Altın koza'da Bir Garip Tartışma
Altın Koza Film Festivali Kazım Öz’ün ‘Benim filmime sansür uyguladılar’ iddiasıyla başladı, ancak, festivalin geçen yıllardaki icraatları bu tezi çürütüyor. Meselenin ‘öz’üne bir bakalım.
Türk sineması ve festivallerinde tartışmalar bitmez. Ama tam da yaşadığımız günlerde sinemamızın dengeleri değişiyor. Bu değişen toplum standartlarının getirdiği bir hareketlilik. Bunu durduğunuz politik çizgiye göre olumlu veya olumsuz yorumlayabilirsiniz. Tabii bu bağlamda herkesi memnun etmek mümkün değil. Tartışmaların ana sebebi de bu. 20. Altın Koza Film Festivali’nin bu ilk günlerinde de bir tartışma patladı.
Bir Varmış Bir Yokmuş
Yönetmen Kazım Öz yeni filmi Bir Varmış Bir Yokmuş filminin ön jüri tarafından beğenildiği halde son anda yarışma filmlerinin içinden çıkarıldığını söyledi. Bu yaşananların da organizasyonun Kürt filmlerine uyguladığı bir sansür olduğunu belirtti. Yazıya başlarken dediğimiz gibi bazı tartışmalar politik duruşunuza göre farklı farklı algılanabilir. Sizce doğru olan bir başkası için yanlış olabilir. Fakat Kazım Öz’ün iddiasını doğru bulmama imkan yok. Bu Adana Film Festivali değil miydi geçen yıl ‘Babamın Sesi’ filmine En İyi Film ödülünü veren, üstelik bence sinema olarak fersah fersah iyi olan Zeki Demirkubuz’un ‘Yeraltı’ filmiyle yarıştığı halde... Bir önceki yıl ise Özcan Alper’in ‘Gelecek Uzun Sürer’ filmi de ödül almadı mı bu Adana’da. Üstelik Kazım Öz diyorki; ön jüri benim filmimi seçti ama son anda sihirli bir el değdi ve filmim Kürt filmi olduğu iddiasıyla yarışmadan çıkarıldı.
Durumdan vazife çıkaranlar
Peki Adana’da kimler ön jüri? Yani Kazım Öz kimleri susmakla veya bu sözde sansüre alet olmakla suçluyor? Sinema yazarı ve Fipresci Başkan Yardımcısı Alin Taşçıyan, sinema yazarı ve Fipresci Yürütme Kurulu editörü Esin Küçüktepepınar, bağımsız filmlerin en ateşli savunucusu Ahmet Boyacı, sinema yazarı Aslı Selçuk, yapımcı Serkan Çakarer ve yönetmen Reis Çelik. Şimdi bu isimlerden hangisinin bu iddiaya alet olduğunu söyleyebilirsiniz. Ben bu tartışmaya hiç girmezdim. Çünkü elle tutulur bir tarafı yok. Ama Kürt filmlerine gösterilen destek, sinema camiasındaki hoşgörüye rağmen bir yönetmenin böyle çıkış yapması hakkaniyetli değil. Olayın aslı bir üyenin film isimlerini karıştırması. Ama komik olan isimleri karıştırılan filmlerden biri Kazım Öz’ün ‘Bir Varmış Bir Yokmuş’ filmi değil. Buna rağmen durumdan vazife çıkararak bu tartışmayı yaratmak ne kadar etik?
Sansür bunun neresinde
Üstelik Kazım Öz’ün iddiasına göre onun filmi çıkarılıp Çanakkale Yolun Sonu filmi yarışmaya alınmış. Yani ‘ulusalcı’ filmi aldılar diyor. Bir yönetmen olarak böylesi bir tanımlama işi daha da içinden çıkılmaz yapıyor. Herşeyden önce Çanakkale Yolun Sonu filminin yönetmeni Mustafa Kemal Uzun’a saygısızlık değil mi! Kısacası olayın Kürt filmlerine bir sansürle ilgisi yok. Kazım Öz veya Kürt yönetmenlerin ve bağımsız sinemacıların başka huzursuzlukları var; Kültür Bakanlığı’nın değişen değer yargıları, festivallerin bağımsız sinema kadar gişe filmlerine de göz kırpması, sinemanın sanat olduğu kadar ticaret ve eğlence yönünün de olduğunun otoriteler tarafından dikkate alınması gibi... Değişimlerin ortaya çıkardığı zorlukları omuzlamanın yolu da Kazım Öz’ün sergilediği tavır değil.