'Barış' Dedim Hain İlan Edildim
Malatya Film Festivali’nin onur konuğu uluslararası şöhretlerden usta oyuncu Rade Serbedzija: Bosna Savaşı’nda barışın tarafını tuttum diye ülkemde hain ilan edildim; en sevilen kişiyken en nefret edilen kişi haline geliverdim. Beni öldürmek istediler.
Şu günlerde mevsim normallerinin üstünde ılıman bir havanın hüküm sürdüğü Malatya, sinemayla dolu güzel bir hafta geçiriyor. Daha dördüncü yaşında olmasına rağmen Antalya ve Adana ile birlikte Anadolu’nun önemli film festivallerinden biri haline gelen Malatya Uluslararası Film Festivali, Cuma günkü açılış töreninin ardından gösterimlerle devam ediyor. Beş salonda gösterilen festival seçkisinde uluslararası pek çok etkinlikte ödül almış, eleştirmenlerin övgüsünü kazanmış filmler de var. ‘Bir Ayrılık’ filmi ile geçen yıl ‘En İyi Yabancı Film’ Oscar’ını kazanan İranlı Asghar Farhadi’nin son filmi The Past (Geçmiş)’ten Jim Jarmusch’un vampir hikayelerine farklı bir bakış açısı getiren ‘Sadece Aşıklar Hayatta Kalır’ filmine kadar 130 civarında film Malatyalı sinemaseverlerle buluşuyor.
Taraf seçmemi istediler
Türkiye’de Milko Manchevski’nin ‘Yağmurdan Önce’ filmiyle daha çok tanınan uluslararası şöhretlerden usta oyuncu ve aynı zamanda Malatya’nın bu yılki onur ödülüne layık görülen Sırp asıllı Hırvat aktör Rade Serbedzija, festivalin ağır konuklarından biri kuşkusuz. Eski Yugoslavya’nın Avrupa ve Hollywood sinemasına armağan ettiği Serbedzija, Cumartesi günkü basın toplantısında sorularımızı yanıtladı. ABD’de sinema sanatının bir yönetmen sanatı olmaktan çıkıp, yapımcı sanatı olmaya doğru evrilmesi Serbedzija’nın altını çizdiği önemli noktalarından biriydi. Usta oyuncuya göre bu, yönetmenlerin, dolayısı ile ‘yaratıcı’ sinemanın önünü kesen en önemli handikaplardan biri. Bugüne kadar 150 civarında filmde rol alan Serbedzija, gençliğinde iyi bir tiyatrocu olarak da tanınıyordu ülkesinde. Bosna Savaşı patlak verdiğinde ‘silahları bırakın’ çağrısı yaptığı için ülkesinde ‘hain’ ilan edilen usta oyuncu ‘Benden taraf seçmemi istemişlerdi, ben de barışın tarafını seçtim’ dedi ve başından geçen ilginç bir olayı anlattı: ‘Savaş başlamadan önce Katolik kilisesinin yaptırdığı bir ankette Balkanlar’da Papa’dan sonra en çok sevilen ve beğenilen ünlüler arasındaydım, ancak savaş esnasında barış yanlısı mesajlarımdan dolayı birdenbire en nefret edilen kişi haline geliverdim. Hatta Belgrad ve Zagreb’te iki kez öldürmeye kalktılar.’ Neyseki zamanla yargılar değişiyor ve usta oyuncu bugün yine sevilen bir kişi olarak sanatını devam ettiriyor.
Yozgat Blues ve Geçmiş
Mahmut Fazıl Coşkun’un ‘ Yozgat Blues’u izleme fırsatı bulduğum ikinci film oldu. İlk filmi ‘Uzak İhtimal’deki tarzı devam ettiren Coşkun’un yeni filminde de oyuncular içine kapanık, sıkışmışlık duygusu içinde kıvranan karakterler. İçlerinde fırtınalar kopsa da diller daima tutuk. Yozgat Blues’da sinema dili olarak ‘taşra havasını’ yansıtmada bir hayli başarılı sınav verdiğini düşünüyorum Coşkun’un. Ve gelelim festivalin ‘ağır abilerinden’ Asghar Farhadi’nin ‘The Past’ (Geçmiş) filmine. Filmin uzun süresine rağmen, jenerik dahil, seyirciyi koltuğa çivilemeyi başardı Farhadi. Yine parçalanmış bir aile dramına odaklanan film, bu sefer çok daha çetrefil bir atmosferde gelişiyor. İran sinemasının en büyük başarısı ele aldığı insan öykülerini adeta bir dantel inceliğinde detaycı bir dille işliyor olması ve Farhadi bunu yapan en iyi sinemacılardan.
Entelektüel vampirlerimiz oldu
Gelelim bu yazıyı yazana dek görebildiğimiz filmlerin kısa bir değerlendirmesine. İlk film Jim Jarmucsh’tan. Bugüne kadar gördüğüm en entelektüel vampirler Jarmush’un yeni filmi ‘Sadece Aşıklar Hayatta Kalır’ da arzı endam ediyor. Antika gitarlara, müziğe, sanata ve bilime düşkün vampirler (Tilda Swinton ve Tom Hiddleston) yüzyıllardır dünyamızın atlattığı nice badirelere şahitlik etmiş iki asil ve aşık vampiri canlandırıyor. Kana susamışlıklarını hastanelerden satın aldıkları kanla gideren, zombileri küçümseyen barışçı, duygusal vampirler bunlar. Film, sanat ve bilim tarihine göndermelerle ‘entelektüel bir pencere’ aralıyor vampir filmlerine. Hikayenin uzunluğu biraz can sıkıcıydı doğrusu. En az 13 yaş üzeri uyarısıyla gösterilmesi gereken filme 10 yaşında çocukların alınmasını da doğru bulmadık.