Bu Eserler İstanbul’a Dair!

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanatlar Yönetmenliği tarafından yürütülen 'İstanbul'da Yaşıyor ve Çalışıyor' projesi, 2008 yılının Ağustos ayından bugüne, Avrupa'nın çağdaş sanat alanının önde gelen altı sanatçısını ağırladı ve onların İstanbul için yapıt üretmelerini sağladı.

Projeye katılan sanatçılardan Remo Salvadori, Danae Stratou ve Peter Kogler'in proje kapsamında İstanbul için ürettikleri yapıtlar 22 Ekim Cuma günü saat 18.00'da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür Merkezi' nde düzenlenen kokteylle sanatseverlerle buluştu.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın İstanbul'un sanat altyapısını iyileştirerek sanatçıların üretim imkânlarını geliştirmek amacıyla başlattığı, "İstanbul'da Yaşıyor ve Çalışıyor" projesi 20.yy son yarısında küresel sanata ivme kazandırmış ünlü çağdaş sanatçıları 2008 yılının Ekim ayından 2010 yılının ortalarına kadar Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'da ağırladı.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanatlar Yönetmenliği tarafından yürütülen proje kapsamında alanının önde gelen 6 ismi; Remo Salvadori (İtalya), Sophie Calle (Fransa), Victor Burgin (İngiltere), Peter Kogler (Avusturya), Danae Stratou (Yunanistan), Antoni Muntadas (İspanya-ABD) İstanbul'a davet edildi.

Sanatçılar arasından Remo Salvadori, Peter Kogler ve Danae Stratou'nun ürettiği eserler İstanbullularla buluştu.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç'in ev sahipliğinde, 22 Ekim Cuma günü düzenlenen açılış kokteyli, küratör Pier Luigi Tazzi, Selanik Çağdaş Sanat Müzesi Müdürü Maria Tsantsanoglu ve sanatçıların da katılımıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür Merkezi' nde gerçekleşti.

Eserler Nedir, Ne Anlatıyor?

Remo Salvadori, "Sürekli, Sonsuz, Şimdi Varolan" adlı yapıtını; Arkeoloji Müzesi avlusunda, müze binası ve Çinili Köşk arasındaki alanda, İtalya'dan gelen iki usta ve diğer yardımcılarıyla, 100 metre uzunluğundaki çelik bir halatı, antik ustaların bulduğu bir yöntemle birleşme yeri görünmeyen bir çembere dönüştürerek oluşturdu.

Ünlü İtalyan eleştirmen Pier Luigi Tazzi'nin deyimiyle, Remo Salvadori'nin yapıtı, Pythagoras tarafından evreni içeren ve yaşamın sürekliliğini simgeleyen çemberdir. Bu çemberde bir başlangıç ve son görülemezken, sonsuzluğu gösteren her nokta bir başlangıç ve son olarak ayırt edilebilir. Ayrıca, bu noktaların her biri, başka bir noktanın parçası olmadığı halde, eşsiz ve tek olduğu halde ve merkezi olduğu halde, başka bir noktaya eşit uzaklıktadır. Plotinus'dan Proclus'a kadar yeni-Platonculara göre bu nokta, çemberin birincil ilkesi ve sınırıdır. Bu işi Sürekli, Sonsuz, Şimdi Varolan başlığıyla tanımlamaya götüren süreç yıllardır sürmektedir ve henüz tamamlanmamıştır.

Peter Kogler'in "Halı, 2010" başlıklı dünyanın ilk üç büyük halı üreticisi içinde yer alan Merinos Halı sponsorluğunda Merinos fabrikasında dokunan halısı Tophane-i Amire Kültür Merkezi'ndeki Tek Kubbe binasında sergileniyor. 12 x 12 m ölçülerindeki bu özel halının üstünde Kogler'in kendine özgü motiflerinden birisi olan, bilgisayarda tasarımlanmış şematik bir beyin imgesi yer alıyor. Beynin kıvrımlarını oluşturan labirentlerin özenli olarak dokunması sağlandı. Halı motifinin çizimi dijital çizim tekniği ile yapıldığından halı da bilgisayar destekli üretildi.

Vital Space Projeleri ise sanatçı Danae Stratou'nun birkaç yıldır dünyanın çeşitli bölgelerinde yürüttüğü bir ekip çalışmasıdır. Bu çalışma kapsamında gerçekleştirilen fotoğraf, video ve yerleştirmelerden oluşan yapıtların amacı dünya nüfusunun bugünü ve geleceğini şekillendiren konu ve sorunların sanatsal bir bakış açısıyla ele alınması ve kamusal farkındalık yaratmaktır.

Danae Stratou'nun İstanbul'da Yaşıyor ve Çalışıyor projesi kapsamında gerçekleştirdiği Vital Space -İstanbul ise bu büyük projedeki Vital Space – Doğa | İnsanlık başlıklı alt projeye eklemlenen bir yapıt olarak öne çıkıyor.

Vital Space – İstanbul, İstanbul'da çekilmiş iki filmden oluşan bir yerleştirmedir. Bu filmlerden biri kente kuşbakışıyla yaklaşarak, düzen ve düzensizliği, şehir merkezi ve çeperi, ayrıcalık ve imtiyazsızlığı, resmi ve resmi olmayanı bir araya getirmektedir. Diğer film ise insanları, şehrin otogar, vapur iskeleleri, kalabalık caddeleri gibi farklı yerlerinde bir yığın olarak kameranın üzerine gelirken görüntülemektedir.

İstanbul'un Kültür Hayatına Miras

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, farklı kültürlerden, farklı ülkelerden dünya çapında kabul görmüş önemli çağdaş sanatçıların, İstanbul 2010 kapsamında Türkiye'deki sanatçılarla bir araya gelerek, üretim yapmalarını sağlayan projenin, İstanbul 2010 AKB Ajansı'nın Türkiye'nin çağdaş sanat birikimine bıraktığı kalıcı üretimlerden birisi olarak kayıtlara geçtiğini belirterek, proje "ajansımızın hedeflediği yaratıcı insanları desteklemek, sanat ve kültür üretimlerinin altyapılarını yenileştirmek, çağdaş sanat alanının uluslararası iletişim ağlarını güçlendirmek gibi ilkelerini yerine getiriyor olması bakımından büyük önem taşıyor" diye konuştu.

Çağdaş sanat koleksiyonu tescil ediliyor

Projenin konseptini hazırlayan ve eşgüdümü gerçekleştiren İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanat Yönetmeni Beral Marda: " Muntadas'ın İstanbul Modern'de, Burgin'in Arkeoloji Müzesin'nde ve Calle'in Sanat Limanı'nda sergilenen yapıtlarından sonra Kogler, Staratou, Salvadori'nin Tophane-i Amire Kültür Merkezi'nde sergilenen İstanbul için ürettikleri yapıtlarla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanatlar Yönetmenliği'nin ana projesi olan "İstanbul'da Yaşıyor ve Çalışıyor " projesini sonlandırmış oluyoruz. İstanbul için, 20.yy'da ve günümüzde birçok sanat yapıtı üretildi; bu yapıtların ortak özelliği, sanatçıların bu kentle olan ilişkilerinde karmaşık süreçleri yaşamış olmalarıdır. İstanbul'u anlamak, yorumlamak ve görsel olarak yansıtmanın kolay olmadığını hemen hepsi dile getirmiştir. İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyor projesinin en önemli özelliği bu projeye katılan sanatçılara bu süreci yaşarken gereken zamanı, bilgilenme, ilişki ve iletişim olanaklarını sağlamış olmasıdır. Projenin diğer özelliği, üretilen altı yapıtın ve bu sanatçıların çalıştaylarına katılan 48 sanatçının yapıtının Türkiye'nin ilk kamusal çağdaş sanat koleksiyonunu oluşturuyor olmasıdır; bu koleksiyonunun gelecek yıllarda benzer projelerle sürdürülmesi beklenmektedir ve bu Türkiye'nin kültür ortamına ve ekonomisine artı değer sağlar. Söz konusu altı sanatçı; İstanbul için ürettikleri yapıtları dünyanın başka müzeleri, sanat merkezleri ve galerilerinde de gösterecektir; bu da Türkiye'nin küresel sanat ortamındaki tanıtımına katkı sağlayacaktır. Bütün bu yapıtlar, Türkiye'nin çağdaş sanat belleğine girmiştir."dedi.