Cemil Meriç'in Vefatının 29. Yılı
Bugün, 13 Haziran 1987'de İstanbul'da vefat eden yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç'in 29. vefat yıldönümü.Günlüklerinin yer aldığı Jurnal kitabında kendisini, "Kimim ben! Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi." sözleriyle tanımlayan yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç, 12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da doğdu.
SALİHA ÖZDEMİR - Bugün, 13 Haziran 1987'de İstanbul'da vefat eden yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç'in 29. vefat yıldönümü.
Günlüklerinin yer aldığı Jurnal kitabında kendisini, "Kimim ben! Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi." sözleriyle tanımlayan yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç, 12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da doğdu.
Balkan Savaşı sırasında Yunanistan'dan Türkiye'ye göçmüş bir ailenin çocuğu olan Meriç, o sıralar Fransız idaresindeki Hatay'da, Fransız eğitim sistemi uygulayan Antakya Sultanisi'ni okudu. İlk yazısı 1928'de Hatay'da yayımlanan Yeni Gün gazetesinde çıktı.
Eğitimi ve öğretmenliği
Meriç, 1940 yılında İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümünde, Fransız Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördü. İkinci Dünya Savaşı yüzünden Fransa stajına gidemedi. Sonraki yıl İnsan, Yücel, Gün, Ayın Bibliyografyası dergilerinde yazmaya başladı. 1942'de eşi Fevziye hanımla evlendi. 1942 ve 1945 yılları arasında mecburi hizmetini Elazığ lisesinde yaptı. 1945'de oğlu Mahmut Ali, 1946'da kızı Ümit dünyaya geldi.
İstanbul'da 1952 ve 1954 yılları arasında Fransızca öğretmeni olarak çalışan Meriç, daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Yabancı Diller Okutmanlığı görevinde bulundu, sosyoloji bölümünde dersler verdi. İleri düzeyde Fransızca okuyup yazan Meriç, İngilizceyi de anlıyor, Arapçayı ise kendi ifadesiyle "söküyor"du.
Görme yetisini kaybetmesi
Cemil Meriç, gözlerindeki miyop rahatsızlığının artması sonucu 1955 yılında görme yetisini kaybetmesinin ardından, önce Cerrahpaşa sonra Paris'te Kenzven Hastanesi'nde yapılan ameliyatların başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen, olağanüstü çalışma ve üretme temposunu düşürmedi. Talebelerinin de yardımıyla çalışmalarını sürdüren Meriç, 1964 yılında Batı düşüncesinin karşısına Doğu'yu çıkaran, Asya düşüncesinin önemini vurgulayan "Hint Edebiyatı" eserini yayımladı. Eser, "Bir Dünyanın Eşiğinde" başlığıyla iki kez daha basıldı.
Gençlik yıllarında Fransızcadan Honore de Balzac ve Victor Hugo tercümeleri yapan, Yirminci Asır, Yeni İnsan, Türk Edebiyatı, Yeni Devir, Pınar, Doğuş gazete ve edebiyat dergilerinde yazıları ve çevirileri yayımlanan Meriç, Hisar dergisinde "Fildişi Kuleden" başlığı ile sürekli denemeler yazdı.
- Ödülleri
Meriç, 32 yıllık öğretmenlik hayatının sonunda, 1974 yılında İstanbul Üniversitesi'nden emekli oldu ve yıllarının birikimini peş peşe kitaplaştırmaya başladı. Aynı yıl Türkiye Milli Kültür Vakfı'ndan fikir dalında ödül aldı. "Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim." dediği "Bu Ülke" kitabını 1976'da yayımladı. Aynı yıl, medeniyet kavramını tartıştığı "Umrandan Uygarlığa" eseri de yayımlandı.
Kubbealtı Cemiyeti'nde 1978-1984 yıllarında konferanslar veren Meriç, 1980'de bir edebiyat ve düşünce tarihi niteliği taşıyan "Kırk Ambar" adlı eseriyle Türkiye Milli Kültür Vakfı Ödülü'ne layık görüldü. 1981'de de Türkiye Yazarlar Birliği tarafından "Yılın Yazarı" seçildi. Aynı yıl basılan "Bir Facianın Hikayesi" eserinde yakın tarihin yeni bir muhasebesini yaptı.
Meriç, 1984'te beyin kanamasının ardından felç geçirdi ve 13 Haziran 1987'de İstanbul'da vefat etti. Sosyoloji profesörü Ümit Meriç'in babası olan Meriç'in kabri Karacaahmet Mezarlığı'nda yer alıyor.
Eserleri
İnceleme dalında, "Hint Edebiyatı", "Saint Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist", "Bu Ülke", "Umrandan Uygarlığa", "Bir Dünyanın Eşiğinde", "Işık Doğudan Gelir", "Kültürden İrfana" eserleri bulunan Meriç'in, deneme dalında "Mağaradakiler", günlük dalında "Jurnal" ve düşünce, tarih ve derleme dallarında "Kırk Ambar", "Bir Facianın Hikayesi", "Sosyoloji Notları ve Konferanslar" kitapları bulunmaktadır.