Aşıklık Geleneğini Sürdürmek İçin Çalışıyorlar
Erzurum'da bir grup halk ozanı, aşıklık geleneğini ve Anadolu'nun kültürel zenginliklerini yaşatmak için buluştukları kültürevinde vatandaşlara ve öğrencilere yörenin halk edebiyatının önemli şahsiyetlerini konu alan sunumlar yapıyor.
YUNUS HOCAOĞLU - Erzurum'da bir grup halk ozanı, aşıklık geleneğini ve Anadolu'nun kültürel zenginliklerini yaşatmak için buluştukları kültürevinde vatandaşlara ve öğrencilere yörenin halk edebiyatının önemli şahsiyetlerini konu alan sunumlar yapıyor.
Yakutiye ilçesindeki kültür ve sanatevinde bir araya gelerek unutulmaya yüz tutan geleneği yaşatan aşıklar, yaptıkları sunumlarla gençlere Erzurumlu Emrah, Aşık Summani, Aşık Dermani, Aşık Reyhani, Aşık Veysel, Fuzuli ve Nabi gibi Türk edebiyatına damga vuran şahsiyetlerin eserlerinden örnekler vererek hayatlarını anlatıyor.
Erzurumlu aşıklardan Selami Yağar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşıklık geleneğini yeni nesillerle buluşturarak, halk ozanlığının yaşatılmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtti.
Aşıklık geleneğinin önemli bir kültürel miras olduğunu ve yaşatılması gerektiğini ifade eden Yağar, şöyle dedi:
"Aşıklık geleneğinin yaşatılması adına birtakım projeleri Kültür ve Turizm Bakanlığına gönderdim. Türkiye'de halen Bakanlığın açtığı imtihanda başarılı olmuş 500 kayıtlı aşık var. Yaklaşık bin üzerinde de kayıtsız aşık var. Bu memnuniyet verici bir gelişme fakat bu sanatın yeterli derecede toplum içinde yaygınlaşması için edebiyatçıların, Türkiye'de aşıklık yapan insanlara pedagojik eğitimle ders verip bunların üniversite ve liselerin edebiyat bölümlerinde okutulmasını sağlanması gerekiyor.Okullarda bu işin kürsüsü olursa biz bu işi yaşatırız. Millet de millet olma vasfını kaybetmez diye düşünüyorum"
Etkinliğe katılan gençlerden Atatürk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Eray Ceylan, geleneğin ilgisini çektiği için etkinliklere katıldığını ifade etti.
Gençlerin yeterli derecede bu geleneğe sahip çıkmadığını belirten Ceylan, "Bu konuda büyüklere büyük görev düşüyor. Bulunduğumuz coğrafya jeokültür coğrafyası. Bu gelenek, milletimizin var olduğu tarihten süregelen bir gelenek. Anneler, babalar bu geleneği çocuklarına, torunlarına anlatırlarsa ilginin artacağını düşünüyorum" diye konuştu.