Bacaklarını kaybeden ressam, protezlerle yeniden ayağa kalkacağı günü bekliyor

Buerger hastalığı sonucu yaklaşık 2 yıl önce iki bacağı ampute edilen 37 yaşındaki ressam Fatih Toprak, "Palyaço Kümesi-İki Uç" isimli ilk kişisel sergisinden elde edeceği gelirle protez bacaklarına kavuşabilmeyi arzuluyor.
Buerger hastalığı sonucu yaklaşık 2 yıl önce iki bacağı ampute edilen 37 yaşındaki ressam Fatih Toprak, "Palyaço Kümesi-İki Uç" isimli ilk kişisel sergisinden elde edeceği gelirle protez bacaklarına kavuşabilmeyi arzuluyor.
Çocukluğundan bu yana resme ilgi duyan ve yıllardır sanatla iç içe olan grafiti ve resim sanatçısı Toprak, yıllardır Türkiye'nin birçok sokağında "Atione" mahlasıyla yaptığı grafitilerle tanınıyor.
Ressam Toprak'a, 4 yıl önce tütün kullanımı sonucunda kol ve bacaklardaki damarların iltihaplanması ya da şişmesiyle ortaya çıkan damar tıkanıklığı rahatsızlığı olarak tanımlanan Buerger hastalığı tanısı konuldu. Toprak, hastalığa bağlı 2 bacağının da ampute edilmesi gerektiğini öğrendi.
İstanbul'da ameliyat olduktan sonra ailesinin yanına Kahramanmaraş'a dönen ve 3 gün sonra 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremi yaşayan Toprak'ın hastalığının ilerlemesi üzerine bacakları ampute edildi.
Toprak, yaşadığı uzuv kaybından sonra pes etmeyerek mesleğine tekerlekli sandalyesinde devam etti.
Her şeyin zıddıyla var oluşunu işlediği "Palyaço Kümesi-İki Uç" isimli ilk kişisel sergisini açan Toprak, sergiden elde edeceği gelirlerle, istediği protezlere kavuşarak yeniden ayağa kalkacağı günün hayalini kuruyor.
"Bacaklarımı kaybetmeyi bir engel olarak görmüyorum"
Ressam Toprak, AA muhabirine, 6 Şubat depreminden etkilenen birçok kişinin uzuv kaybı yaşadığını belirterek, kendi yaşam öyküsüyle insanlara ilham olmak istediğini söyledi.
Bacaklarını kaybetmesinin kendisi için bir "kurtuluş" olduğu, çünkü 2 yıl boyunca çok acı çektiğini ve bu durumun ona çok ağrıyan bir dişi çektirmek gibi hissettirdiği değerlendirmesinde bulunan Toprak, "Bacaklarımı kaybetmeyi, bir kayıp gibi görmüyorum, bir engel olarak da görmüyorum." dedi.
Toprak, yeniden hayatını kazanmak ve protezlerini alabilmek için en iyi bildiği şey olan resim üzerine yoğunlaştığını dile getirerek, "Hayat bana her şeye yeniden başlamam gerektiğine dair bir geri dönüş yaptı. Ben de her şeye yeniden başlamaya karar verdim tam yolun yarısında. Protezleri almak biraz pahalı. Protezlerimi almak için yine en iyi bildiğim şeyi, resim yaptım. Resimlerin tamamını protezlerimi alabilmek için ürettim." diye konuştu.
Bugüne kadar adını duyurabilmesini grafiti sanatçısı olarak sprey boyayı çok iyi kullanmasına borçlu olduğunu ifade eden Toprak, "Ben çok boyuyordum, deyim yerindeyse spreyi yiyordum yani. Tabii ben nereden bilebilirim ki onun bana zarar verdiğini." diyerek duygularını aktardı.
Toprak, yaşadığı zorlukları "sınav" olarak değerlendirerek, kötü olayların insanı olgunlaştırarak büyüten bir süreç olduğunu, yaşadığı dönüşümün hem kendine hem de çevresindekilere ilham verdiğini düşündüğünü belirtti.
-"Aşılmayacak hiçbir sorun yok"
Geçirdiği zorlu süreçler sonrası yaşadığı kişisel gelişimi "Bedenimden bazı parçalar eksiliyor ama ruhuma farklı parçalar ekleniyor." diyerek açıklayan Toprak, içinde bulunduğu değişimi şöyle ifade etti:
"Öncesinde böyle bir adam değildim. 'Ben kazanırım, ben yaparım'dan tevekkül durumuna geçtim. Bu değişim, neresinden bakarsanız bakın işime yaradı. Bir oğlum var. Önceki adamdan ziyade bu adam daha baba ona göre. Herkes için daha iyi. Aşılmayacak hiçbir sorun yok. Sabır ve değişim, hayatımın her alanında beni daha güçlü yaptı."
Toprak, önceden sanatının hareket temelli olduğunu, Türkiye'nin 30 farklı şehrinde her köşe başına adını yazdığını anlatarak, şimdi tekerlekli sandalyesiyle hareket ettiğini söyledi.
Tekerlekli sandalyesini adeta palet gibi kullanan Toprak, sözlerine şöyle devam etti:
"Sandalyenin tekerlerine sürekli boya damlatan serumlar ekledim. Sonra da tekeri hareket ettirerek zeminde yazılar oluşturmayı denedim. Palyaço sergisi olduğu için 'Ha Ha Ha' yazdım. Bunun sebebi, ben hasta olduğumu öğrendiğimden, ayaklarım kesilene kadarki süreçte deprem oldu, eşimden boşandım, çocuğumdan ayrı kaldım. Bütün felaketleri aynı anda yaşadım. Ürettiğim işlere baktım. O yıl sadece gülen emojiler yapmışım. Bazen başınıza gelen veya dışarıda duyduğunuz bir habere maksimum verebileceğiniz tepki gülmek oluyor artık."
"Herkes palyaço aslında, sadece onların yüzü gerçekten boyalı"
Yaşadıklarından sonra hayata başka pencereden bakma fırsatı yakaladığını ve her şeyin zıddıyla var olduğunu anlamanın bunca karmaşa içinde yolunu bulmasını sağladığını ifade eden Toprak, "Palyaço Kümesi-İki Uç" isimli sergisiyle "evren ve anlam" sorularına cevap aradığını kaydetti.
Toprak, sergiden elde edeceği gelirle bacaklarına protez yaptırmak istediğini dile getirerek, eserlerinde genellikle tercih ettiği palyaço figürleriyle ilgili şunları paylaştı:
"Palyaçolarla ilgili bir araştırma yaptım. İnsanların yüzde 50'si korkuyor, yüzde 50'si eğlenceli buluyor palyaçoları. Burada bu istatistiğin bu kadar keskin olması zıtlıklara en uygun figür olarak düşünmemi sağladı. Ayrıca palyaçolar benim için bütün duyguları içinde barındıran karakterler. Gülmek de palyaçoya göre, ağlamak da keder de palyaçoya göre neşe de. Aynı insan gibi yani ve hepsi ona yakışıyor. Herkes palyaço aslında, sadece onların yüzü gerçekten boyalı."
Toprak'ın 13 Şubat'ta açılan "Palyaço Kümesi-İki Uç" sergisi, 7 Ocak'a kadar Ankara Unite Ortak Mekan'da sanatseverlerin ziyaretlerine açık olacak.