Haberler
Bomba iddia: Erdoğan, DEM-İmralı görüşmesi için Adalet Bakanı'na talimat verdi

Bahçeli'nin İmralı çağrısı sonrası Erdoğan'dan dikkat çeken talimat

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Muhaliflerin ikinci büyük kenti ele geçirmesi an meselesi

Kız meselesi yüzünden çıkan kavgada 3 genç hayatını kaybetti

Kız meselesinden çıkan kavga 3 genci hayattan kopardı

Batmanlı Ressamın Eserleri Mücevherlere Yansıtılacak

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

New York'ta sergi açan Ahmet Güneştekin'in tasarımlarından esinlenilerek mücevher koleksiyonu oluşturulacak Ressam Güneştekin: "Bu koleksiyon, referans alındığı efsanelere ait tabloların yer alacağı sergilerle tüm Türkiye’yi dolaşacak" "Ayrıca Roma, Amsterdam, Madrid, Barcelona ve Basel’de kişisel sergiler olacak.

ŞENGÜL OYMAK - New York'ta sergi açan Batmanlı ressam Ahmet Güneştekin'in tasarımlarından esinlenilerek mücevher koleksiyonu oluşturulacak.

Eserlerinde renkli ve yoğun biçimsel kompozisyonlar üreten Güneştekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2012 ve 2013'ün çok verimli geçtiğini söyledi.

Güneştekin, Santralistanbul'da "Kesişmeler/Dönüşümler" sergisini 1-30 Mart 2012'de, 26 Kasım 2013 - 5 Ocak 2014'te ise Marlborough Galerisi'nde "Ahmet Güneştekin: Son Dönem Resimler" sergisini açtığını belirterek, eserlerinin oldukça ses getirdiğini anlattı.

İstanbul'daki "Yüzleşme" ile Venedik'teki "Bellek İvmesi" sergilerinden çok olumlu geri dönüşler aldıklarına dikkati çeken Güneştekin, Yüzleşme Sergisi'nin 4 bin metrekarelik alanıyla Türkiye sanat tarihinin en büyük kişisel sergisi olarak kayıtlara geçtiğini vurguladı.

Uluslararası mimarlardan Dara Kırmızıtoprak ile sergi alanının kurulması için sanatsal işbirliği yaptıklarını kaydeden Güneştekin, şöyle devam etti:

"Uluslararası fuarı andıran sergi açılışındaki nitelikli kalabalık ve 60 bin ziyaretçi sayısıyla hakkında yapılan yüzlerce haber sayesinde Türkiye, sosyal yaşamında sanata daha çok yer ayrılmış oldu. Aynı sanatçıya ait resim, heykel, konstrüksiyon, video, halı ve kilim gibi çok farklı üsluplarda 100'den fazla eserin aynı anda sergilenmesi, oldukça zengin bir sergileme olarak kabul gördü. Bellek İvmesi Sergisi ise bienalin resmi programında yer almamasına karşın ziyaretçi sayısı ve saygın eleştirmenler tarafından 'görülmesi gereken ilk üç sergi' içinde gösterilmesi, Türkiye'yi temsil eden sanatçı boyutuyla da oldukça önemli bir değerlendirmeydi."

"New York gibi bir merkezde sergi açmak çok önemli"

Güneştekin, New York'taki Marlborough Galerisi'nin dünyanın sayılı sanat kurumları arasında yer aldığını, plastik sanatlarda dünya çapında oldukça saygın bir konuma sahip olduğunu belirterek, galerinin kurulduğu 1946'dan beri sanat tarihinin önde gelen birçok sanatçısı için çok özel ve önemli bir durak işlevi gördüğünü vurguladı.

Güneştekin, şunları dile getirdi:

"New York, sanatın en geniş alanda çok farklı ilişkilerinin yoğun yaşandığı bir şehir. Sanatçı, galeri, 'art dealer', küratör, koleksiyoner, müze, müzayede ve diğer sanat kurum ve kişileri açısından dünyanın en nitelikli, en hareketli şehirlerinden biri kabul edilir. Bu ağ içinde merkezi konuma sahip kurumların başında gelen Marlborough Galerisi gibi bir galeride sergi açmak, 'evrensel boyutta sanatsal olgunluğun, değerin ifadesidir' diye düşünüyorum. Bir sanatçı için eleştirmenlerle diğer sanat kişilerinin değerlendirmelerinin önemi ne denli büyükse sergilendiği mekan ve o mekanın içinde bulunduğu alanın sanat tarihindeki yeri de o denli önemlidir.

Türkiye, insanlık ve medeniyetler tarihi bağlamında dünyanın en büyük sanat potansiyeline sahip ülkesi olmasına rağmen sanatçı ve eser bakımından yok denecek kadar fakir bir envantere sahip. Sanat tarihimizin Fikret Mualla, Burhan Doğançay, Abidin Dino, Erol Akyavaş, Yüksel Arslan ve 20'ye yakın önemli uluslararası temsilcileri, bu sayıyı artırmak için büyük emek vermiş,  vermeye devam ediyor olsalar da mevcut durumun pek de iç açıcı olmadığı aşikar."

Güneştekin,  sanat yaşamında devlet kaynaklı ilk desteği New York'taki sergi kapsamında aldığını, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, konsolosluk ve ataşelik temsilcilikleri üzerinden New York'ta oldukça kapsamlı destek gördüğünü, bu desteğin yanında Altınbaş Mücevherat'ın da bu yolculuğa ciddi katkılar sunduğunu belirtti.

Mücevher koleksiyonu

Güneştekin, 2014 etkinlik takviminin henüz netleşmediğini, Marlborough Galerisi direktörleriyle New York'ta yapacakları toplantıda takvimin büyük oranda netleşeceğini vurguladı.

"Henüz kesinlik kazanmamış olmakla birlikte büyük olasılıkla Roma, Amsterdam, Madrid, Barcelona ve Basel'de kişisel sergiler olacak" diyen Güneştekin, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kişisel sergiler yanında tabii ki yıl içinde gerçekleştirilecek dünyanın önemli sanat organizasyonlarında da yer alacağım. Ayrıca Altınbaş Mücevherat'la başlamış olduğumuz çok özel, sürpriz projenin çalışmalarına da bu yılın ilk günlerinde başladık. Bu proje, Altınbaş Mücevherat'ın tasarımlarımı uygulamasıyla ortaya çıkacak mücevher koleksiyonundan oluşuyor. Bu koleksiyon, referans alındığı efsanelere ait tabloların yer alacağı sergilerle tüm Türkiye'yi dolaşacak. Son 5-6 aylık dönemde 'optik degrade' adını verdiğim seri üzerinde çalışıyorum. Ayrıca, üslubumdaki değişim-dönüşüm süreçleri bağlamında uzun bir adım olarak tanımladığım ve farklı disiplinlerde kurguladığım çok özel serileri de yıl içinde hayata geçirmeyi planlıyorum.

Tüm dünya kültürlerinin ve dillerinin mağaralarda doğup büyüdüğünü ve bugün çok farklı dillere sahip toplumlara bölünmüş olmalarına karşın genetik nedenle 'ilk-el' ya da 'mağara' referanslı şekil, ses ve duyu etrafında iletişim kurabildiklerini düşünüyorum. İlk resimlerde renklerin olmadığını düşünürsek, sanatın alfabesi olarak tanımladığım çizgilerin eserlerimde biraz daha ham halleriyle yer almasının o genetik duyguya hitap ettiğini sanıyorum. Tabii bu söylediklerim sesli düşüncelerimdir ve kesinlikle iddia değildir, bilimsel ya da tarihsel karşılığı olmayabilir. İşte hem bu ham dil hem de mitoloji ve halk öykülerini referans almasıyla eserlerime ilginin temel bağı olduğunu düşünüyorum." - Kocaeli

Kaynak: AA / Kültür Sanat
title