
İstinye Park AVM'de gerçekleşen basın gösterimi sonrası AA muhabirine açıklamada bulunan filmin senaristi ve aynı zamanda yapımcısı Selman Kayabaşı, filmin aynı adlı romandan yola çıkarak hazırlandığını söyledi.
Kayabaşı, yapımın başlangıç hikayesine değinerek, şunları anlattı:
"Konya Ticaret Odası'nın (KTO) 2009 yılında açtığı KTO Karatay Üniversitesi, kendi tarihini Selçuklu döneminde inşa edilen Karatay Medresesi'ne dayandırıyor ve misyonlarının da oradan devam ettiğini söylüyorlar. Benden bu tarihi olayı anlatacak bir roman yazmamı istediler. Daha sonra da bu hikayeyi bir tanıtım filmi veya başka bir şeye nasıl dönüştürürüz diye tartışırken bir sinema filmi yapma fikri ortaya çıktı."
"Milletimizin tarihi sürekliliğini anlatan bir hikaye ortaya çıktı"
Film için KTO Karatay Üniversitesi öncülüğünde Konya'da Selçuklu dönemini anlatan bir plato inşa ettiklerini aktaran Kayabaşı, "Filmin çekimlerinin tamamı Konya'da yapıldı ve çalışan işçilerin de tamamı Konya'dandı. Ön hazırlıkların ardından Temmuz ayının başında çekimlere başladık. Çekimler 2 ayda tamamlandı." dedi.
Kayabaşı,filmin amacına da işaret ederek, şunları kaydetti:
"Tarihimizdeki sürekliliği millet, vatan ve devlet olarak anlatmak istedik. Aslında KTO'nun niyeti Karatay Medresesi ile KTO Karatay Üniversitesi'nin sürekliliğini ele almaktı ama film öyle bir amaca dönüştü ki milletimizin tarihi sürekliliğini anlatan bir hikaye ortaya çıktı. Bu açıdan çok sevindirici ve tarihimizi de yeniden hatırlatması açısından çok güzel bir eser olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu filmle birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığımızın, Başbakanlığımızın ve diğer kurumların destek verdikleri, tarihi misyonu olan yeni eserler ortaya çıkar."
"Ekip olarak iyi bir sinerji ortaya çıktı"
Filmin yönetmeni Selahattin Sancaklı da Selçuklu dönemine dair çok fazla bilgi olmadığını dile getirerek, "1240'lı yıllara dair fazla done ve örnek yok. Üniversitenin elini böyle bir projenin altına koyması bizi çok cesaretlendirdi. Bu anlamda böyle bir projede yer almaktan, beni tercih etmelerinden ve ekip arkadaşlarımdan dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu anlamda da ekip olarak iyi bir sinerji ortaya çıktı." diye konuştu.
Bir medeniyeti yok etmenin en kolay yolunun ilime ve sanata saldırmak olduğuna dikkati çeken Sancaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Moğol istilalarından itibaren düşünüldüğünde, bir ülkeyi çökertmenin en kolay yolu eğitim, ilim ve bilim dalında yetişmiş insanları yok etmekten başlıyor. Filmde de aslında medresenin inşaatıyla beraber eğitimin, ilmin ve bilimin bir kale gibi arkamızda durduğunu ve ona dair bir direniş sergileyeceğimizi anlatıyoruz. Ben filmin bu tarafını da çok önemsedim."
"Biz kalıcı bir film yaptık"
Filmde "Noyan" karakterini oynayan Yurdaer Okur, böyle bir projede yer almaktan mutluluk duyduğunu belirterek, "Filmde çok güzel bir atmosferimiz vardı ve ekip çok hazırdı. Kostümler, sanat ekibi ve reji olmak üzere herkes ne yapacağını çok iyi biliyordu. Yoksa 7 hafta böyle bir filmin çekilmesi imkansızdı." yorumunda bulundu.
Okur, karakterine ilişkin ise şunları söyledi:
"Noyan, o dönemin çok önemli bir komutanı ve tarihte çok önemli savaşlar yapmış bir komutan. Ben bütün filmlerde karakterlerime çalışırken ilk zamanlarda çok zorlanırım, çok didiklerim. Benimle daha önce çalışmayanlar ya da ilk kez tanıyanlar biraz zorlanabilirler ama biraz tanıdıkça birbirimizi çok daha iyi anladığımızı, aynı enerjiyi hissettiğimizi düşünürler. Bu filmde de Selahattin'le de öyle oldu. Çok güzel sahneler çektik. Biz kalıcı bir film yaptık. Umarım 40 sene sonra da bu seyredilir ve bir şey anlatmaya devam eder."
Filmde "Olcayto" karakterini canlandıran Volkan Keskin de, "Dönem filmleri denildiğinde aslında ilk olarak akıllara aksiyon sahneleri geliyor ama bu filmde eğitimin ve ilmin ne kadar önemli olduğu gösteriliyor. Filmin ön hazırlıkları vardı ama gerçekten çok kısa bir sürede çektik. Ben de bugün filmi ilk kez izledim ve şaşırdığım sahneler oldu. Ben filmden çok memnun kaldım." ifadelerini kullandı.
"Tarihin her döneminde Türkler hiç vazgeçmiyorlar"
Filmde "Sungur Alp" rolünü oynayan Yusuf Aytekin de, "Şu anki çağda biz hızlı yaşıyor, hızlı tüketiyor ve hızlı tükeniyoruz. Bu film de aslında böylesine hızlı yaşadığımız bir çağda arkamıza dönüp bakmamıza ve bir nefes almamıza imkan sağladı diye düşünüyorum." dedi.
Filmde "Sührab" karakterine hayat veren Latif Koru ise, senaryoyu ilk okuduğunda heyecanlandığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Tarihle ilgili birisiyim. '7'sinde neyse 70'inde de insan odur' derler ya bu toplumlar için de geçerli bir söz. Ben bu işe aslında kendimce yüreğimde isimlendirerek 'vazgeçmeyenler' diyorum. Biliyorsunuz ki yakın tarihte de vazgeçmeyenleri gördü Türk milleti. Daha önce Kurtuluş ve Çanakkale Savaşı'nda da gördük. Yani tarihin her döneminde Türkler hiç vazgeçmiyorlar. En büyük özellikleri bu."
Koru, filmin salt bir savaş filmi olmadığını, dönem filmi olarak düşünülmemesi gerektiğinin altını çizerek, "Çünkü bu filmde ele alınan hem medrese hem halkın dayanışması, savaşın dışında çok özel sahneler oluşturdu." değerlendirmesinde bulundu.
Film hakkında
Genel danışmanlığını Serdar Akar'ın üstlendiği yapımın oyuncu kadrosunda, ayrıca Mehmet Aslantuğ, Fikret Kuşkan, Alperen Duymaz, Burcu Özberk, Ece Yaşar, Kutay Köktürk, Nefise Karatay, Bahadır Yenişehirlioğlu, Nik Xhelilaj, Cahit Kayaoğlu ve Ali Buhara Mete yer alıyor.
"Direniş Karatay- Son Selçuklu Kahramanı"nın yapımcılığını Kayabaşı'nın yanı sıra Ertuğrul Fındık üstlendi. Filmin senaryo uyarlamasını ise Selman Kayabaşı ile Uğur Uzunok yaptı.
Filmin kostüm tasarımı Zeynep Kartal imzasını taşıyor.
Dram, savaş ve tarih türündeki filmin konusu ise şöyle:
"Alaeddin Keykubat'ın zehirlenmesinin ardından tahta geçen Gıyaseddin Keyhüsrev, Anadolu Selçuklu Devleti'nin topraklarını koruyacak yetenekte bir hükümdar olmadığından, Moğol Ordusu'nun iştahını kabartır. Devlet, yıkılma tehlikesi altına girer. Ancak Emir Celaleddin Karatay'ın (Mehmet Aslantuğ) kadın, erkek, genç ve yaşlısıyla topyekün örgütlediği halk, tüm gücüyle Moğollara direniş için hazırlık yapmaktadır."