Alicin Manastırı: Sümela Manastırı'na Benzeyen Tarihi Bir Yapı

Alicin Manastırı: Sümela Manastırı'na Benzeyen Tarihi Bir Yapı
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde bulunan Alicin Manastırı, Sümela Manastırı ile olan benzerliği nedeniyle dikkat çekiyor. Tarihi ve arkeolojik bulgularına rağmen yapının geçmişi hakkında kesin bilgiler yok. Tarihçi Abdülkerim Erdoğan, manastırın Bizans döneminde Hristiyanlara ev sahipliği yaptığını vurguluyor.

Alicin Manastırı Sümela Manastırı ile olan benzerliğiyle dikkat çekiyor

ANKARA - Ankara'nın Sümelası Alicin Manastırı, benzerliğiyle görenlerin ilgisini çekiyor.

Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde bulunan Alicin Manastırı, bulunduğu bölge sebebiyle merak uyandırıyor. Sümela Manastırı ile olan benzerliğiyle dikkat çeken mekan, Ankara'nın Sümelası olarak adlandırılıyor. Ankara'ya 90 kilometre uzaklıkta ve dağın yamacında kalan manastırın, Sümela Manastırı'ndan da eski bir yapı olduğu düşünülüyor.

Dağların arasına gizlenen mekanın tüm arkeolojik bulgulara rağmen halen kim tarafından yapıldığı net olarak bilinmiyor. Alicin Deresi'nin yukarısında bulunan Manastır, adını ise Ali isimli bir eşkıyadan alıyor. Ankara tarihçisi, Araştırmacı Abdülkerim Erdoğan İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, "Ali Cin Manastırı denilmesinin sebebi Celali isyanlarından sonra Ankara civarında şakiler, yani eşkıyalar barınıyor. Celali isyanlarında Anadolu'nun her yerinde bir eşkıya hareketi var. Ali isminde bir eşkıya reisinin orada barındığından dolayı Ali Cin Mağarası da derler" diye konuştu.

Erdoğan, Manastır'da Bizans Dönemi zamanında Hristiyanların ve rahiplerin barındığını belirterek, aşağısında bulunan vadiden Manastır'a ulaşmanın zor olduğunu da dile getirdi.

Manastır'ın içinde odaların olmadığını, günümüze ulaşan yalnızca sur bakiyesinin kaldığını aktaran Erdoğan, papazların ve rahiplerin ibadet ettiği bir mekan işlevi gördüğünü de söyledi.

"Sanat tarih uzmanları tarafından bu yerin bir manastır olduğu konusunda fikir birliği var"

Konumu dolayısıyla yapının Trabzon'daki Sümela Manastırı'na benzediğini dile getiren Erdoğan, "Manastır'a ulaşmak da oldukça zor. Ancak drone çekimlerle, tele çekimlerle bilgi verebiliyorum. Bizzat içine girmiş değilim. İçine tabii girildi, araştırma yapıldı. Konum itibarıyla ve dış mevcut sorular itibarıyla bir manastır olduğu kesin. Bu konuda herhangi bir tereddüt yok. Sanat tarih uzmanları tarafından bu yerin bir manastır olduğu konusunda fikir birliği var" ifadelerini kullandı.

"Yerinde görmediğim bir yapıyla ilgili herhangi bir şey yazmadım"

Erdoğan, Ankara tarihiyle alakalı çok fazla araştırma yaptığını aktararak, "Ankara'nın mevcut bütün köylerini, bin küsur köyü var. Bu köyleri tek tek dolaştım. Tabii dolaşmadan önce de kaynak araştırması yaptım. Bağımsız olarak araştırma yapan arkeologlarımız var, sanat tarihçilerimiz var. O yayınları araştırıyorum. Ondan sonra bizzat yerine gidip mümkün olduğu kadar yerinde görüyorum. Yerinde görmediğim bir yapıyla ilgili herhangi bir şey yazmadım. Onun için de Ankara'da ne kadar antik yerleşme var. Ne kadar türbe var, çeşme var, cami var. Hatta terk edilmiş köylere dahi, viran olan köylere dahi gittim. Halen daha çalışmalarım devam ediyor" diye konuştu.

Erdoğan, Ankara'daki bu yapıların turizme kazandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / MEHMET KALAY - Kültür Sanat
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title