Adolf Hitler'in İlginç Psikolojisi
"İnandığım yolda, bir uyurgezerin sakınmazlığı ve inadıyla yürürüm ben."Hitler 1936 yılında kendisini yönlendiren etkiyi böyle açıklamıştı.
"İnandığım yolda, bir uyurgezerin sakınmazlığı ve inadıyla yürürüm ben."
Hitler 1936 yılında kendisini yönlendiren etkiyi böyle açıklamıştı. Bu uyurgezer yürüyüşü, onu kimsenin ayak basmaya cesaret edemediği yollara sürüklemiş; sonunda kimsenin erişemediği bir başarının doruğuna ulaştırmıştı, ama bu yol hem onu, hem de dünyayı aynı zamanda bir felaketin kıyısına da sürükledi. Hitler, tarihin sayfalarına dünyanın şimdiye kadar tanıdığı en sevilen,aynı zamanda en nefret edilen kişisi olarak geçecektir.
Hitler gençliğinden beri kehanetlere ve yıldız falına inanırdı.Çevresindekilerin söylediklerine göre kendi dehasına, içgüdülerine ve yıldızına olan inancı sınırsızdı.Daha 1915 yılında bir arkadaş toplantısında ;bir gün kendisinin olağanüstü işler başaracağını söylemişti. "Yapacağımız tek şey, o zamanın gelmesini beklemek" diyordu.
Daha savaşın sürdüğü dönemde kimyasal gazın yol açtığı geçici bir körlükten dolayı hastanede acılar içinde yatarken, içine doğan şeyi şöyle anlatıyordu :
"Yatağa çivilenmiş olarak yatarken Almanya'yı kurtarıp, onu yüce bir devlet haline getirme fikri içime doğmuştu. Bunu hemen yerine getirmeliydim."
2. Dünya Savaşı sonucunda Almanya'nın yenilgisinin kesinleşmesi ve ümitsizliğin iyice artması üzerine 30 Nisan 1945'te Berlin'de eşi Eva Braun'la birlikte intihar etmiştir. Kendi isteğiyle, cesetleri bombaların açmış olduğu bir çukura yerleştirilip benzinle yakıldı. İntiharından az önce yazdığı vasiyetnamesinde bile Hitler, kendisi ile ilgili bir özeleştiri yapmak yerine,savaşa girmekte haklı olduğunu savunuyor, yenilgiden korkak ve yalancı generalleri sorumlu tutuyordu.