Bakan Avcı "Harika Çocuk"U Kabul Etti
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı 5. sınıf öğrencisi Mert Hakan Şeker'in, Baden-Württemberg Uluslararası Müzik Yarışması'nda elde ettiğini birinciliğe ilişkin, "Mert'i tebrik ediyorum.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı 5. sınıf öğrencisi Mert Hakan Şeker'in, Baden-Württemberg Uluslararası Müzik Yarışması'nda elde ettiğini birinciliğe ilişkin, "Mert'i tebrik ediyorum. Hakikaten bugünlerde böyle bir bayrak göstermeye çok ihtiyacımız vardı, çok sevindik. Bir milli takım galibiyetini almış gibi sevindik." dedi.
Bakan Avcı, Almanya'nın Baden Württemberg eyaletindeki Mühlacker kentinde düzenlenen yarışmada birinci olan Şeker ve ailesini, Eskişehir Polisevi'nde kabul etti.
Avcı, burada yaptığı konuşmada, Mert'in önümüzdeki yıllarda kendisini Türkiye'ye çok daha fazla duyuracağını belirterek, genç sanatçının çok özel yetenekleri bulunduğunu söyledi.
Mert'in ailesinin, onun bu yeteneklerini mümkün olan en üst düzeyde değerlendirmesi için büyük fedakarlıklarla destek olduğunu ifade eden Avcı, "Ekip, çok profesyonel kriterlerle onun yeteneklerinin hak ettiği yere gelebilmesi için ciddi bir gayret gösteriyor. Ben hepsine teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Bakan Avcı, daha önce İdil Biret, Suna Kan ile bir iki sanatçı için ancak değerlendirilebilmiş1948 tarihli bir yasanın bulunduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Fakat bu yasa, o tarihte Milli Eğitim Bakanlığı aynı zamanda Kültür Bakanlığını içinde bulundurduğu için ona göre düzenlenmiş. Seçimler nasıl yapılacak, hangi kriterler uygulanacak bu çocuklar nasıl seçilecek ve nereye gönderilecek, bütün bunları düzenleyen yasal mevzuat o günün şartlarına göre Milli Eğitim Bakanlığı içinde yapılabilir bir biçimde düzenlenmiş fakat daha sonra bu biraz işlevsiz kalmış bu yasa."
"Mevzuat çalışmamızı bitirmek üzereyiz"
Bakan Avcı, yasanın, şuanda teknik olarak yürürlükte olduğuna dikkati çekerek şu değerlendirmede bulundu:
"Biz şimdi onu bugünün koşullarında tekrar işlevsel hale getirmek için mevzuat çalışmamızı bitirmek üzereyiz. En kısa zamanda o yasayı yapacağız. Çünkü, Mert çok güzel bir örnek başka çocuklarımız da var. Daha sonra da olacak inşallah onların her birinin kendi alanında, kulvarında kendi ilgi alanında gidebilecekleri yerlere kadar gitmeleri için sadece ailelerin, okulların ve yöneticilerin desteği yetmiyor. Aynı zamanda özellikle Mert'in durumunda da öyle belli bir yaştan, aşamadan sonra yurt dışında eğitim görmesi gerekiyor. Çünkü onun alanında Türkiye'de diyelim verilecek eğitim ile yurt dışında bu konularda uzmanlaşmış bazı kurumlarda alabileceği eğitim arasında fark var. Şimdi bu da ciddi bir maddi destek gerektiriyor. Her ailenin böyle bir şeyi kendi başına yüklenmesi mümkün olmayacağı için biz inşallah bu yasal düzenleme ile birlikte Mert ve arkadaşlarının aynı şekilde özel yeteneği olan gençlerimizin çoğalmasını da bekliyoruz."
"Bugünlerde böyle bir bayrak göstermeye çok ihtiyacımız vardı"
Yetenekli çocukların ve gençlerin dünyanın neresinde en iyi eğitimi alabileceklerse veya Türkiye'de yurt dışından davet edilerek gelecek olan hangi hocadan eğitim alabilecekse onların ortamını hazırlamanın devletin görevi olduğunu aktaran Nabi Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığımızın görevi. Bakanlıklar olarak bunu bir koordinasyon içerisinde inşallah çocuklarımızın ister yurt içinde ister yurt dışında hak ettikleri eğitimi en üst düzeyde almaları için gerekli düzenlemeleri hazırlıyoruz. Mert'i tebrik ediyorum. Hakikaten bugünlerde böyle bir bayrak göstermeye çok ihtiyacımız vardı, çok sevindik. Bir milli takım galibiyetini almış gibi sevindik. Onun için çok teşekkür ediyorum. Mert, çok özel yetenekleri olan bir genç ama şunu da söyleyeyim maşallah bu yeteneklerini de hazmetmiş bir kişilik var. Çalışma disiplini bozmadan, aksatmadan, düzenli bir biçimde çalışmalarını sürdürüyor. Bütün ün yapmış, gerek müzik alanında gerekse başka alanlarda da ister müzik, matematik, spor olsun her alanda, evet yetenek gerekir ama ter de çok önemli."
" Türkiye'nin bayrağını şanla şerefle dalgalandıracağız."
Düzenli ve sürekli çalışmanın önemini vurgulayan Avcı, şöyle konuştu:
"Özelikle piyano sanatçılarının çalışma şekillerine hayranım. Dünya çapında bir bilim adamımız var biliyorsunuz. Prof. Dr. Fuat Sezgin, İstanbul'da Gülhane Parkı'nda açtığımız İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'nin kurucusu, Frankfurt Üniversitesinde ondan dinlemiştim. Sezgin hoca, İstanbul Üniversitesinde ilk öğretim üyesi olarak göreve başladığı zaman hocası Almanya'dan gelen ünlü şarkiyatçı Helmut Ritter, Fuat hocaya 'Günde kaç saat çalışıyorsun?' demiş. '14-16 saat' deyince kızmış hocası, '14-16 saat çalışmayla alim olunmaz en az 18 saat çalışman lazım.' diye ve 'Ben hocamın sözünü dinledim, gençken yakın zamana kadar 18 saat çalışıyordum.' dedi. Şimdi Fuat hoca 90 küsur yaşında maşallah Allah sağlık ömür versin, 'Şimdi biraz yoruldum ancak 16 saat çalışabiliyorum.' dedi. Ama olağanüstü bir kütüphane oluşturdu. İslam bilim tarihine, teknoloji tarihine yönelik çok güzel işler yaptı. Hem Frankfurt'ta hem de İstanbul'da bunun müzesini açtı. Biz milletçe ona da müteşekkiriz. Tamam yetenek Allah vergisi ona şükredeceğiz, onun dışında kendimizde onun üzerine emeğimizi, disiplini koyacağız ve böylece Türkiye'nin bayrağını, sesini pek çok uluslararası platformda böyle şanla şerefle dalgalandıracağız."
"Magazin konusu olmasını katiyen istemiyoruz"
Avcı, bir süre sonra medyatik şöhretin öne geçmesinin, sanatçıları bekleyen en büyük tehlikelerden biri olduğuna dikkati çekerek, "Mesela bu, genç sporcularda çok görülür. Gerçekten yeteneklerini çok köreltmeye neden olur. Gündelik yaşantıları o kadar magazin hale gelir ki o yüzden biz Mert'in başarılarını duyurmak istiyoruz. Tanınmasını işitiyoruz ama medyatik, magazin konusu olmasını da katiyen istemiyoruz. Onun için de Mert çok seyrek çıkıyor medyaya ancak böyle çok uluslararası başarılar olunca bunu da duyurmak gerek." ifadelerini kullandı.
"İyi bir derece bekliyorduk ancak birincilik çok iyi oldu"
Müzik direktörü Rüstem Avcı da piyanonun "Messi"si olmaya aday bir yetenekten söz ettiklerini ifade ederek, Mert'in disiplinli şekilde çalışmayı sürdürmesi halinde Türkiye ve dünyanın önemli müzik insanlarından biri olacağını söyledi.
Rüstem Avcı, bu yolda Bakan Avcı ile bir araya geldiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Hatta 'harika çocuk' yakıştırması da oradan doğdu. Harika Çocuklar Yasası vardı, 1948'lerde çıkan Sayın Bakan ile bunu tekrar Mert'te buna model olarak nasıl canlandırabilirizi görüşmüştük. Ne aşamada olduğunu bugün burada öğreneceğim. Mert Hakan Şeker, şuana kadar birçok uluslararası yarışmalardan iyi dereceler aldı. En son Almanya'nın Baden Württemberg eyaletindeki Mühlacker kentinde düzenlenen Baden-Württemberg Uluslararası Müzik Yarışması'nda yine orada kendini gösterdi ve biz iyi bir derece bekliyorduk ancak birincilik çok iyi oldu ve mutlu etti. Bu alanda, yapılabilecekler içerisinde bir çok şey var ama bizim muradımız Mert'in belli bir aşamaya geldikten sonra Sayın Bakanın da bilgisi dahilinde yurt dışında devlet tarafından eğitiminin sağlanması ve de bundan böyle Mert ve benzerlerinin de aynı Harika Çocuklar Yasası ile birlikte devlet himayesinde, desteğinde mükemmel yeteneklerin mutlaka açığa çıkartılması yönünde bir dileğimiz var."
"Ben orada ülkemi temsil ederek çaldım"
Mert Hakan Şeker de başarısını çok çalışmaya borçlu olduğunu vurgulayarak, "Okulum saat 15.00'e kadar sürüyor. Bu nedenle çalışma saatlerim birazcık kısıtlanıyor. Yarışmalarda derece alıp, almadığım benim için hiç önemli değil. Ben orada ülkemi temsil ederek çaldım, birincilik aldığımda Türkiye'nin birinci geldiğini düşünüyorum." dedi.