Çiftgörü ve Erotik Doğa Sergileri İçin Son Günler!
Pera Müzesi'nin düzenlediği "Çiftdüşün: Çiftgörü" ve "José Sancho: Erotik Doğa" sergileri 6 Ağustos'a kadar ziyaretçilerini bekliyor.
Dünyanın dört bir yanından güncel sanatçıları bir araya getiren "Çiftdüşün: Çiftgörü" metin ve imge arasındaki ilişkiye ışık tutarken, "José Sancho: Erotik Doğa" Kosta Rika sanatında önemli bir yer edinen sanatçının heykellerinden bir seçkiyi sanatseverlerin beğenisine sunuyor.
Pera Müzesi'nin "Çiftdüşün: Çiftgörü" sergisi, George Orwell'ın 1984 romanında kullandığı "Çiftdüşün" kavramına bir göndermeyle isim buluyor ve güncel sanatçıların metin ve imge arasındaki ilişkiye odaklanan eserlerinden bir seçki sunuyor. Küratörlüğünü Alistair Hicks'in üstlendiği sergi, 1970 ve 1980'lerde etkin rol oynayan Moskova kavramsalcılarıyla başlıyor ve tüm dünyadan 34 sanatçının yapıtları aracılığıyla metinle imge arasında yeni bir düşünme dengesini gözler önüne seriyor. Sergideki sanatçılar arasında Yuri Albert, Nikita Alexeev, Kader Attia, Sarnath Banerjee, Erik Bulatov, Hera Büyüktaşçıyan, Olga Chernysheva, Aslı Çavuşoğlu, Marilá Dardot, Marcel Dzama, Tracey Emin, Merike Estna, Claire Fontaine, Sandra Gamarra, Duan Jianyu, Ali Kazma, William Kentridge, Waqas Khan, Anselm Kiefer, Galim Madanov and Zauresh Terekbay, Marko Mäetamm, Mónica de Miranda, Ciprian Mureşan, Arkadiy Nasonov, Bruce Nauman, Pavel Pepperstein, Raymond Pettibon, RAQS Media Collective, Thomas Ruff, Nedko Solakov, Erdem Taşdelen, Gavin Turk, Keith Tyson ve Yangjiang Group bulunuyor.
"José Sancho: Erotik Doğa" sergisi ise Pera Müzesi'nin José Sancho Vakfı iş birliği, Kosta Rika Büyükelçiliği himayesi ve Ekore'nin nakliye sponsorluğunda düzenleniyor. Küratörlüğünü María Enriqueta Guardia-Yglesias'ın üstlendiği sergide, eserlerinin niteliği ve tutarlılığı ile öne çıkan José Sancho'nun (d. 1935) kariyerinin başlangıcından itibaren özel ilgi gösterdiği bitki, hayvan ve kadın gövdesi odaklı heykelleri ön plana çıkıyor. Sancho'nun hayvan dünyasının uçsuz bucaksız çeşitliliğinden ilham alan heykelleri, her türün özgün niteliğini yansıtırken, biçimsel vurgulamalar yoluyla birer simgeye dönüşüyor. Kadın gövdeleri ise, kıvrımları vurgulayan formları sayesinde doğal bir canlılığı yansıtıyor. Daha çok ahşap, metal ve mermerden oluşan heykellerin malzeme seçiminde, sadece üretim süreci değil aynı zamanda tasarım da belirleyici rol oynuyor.